Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlığının "şiddetle mücadele" paketini açıkladı.
Abone olMilli Eğitim Bakanı Çelik, TGRT-Haber TV'de dün akşam katıldığı programda yaptığı açıklmamada, şiddet ve zararlı yayınları takip ederek, bu programları RTÜK'e bildirileceklerini söyledi. Ayrıca RTÜK ile yapılan anlaşma gereğince RTÜK'ün uygun bulmayıp ceza uyguladığı programların yayın saatleri yerine eğitim içerikli programlar devreye sokulacak.
Çözüm paketinde, "Rehberlik Sistemi" de sil baştan yeniden reforme ediliyor ve yapılandırılıyor. Okullarda bulunan rehberlik sistemleri, öğrenciyi sorgulayıcı ve tanımlayıcı hale getirilecek. Pilot uygulamasına başlanan Rehberlik Eğitim Merkezleri ülke geneline yayılacak. Bu merkezlerde öğrencilere ait on line bağlantılı dosyalar hazırlanacak ve öğrenciler takibi yapılacak. Yeni sistem "Proaktif Rehberlik" anlayışı çerçevesinde olacak ve öğrenciler adeta adım adım hem merkezden hemde rehber öğretmenlerince izlenecek.
Bakanlık şiddetin daha da köküne inecek. Bu amaçla "Ana-Baba Okulları" projesini devreye sokarak, velileri şiddet içerikli eğitimlerle bilgilendirecek. Şiddeti kökünden kurutmak isteyen MEB, Okula Aile Birlikleri, Okul İdarelerini ve Öğrenci Temsilcilikleri'nin görev ve yapısal düzenlemelerini yenileyerek, bu organların tanımları işler hale sil baştan yenileyecek. Paketin bir diğer ayağını da internet kafelere ayrıldı. Çelik, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıkları ile internet kafelere yönelik çalışma başlatıldığını açıkladı.
İnternet kafe işletmeciliğini dürüstçe yapan müteşebbislerin olduğunu ancak zararlı yayınlara yönelik önleyici filtrasyon uygulaması yapmayan girişimcilere yönelik ağır tedbirlerin alınacağını kaydetti. Çelik, kafelerin "suçlu üreten mekanizmalar" olmaktan çıkarılacağını müjdeledi.
AYNI DERSTEN 2 YIL KALAN ÖĞRENCİ OKULDAN ATILACAK
Çelik, okullardaki disiplinline yönelik alınan önlemlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 2 yıl üst üste aynı dersten kalan öğrenci okuldan atılacak. Aynı öğrenci örgün eğitim veren hiçbir okula gidemeyecekken sadece açık liselere kaydını yaptırabilecek. Bir diğer önemli ikinci karar ise bir okulda sorunu kronik hale gelmiş bir öğrenci, okulda barındırılmayarak, o da okuldan atılacak.
Çelik, bu durumu, "Bir sepet elmayı etkileyecek çürük elmayı atmamız şart" diye açıkladı. Çelik, ayrıca alınan disiplin kararlarıyla birlikte yeni müfredatın hem ödülü hem de cezayı eşit ve dengeli bir şekilde içerdiğini ve bununda zamanla oturup anlaşılabileceğini söyledi. Çelik, ayrıca okulların dış çevrelerinin kontrol altında tutulabilmesi ve takip amaçlı kamera sistemine sıcak baktıklarını açıkladı. Çelik, kameralı takip konusunda yanlış uygulamalara dikkat çekerek, okul idarelerini uyardı. Okul içlerine sınıflara kadar yerleştirilen kamera sisteminin yanlış olduğunu ve pedegojik bulmadığını belirten Çelik, "Kamera sistemiyle çocukları psikopat yaparız. Okul kapıları kontrol altına alınabilir ama iç kısımda sınıflarda olmaz" diyerek, okul müdürlerini uyardı.
Çelik, okullarda yaşanan şiddettin bir kaç ayın problemi olmadığını belirterek, şiddetin boyutuna dikkat çekti ve şunları söyledi:
"Ülkede şiddet, toplumda şiddet, ailede şiddet, kafalarda şiddet, gönüllerde şiddet. Bunların hepsi maalesef istemediğimiz halde var olan şeylerdir. Türkiye'de 20 milyonluk bir öğrenci kitlesi bulunuyor. Bu rakam Türkiye nüfusunun üçte ikisini oluşturuyor, her öğrenciyi de dört kişilik bir aileye mensup olduğu düşünüldüğünde şiddetin de doğal olarak ülke meselesi olduğu görülecektir".
"TÜRKİYE'DE ÇOCUKLAR ÇOK FAZLA TELEVİZYON SEYREDİYOR"
Çelik, basında şiddetin sistematik bir şekilde tırmanışta olduğunu ilişkin görüşlere de katılmadığını belirtti ve 2005 yılına ait yaptırdığı bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. 2005 yılında İstanbul'da 2 bin 500 okul ve yaygın eğitim hariç 2 milyonun 150 bin öğrencinin eğitim gördüğünü işaret eden Çelik, burada meydana gelen toplam olay sayısının 38 olduğunu söyledi. Bu rakamın Avrupa Birliği ve dünya ülkeleriyle mukayese edildiğinde kayda değer bir rakam olmadığını ifade eden Çelik, "Bizim öğrenciler bu durumda beyefendidir" diyerek, şiddetin abartılmamasına işaret etti.
Çelik şiddeti önemsediklerine ilişkin olarak "Fakat bir tane dahi olay çıksa bir çocuğumuzun burnu bile kanasa, bir öğretmen öğrencini döverse, öğretmen şiddet kullansa veya öğrenci öğretmenine saygısızlıkta bulunup şiddet uygulasa bu bizim problemimizdir ve bizim buna karşı pasif durmamız söz konusu olamaz" diye konuştu.
Çelik, bir öğrencinin okulda geçirdiği sürenin daha fazlasını ekran başında geçirdiğini açıkladı. Çelik, "Bir öğrenci bir yılda 13 bin saat okulda kalıyor. Bu hesaplamada haftanın 5 günlük mesaisini baz alıyoruz. Günde 6 saat okula da kalan öğrenci bir haftada 30 saat kalıyor. Yaz tatilini ve hafta sonlarını çıkardığınız zaman yaklaşık 13 bin saat okulda kaldığını görürsünüz. Bakın bir öğrenci Türkiye'de ortalama 18 bin saat televizyon seyrediyor. Bu ne demektir.
Öğrenci okulda geçirdiği sürenin 3'te 1 oranında daha fazlasını televizyon karşısında geçiriyor. Orada yayınladığınız diziler, filmler, tartışma programları ekrana ve kamuoyuna yansıyor. Buradan yansıyan tartışmalar çocuğun ruh ve davranışını dünyasını şekillendiriyor" dedi. Çelik ayrıca şiddet içerikli yayınlarla aklına şiddet getirmeyen öğrencilerin dahi bu yayınlarla akıllarına şiddet getirdiğini söyledi. Çelik, şiddet konusunda, "Biz artık ömür boyu dayak atan ve yiyen toplum olmamalıyız" temennisinde bulundu.