Devlet Bakanı Ekren, temel makro göstergeler hafif bir toparlanmaya işaret ediyor olsa da krizin sürdüğünü unutmamak gerektiğini söyledi.
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, temel makro göstergeler hafif bir toparlanmaya işaret ediyor olsa da krizin sürdüğünü unutmamak gerektiğini söyledi.
Nazım Ekren, Türkiye Müteahhitler Birliği'nin Swissotel'de düzenlediği, ''Gündem 2009'' başlıklı toplantıya katıldı.
Ekren, burada yaptığı konuşmada, 2008 yılının ikinci yarısından sonra etkisini hissettirmeye başlayan küresel krizin etkilediği sektörler itibariyle ''ekonomik kriz'' özelliğini de kazanmış bulunduğuna işaret etti.
Krizi yorumlarken üzerinde durulması gereken bazı temel kritik noktalar bulunduğunu belirten Ekren, ''Temel makro göstergeler hafif bir toparlanmaya işaret ediyor olsa da krizin devam ettiğini unutmamak gerekir. Her yayınlanan veri bir önceki yılın verisiyle mukayese edildiği gibi bir önceki ay ile mukayese yapıldığında bir derlenme ve toparlanma süreci konusunda olumlu düşünmemize neden olacak bazı göstergeler de söz konusudur'' dedi.
Ekren, yayınlanan her pozitif göstergenin olumlu bir sürece işaret ediyorsa da bunun güçlü ve kalıcı olup olmadığının önümüzdeki bir kaç ay içinde net şekilde ortaya çıkacağını ifade etti.
ÖNLEM PAKETLERİ
Pek çok ülkenin krize karşı kapsamlı, geniş içerikli politika tedbirleri içeren paketler açıkladığını hatırlatan Ekren, bu paketlerin büyüklüğü dünyanın GSYH'sı ile mukayese edildiğinde; ''dünya GSYH'nın yaklaşık yüzde 30'luk bir payının bu paketler tarafından piyasaya sürüldüğü''nün söylenebileceğini dile getirdi.
Dünya genelinde öncelikle finansal sektör ve finansal kurumlarda ortaya çıkan krizin finans kurumlarında yarattığı zararın 1 trilyon 342 milyar dolara kadar ulaştığına dikkat çeken Ekren, bu kurumlara yapılan sermaye aktarımının da 1 trilyon 100 milyar dolara geldiğini söyledi.
Ekren, kişi başına düşen gelir, kişi başına toplam borç, kişi başına toplam kamu borcu ve kişi başına yatırımlar arasındaki ilişkinin Türkiye'nin 2003-2008 döneminde iyi bir performans gösterdiğini ortaya koyduğunu, ama 2007 ile 2008 dönemi karşılaştırıldığında tablonun küresel krizin de etkisiyle farklılaştığını ifade etti.
Krize karşı yaklaşık 53 tedbir içeren 5 paket açıklandığını hatırlatan Ekren, ''2008 ve 2009 yılında açıkladığımızı paketlerin toplam büyüklüğü 36 milyar 335 milyon TL. Bunun 2008 ve 2009 milli gelirine oranı yüzde 3,8, bütçe içindeki payı yüzde 14,6. Bu paketler hem hacim olarak hem de etkilediği alanlar bakımından son derece iyi dizayn edilmiş paketler'' dedi.
''2008 yılı GSYH'sının rakamlarına bakıldığında son çeyrek en dramatik tabloyu göstermektedir'' diyen Ekren, özellikle imalat sanayinde, inşaatta ve toplam perakendede düşüş trendlerinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Ekren, son çeyrekte stok artışının milli geliri yüzde 4 aşağı çektiğini, tedbir paketlerinin üzerinde durduğu ana kurgunun da biriken stokları azaltacak bir yaklaşım olduğunu belirtti.
Son 6 sene içinde özel sektörün ekonomik yapı ve ilişkiler sistemi içindeki ağırlığı giderek arttığı için kamunun mütevazı tedbirler paketiyle özel sektörü ikame etmesinin söz konusu olmadığını ifade eden Ekren, şöyle konuştu:
''Kamunun harcamalarını artırarak özel sektörün yerini doldurma ihtimali söz konusu değil. Türk özel sektörü hem çok büyük hem çok dinamik olduğu için kamu ile özel sektörün daralan sürecin nasıl tolere edileceğini birlikte kurgulaması gerekir.
Özel sektörün yatırım açığını kamunun doldurması imkan ve kaynaklar ölçüsünde söz konusu olmayacaktır. Bu süreci yeniden şekillendirmek için kamu ve özel sektör işbirliği çerçevesinde yeni açılımları başlatmak istiyoruz. Hem yap-işlet-devret modelini hem de bu modele ilişkin başka yaklaşımları kanunlar çerçevesinde uygulamaya koyduk. Kamu-özel sektör işbirliği için de alt yapıyı oluşturmaya çalışıyoruz.''
İstihdamla ilgili çalışmaları hakkında da hatırlatmalarda bulunan Ekren, bu çalışmalara rağmen ekonomik gelişmelerden dolayı olumsuz etkilenen kesimlere ''sosyal koruma yardımları'' başlığı altında 2009 yılı için 82 milyar lira ayrıldığını söyledi.
Ekren, müteahhitlerin yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde yaşadıkları teminat mektubu sorununun çözümüne yönelik olarak Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Teminat Mektubu Garanti Fonu'nu yeniden ele alıp, özellikle kamunun ve özel sektörünün süreçteki rol ve fonksiyonlarını tanımlayarak, fonu süratle devreye sokacaklarını bildirdi.
''2013'E KADARKİ YATIRIMLARDA KISINTI YOK''
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Ekren, ''kamu yatırımlarında azalma olup olmayacağı'' yönündeki soruya karşılık, 2013'e kadar devam edecek kamu alt yapı yatırımlarında bir kısıntı yapmayacaklarını söyledi.
Ekren, daha önce taahhüt ettikleri yatırımların süreceğini, ancak özel sektörün yatırımlarındaki azalmayı kamu yatırımlarıyla telafi etmenin çok kolay olmayacağını dile getirdi.
İSTİHDAM PAKETİ
Ekren, işsizlik rakamlarıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de şunları kaydetti:
''İşsizlik elbette rakam olarak son derece büyük. Bizim üzerinde çalıştığımız paketlerden bir tanesi de istihdamın nasıl artırılacağı konusudur. Ekonomik büyümenin çok iyi olduğu dönemlerde bile istihdam oranının Avrupa ülkelerinden düşük olmasını Türkiye'de yapısal bir sorun olarak görmek lazım.
İşsizlerin işsizlik nedenleri olarak birden fazla faktör olabilir. Bunların içinde en önemli olarak ortaya çıkan, geçici bir işte çalışıyorken şimdi işsiz kalanlar, işten çıkartılanlar ve iş yeri kapananlar. Bunlar önemli bir sayıya ulaşıyor.
İstihdam paketi oluştururken üzerinde durduğumuz 3 temel bileşen şu; istihdam edilirken işsiz kalanları kalıcı halde istihdamda tutmak için hangi sektörlere ne tür tedbirler veririz? birinci ayak bu olacak. İkincisi iş gücüne katılma oranlarının artmasına paralel olarak buraya dahil olan vatandaşlarımızın mesleki donanımını nasıl geliştirebiliriz? Sonuncusu da bu ikisinin dışında kalmasına rağmen krizden etkilenen gruplara sosyal yardımlar altında neler veririz? Bununla ilgili paketi kısa süre içinde sizlerle paylaşacağız.''