Hukuk tahsilini 54 yaşında tamamlayan beyin cerrahından "hayat boyu eğitim" tavsiyesi
Beyin cerrahlığı yaparken hukuk fakültesinden de mezun olan Prof. Dr. Erdal Kalkan: Kendi alanınızda iyi olacaksınız, o alanda gayret edeceksiniz ama diğer alanlarda da bilgili olmanız, kendinizi geliştirmeniz lazım. Aksi takdirde körelmeye başlıyorsunuz. Okumaya devam etmeniz zihninizi açık tutuyor.
Abone olTıp Fakültesinden mezun olduğu sene hukuk fakültesini kazanan ancak lise diplomasının aslını temin edemediği için kayıt yaptıramayan, 26 yıl sonra aftan yararlanan ve ikinci üniversitesini 54 yaşında bitiren beyin cerrahı profesör, zihin sağlığı ve nörolojik hastalıkların önüne geçmek için "hayat boyu eğitim"i tavsiye ediyor.
Konya'da doğup büyüyen 62 yaşındaki Prof. Dr. Erdal Kalkan, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduğu 1985'te, çocukluk hayali olan hukuk eğitimi için üniversite sınavına girdi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı.
Kayıt yaptırması için gerekli olan lise diplomasının aslını temin edemediği için hukuk fakültesine kayıt yaptıramayan Kalkan, 2011'de çıkan öğrenci affıyla hayallerine doğru bir adım attı. 26 yıl önce mezun olduğu üniversiteden lise diplomasını alan Kalkan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydını yaptırdı.
Hukuk fakültesindeki eğitimini, beyin cerrahisinde alanında çalışırken sürdüren ve 2016'da mezun olan Kalkan, sağlık için zihinsel hareketin sürekliliğini öneriyor.
Kalkan, AA muhabirine, hayallerini gerçekleştirdiği için mutlu olduğunu söyledi.
Hukuk fakültesini kazandığı sene yaşadıklarını ise Kalkan, şöyle konuştu:
"Tıp fakültesi mezuniyeti cuma günüydü, hukuk fakültesinin son kayıt tarihi de pazartesiydi. Ben koşa koşa mezuniyet belgemle evrakımı toparladım, kaydımı yaptırmak için gittim. Öğrenci işleri kayıtta lise diplomamın aslını istedi. Dedim ki 'Lise diplomamın aslı yok. Ben üniversite mezunuyum zaten. Buyurun bu çıkış belgem'. Dedi ki 'Lise diplomasının aslı lazım'. Çukurova Üniversitesi'ne gittim. Dekan beye zorunlu hizmetimi yapacağımı, dışardan okuyarak da hukuk fakültesini bitirmek istediğimi söyledim. Ne yazık ki o zamanki dekanımız 'Lise diplomanızın aslını aldığınızda mecburi hizmetten kaçacaksınız. Ben lise diplomanızı vermiyorum.' dedi."
Mezun olduğu liseden aldığı mezuniyet belgesinin de hukuk fakültesi tarafından kabul edilmediğini dile getiren Kalkan, mecburi hizmetini Ankara'da yapmasına rağmen kazandığı hukuk fakültesinde okuyamadığını söyledi.
"Bir gece yarısı af çıktığı haberini gördüm"
Mecburi hizmetinden sonra hem yurt içi hem de yurt dışında hekimlik ve akademisyenlikle beyin cerrahisi uzmanlığından başlayıp profesörlüğe kadar ulaştığını, 39 yıldır aralıksız olarak hekimliği sürdürdüğünü anlatan Kalkan, şöyle devam etti:
"Hukuk içimde kalmıştı. Doçentken bir gece yarısı uykum kaçtı. 'Türkiye tarihinin en büyük öğrenci affı çıktı' diye bir haber gördüm. Bu haberi görür görmez bende bir yıldız çaktı, 'Acaba yeniden hukuk fakültesini okuyabilir miyim artık?' diye."
Afla birlikte kazandığı üniversiteye kayıt yaptırdığını, bu sırada Konya'da akademisyenliğe ve hekimliğe devam ettiği için Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesine geçtiğini anlatan Kalkan, 2016'da da mezun olduğunu söyledi.
Kalkan, tıp hukuku üzerine çalışmalar yaptığını, kitap yazdığını, hukuk tahsili gören hekimlerle Hukukçu Hekimler Enstitüsü Derneğini kurduklarını, hukukçu bakış ile tıpçı bakışı birleştirmeyi, iki meslek grubu arasında birlikte bir şeyler üretmeyi amaçladıklarını belirtti.
"Heybenizi artık daha çok doldurmanız lazım"
Beyin cerrahı olarak insanlara eğitimi ve kişisel gelişimin sürekliliğini öneren Kalkan, şunları kaydetti:
"Dünyada tek alanda uzman olmak yeterli değil. Heybenizi artık daha çok doldurmanız lazım. Sizi geliştirebilecek eğitimleri almanız lazım. Kendi alanınızda iyi olacaksınız, o alanda gayret edeceksiniz ama diğer alanlarda da bilgili olmanız, kendinizi geliştirmeniz lazım. Aksi takdirde körelmeye başlıyorsunuz. Oysa okumaya devam etmeniz zihninizi açık tutuyor. Sizi hep bir şeyler öğrenmeye teşvik ediyor.
Özellikle şunu vurguluyorum; çağımızın vebası gibi olan demans, Alzheimer eskiden 80'li 90'lı yaşlarda olurken, şimdi 60 yaşın üzerindeki insanlar demansa giriyorlar ve artık çevreleriyle irtibatları kopuyor, çocuklaşıyorlar. Ama siz zihninizi çalıştırırsanız, Alzheimer'a yakalanma ihtimaliniz daha gecikecektir, daha uzayacaktır, belki de hiç yakalanmayacaksınız. Bu yüzden zihinsel faaliyetleri, bedensel faaliyetlerle birlikte hep sürdürmek lazım. Öğrenmenin yaşı yok. İmkanınız varsa, öğrenmek istiyorsanız, ne olursa olsun, yabancı bir dil olabilir, yeni bir lisans alanı olabilir, başka bir alan olabilir mutlaka öğrenmeye gayret edin. ikinci üniversite, üçüncü üniversite, lisan, ikinci lisan, üçüncü bir lisan, mutlaka gayret edin. Eğitim, zihninizi hep açık tutacaktır."