Suriye birlikleri sabahın ilk saatlerinde ayaklanmanın merkezlerinden biri olan Humus'a yine topçu saldırısı başlattı. Görgü tanıkları en az 15 kişinin öldüğünü söylüyor.
Abone olSuriye birlikleri, Humus kentine yeniden topçu saldırısı başlattı. Görgü tanıkları en az 15 kişinin öldüğünü bildirdi.
Bölgede bulunan BBC muhabiri, Esad yönetimine başlatılan ayaklanmanın merkezlerinden biri olan kente yarım dakikada bir havan mermisi düştüğünü söylüyor.
Muhalif güçler, saldırıda isyancıların elindeki bir hastanenin hedef alındığını belirtiyor.
Suriyeli muhalifler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Şam'ı kınayan karar tasarısını veto eden Rusya ve Çin'e öfkeliler.
'Hastane hedef alındı'
Humus'a girmeyi başaran BBC muhabiri Paul Wood, topçu saldırısının yerel saatle 06.00'da başladığını duyurdu.
Muhabirimize göre, isyancılar saldırıya makinalı tüfeklerle karşılık verdiler. BBC muhabiri, saldırıda bir hastanenin hedef alındığı yolundaki iddianın bu aşamada doğrulanmasının zor olduğunu söyledi.
Hastanede daha önce Humus'a düzenlenen saldırılarda yaralanan onlarca kişi tedavi ediliyor.
Bazı muhalifler, bunun ayaklanmanın başladığı Mart ayından bu yana gördükleri en şiddetli saldırı olduğunu söylüyor.
Bir muhalefet temsilcisi, saldırıda helikopter ve tankların da kullanıldığını anlattı.
Muhabirimiz kent sakinlerinin keskin nişancılara hedef olmamak için ölülerini gece gömdüklerini aktarıyor.
Merkezi Londra'da bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi adlı gruba göre, dünkü çatışmalarda çoğu Humus'ta olmak üzere 28 kişi öldü.
Çin ve Rusya'ya tepki
Kent sakinleri, BM Güvenlik Konseyi'nde Çin ve Rusya'nın Şam'ı kınayan karar tasarısını veto etmesinin Esad yönetimini cesaretlendireceği endişesini dile getirdi.
En büyük muhalif grup olan Suriye Ulusal Konseyi, bu kararla Esad yönetimine göz yumulduğu belirtilerek ülkede şiddetin tırmanmasında bu ülkelerin sorumlu olacağı savunuldu.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Çin ve Rusya'ya sert tepki gösterdi.
Clinton'dan çağrı
Vetoyu "gülünç" diye niteleyen ve adalet anlayışını ayaklar altına aldığını söyleyen Clinton, Birleşmiş Milletler çatısı dışında Suriye halkına yardım çabalarının iki kat artırılması çağrısını yaptı.
Yorumcular Clinton'ın bu sözleriyle Libya konusunda oluşturulan Temas Grubu'na benzer bir ittifakı ima ettiğini düşünüyor. Libya krizi esnasında Kaddafi muhaliflerine yardım sağlamak amacıyla Arap ülkeleri ve diğer ülkelerden oluşan bir grup oluşturulmuştu.
Clinton, ABD'nin ''demokratik bir Suriye'nin dostlarıyla'' birlikte çalışacağını ve Beşar Esad muhaliflerine destek vereceğini kaydetti.
Bulgaristan'ı ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ''iğdiş edilmiş bir halde'' olduğunu söyleyen Hillary Clinton, ABD'nin Suriye hükümetine yönelik ''bölgesel ve ulusal'' yaptırımların sıkılaştırılması için gayret sarfedeceğini belirtti.
Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe de Rusya ve Çin'in vetosunun Birleşmiş Milletler'i ''ahlaken lekelediğini'' söyleyerek öfkesini belli etti. İngiltere, veto kararının Suriye halkına zarar verdiğini açıkladı.
Çin ve Rusya ise karar taslağının 'yanlı' olduğu gerekçesiyle destekte bulunmadıklarını söylüyorlar.
Veto kararını savunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, taslak metinde olup bitenlerden sadece Suriye lideri Beşar Esad'ın sorumlu tutulduğunu ve silahlı muhalif gruplara ilişkin bir önlem önerilmediğini söyledi.
Arap Birliği tarafından hazırlanan ilk taslak metin üzerindeki görüşmelerde bir uzlaşma sağlanamamış bunun üzerine Faslı diplomatlar, Rusya'nın, karar taslağında bulunmasına itiraz ettiği pek çok ifadenin yer almadığı yeni bir metin hazırlamışlardı.
Rusya, Beşar Esad'ın görevi bırakmasını istemenin, Suriye'de rejim değişikliği anlamına geleceğini savunarak karar taslağına itiraz ediyordu.
Suriye'nin en büyük silah sağlayıcısı olan ve toplam 4 milyar dolara ulaşan silah ticareti anlaşmalarına sahip olan Moskova yönetimi, Güvenlik Konseyi'nin 'silah satışının durdurulması' talebini de reddediyordu.