BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Hükümet, akortsoz orkestra gibi..

MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti hükümetini akortsuz orkestraya benzetti ve çok ağır eleştirilerde bulundu.

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 59.hükümetin kurulmasıyla Türk milletinin çok başlılıktan kurtulma ümidinin boşa çıktığını savunarak, ''Çünkü tecrübesiz ve akortsuz orkestraya benzeyen AKP iktidarının ne çok sesliliğinin ne de halkı kandırmaya ve avutmaya yönelik nakaratlarının sonu gelmiştir'' dedi. Son siyasi gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yapan Bahçeli, AK Parti iktidarının ciddiyetten, tutarlılıktan ve kararlılıktan yoksun bir yaklaşım sergilediğini, bu yaklaşımların ülkeyi hem içerde hem de dışarıda kan kaybetmesine yol açtığı savundu. İkinci AK Parti hükümetiyle birlikte Türk milletinin çok başlılıktan kurtulma ümidinin de boşa çıktığını öne süren Bahçeli, ''Çünkü tecrübesiz ve akortsuz orkestraya benzeyen AKP iktidarının ne çok sesliliğinin n ede halkı kandırmaya ve avutmaya yönelik nakaratlarının sonu gelmiştir'' ifadesini kullandı. Bahçeli, ABD Savunma Bakan Yardımcısı ve daha sonra Dışişleri Bakan Yardımcısının Türkiye'nin Irak politikasına ve Türk-Amerikan ilişkilerine yönelik olarak yaptığı açıklamaların, birçok açıdan düşündürücü ve üzücü bir mahiyet taşıdığını, ABD Dışişleri Bakanı Powell'ın konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmelerin de bu gerçeği değiştirmediğini bildirdi. Türk milletine ve devletine yönelik, diplomatik nezaket kurallarını da aşan bu beyanları 'çirkin ve incitici' olarak değerlendiren Bahçeli, gerek Başbakan Erdoğan'ın gerekse Dışişleri Bakanı Gül'ün bu açıklamalar karşısında ortaya koyduğu tavırların da en az ABD Savunma Bakan Yardımcısının açıklamaları kadar talihsiz ve onur kırıcı olduğunu ileri sürdü. Bahçeli, ''Hangi sabeple olursa olsun Türk devleti ve milletinin bu tür değerlendirmeleri haketmediği ve müttefikimiz Amerika yönetimine bu tarz yaklaşımları yakıştırmadığımızı ifade etmek istiyorum'' dedi. Bahçeli, AK Parti iktidarının 6 ayı bulmasına rağmen Kıbrıs meselesinde ve AB yönetimiyle ilişkilerde hiçbir olumlu adımın atılamadığını, bilakis dayatmalara davetiye çıkartan bir politika izlendiğini öne sürdü.