Balyoz Davası kararı açıklandıktan sonra hükümetten ve diğer partilerden ilk açıklama geldi...
Abone olBalyoz davasında kararlar açıklandı. Çetin Doğan,İbrahim Fırtına ve Özden Örnek'e 20'şer yıl hapis cezası verildi.
Karara hükümetten ilk tepki Ak Partili Bekir Bozdağ'dan geldi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Balyoz kararlarını "Bu nihayi bir karar değil. Sonuç itibariyle Yargıtay aşaması var. Bu aşamadan sonra karar kesinleşmiş olacak. Şuanda adli süreç devam ediyor." ifadeleriyle değerlendirdi.
Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesinde Şeker Alım Kampanyası törenine katılımından önce gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bozdağ, Balyoz darbe planı davasındaki kararları değerlendirdi.
Bozdağ, "Şuanda ilk derece mahkemesi kararını açıkladı. Bütün Türkiye öğrenmiş oldu. Ama kararın gerekçesini henüz bilmiyoruz. Mahkeme gerekçeli kararı açıkladığı zaman daha net bir şekilde öğrenmiş olacağız. Bu nihayi bir karar değil. Sonuç itibariyle Yargıtay aşaması var. Bu aşamadan sonra karar kesinleşmiş olacak. Şuanda adli süreç devam ediyor. Adli sürecin ilk aşaması bitmiş durumdadır." dedi.
BİNALİ YILDIRIM BALYOZ DAVASI İÇİN NE DEDİ?
HABERİ DİĞER SAYFADA...
[PAGE]
TOPLUM KENDİ DEĞERLENDİRMESİNİ YAPACAK
İzmir'de bulunan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Balyoz davasındaki kararların açıklanmasıyla ilgili sorulan soru üzerine, bu konuda yorum yapmasının bir anlamı olmadığını belirtirken, toplumun kendi değerlendirmesini yapacağını söyledi.
Arkadaşlar yargı kendi işine, biz kendi işimize bakacağız, yani verilmiş bir karar üzerine benim yorum yapmamın bir anlamı yok. Toplum, kamuoyu değerlendirmesini yapacaktır. Hepimizin amacı Türkiye'nin hukuk devleti olması, gerek hukuk sistemimiz, gerek diğer kurumlarımızın kurumsal yapısının güçlendirilmesi ve demokratikleşme sürecinin daha da geliştirilerek devam etmesidir. Türkiye'de kim ne yapacaksa, halkın iradesiyle, milletin iradesiyle istediğini yapar, mesajını kamuoyuna verir. Kamuoyu, 75 milyon Türk insanı eğer ilgi duyarsa, destek verirse şansverir. Hizmet etme imkanı olur, bunun dışındaki girişimler Türkiye'yi hep geri götürmüştür. 1960, 1971, 1980, 28 Şubat, 26 Nisan, bütün bunlar Türkiye'nin aslında bir anlamda Türkiye'nin demokrasisine yönelik girişimler olmakla beraber, Türkiye'nin demokrasisini geliştirmesine de bir vesile olmuştur. Hepimiz ümit ediyoruzki, demokrasi dışı hiçbir girişim ülkemizde bir daha olmasın. Hukuk devleti herkesin güven duyacağı bir anlayışa ulaşmış olsun"