BIST 9.484
DOLAR 34,42
EURO 36,38
ALTIN 2.837,94
HABER /  GÜNCEL

'Hükmünüzü sandıkta verin'

Baykal, "Sahtekar Erdoğan" sloganı atan vatandaşları uyararak, ''Hükmünüzü sandıkta verin" diye konuştu.

Abone ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdoğan'ın "bereketsiz" benzetmesine karşılık "CHP'nin kökü Atatürk, Kuvay-i Milliye, dünyanın en güçlü devletlerine meydan okuyan efelerdir. Her zaman başı sıkışan ya Atatürk'e ya da CHP'ye saldırır" dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Aydın'da düzenlediği mitingde Başbakan Erdoğan'a yüklendi. Aydın İstasyon Meydanı'nda yaklaşık 10 bin kişiye hitap eden Baykal, "Şu anda kimse hayatından memnun değil. Türkiye Yunanistan'dan pamuk ithal ediyor. Türkiye'nin yüzde 40'ı çiftçidir. Üretici ne yetiştirirse yetiştirsin iki yakası bir araya gelmiyor. 2003 yılına ait doğrudan gelir destekleri henüz ödenmedi. Bir ülkenin yüzde 40'ı yoksul olursa esnaf güler mi?" şeklinde konuştu. Baykal, Erdoğan'ın "bereketsiz" benzetmesine karşılık "CHP'nin kökü Atatürk, Kuvay-i Milliye, dünyanın en güçlü devletlerine meydan okuyan efelerdir. Her zaman başı sıkışan ya Atatürk'e ya da CHP'ye saldırır" dedi. Baykal, miting alanında bulunan "İmarzedelerin durumu ne olacak?" yazılı pankartla ilgili olarak, bankaların batacağını 5 sene önce söylediklerini ama kimsenin dinlemediğini kaydederek, "O zaman dinleselerdi Türkiye'nin zararı 3.6 milyar dolar olacaktı. Uyarılarıma rağmen tedbir almadılar. Sen karışma dediler. Daha sonra 21 banka battı. Bir tek kişi bir tek kuruş kaybetmedi. AK Parti iktidarı öyle bir banka batırdı ki 400 bin kişinin parasını bitirdi. Batan bankalardan ise ülke 76 milyar dolar zarara uğradı. Bu nedenle siz İmarzede değil, AKP zedesiniz" dedi. Baykal, "Sahtekar Erdoğan" sloganı atan vatandaşları da uyararak, "Kötü söz söylemeyin. Hükmünüzü sandıkta verin" diye konuştu. Erdoğan'ın iktidar olduktan sonra çok değiştiğini belirten Baykal, "Başbakan bir zamanlar çok saygılıydı. Şimdi herkesi azarlıyor. İktidar olmadan önce çay simit hesabı yaparak asgari ücreti eleştirirdi. Şimdi işçinin ücretini unuttu. Kendi maaşını düşünür hale geldi. Maaşı yetmiyorsa gelsin onu namerde muhtaç etmeyiz. Başbakanımızı şirket kapılarında diz çöker görmek istemiyoruz. Alman Başbakana maaşını soracağına Almanya'daki asgari ücreti sorsun" şeklinde konuştu. "NE OLDUM DEĞİL, NE OLACAĞIM DİYECEKSİN" Erdoğan'ın son zamanlarda normal olmadığını da iddia eden Baykal, "İnsan bazen çok büyük servete kavuşur, ancak taşımasını bilmez. Piyangodan halim selim bir kişiye para çıkar. Eğer bu kişinin görgüsü ve alt yapısı sağlam değilse kimseyle bağdaşamaz. Çok büyük iktidarı taşımak da kolay değildir. Bir bakıyorsun bütün basın, tüm işadamları emrinde. Kendini büyük bir güç zannedip, küçük büyük bütün dağları ben yarattım zannedersin. Bunun da tedavisi seçimdir. Sandıkta gerekeni yapacaksınız. Senin gibi kimler geldi, kimler geçti. Dün bir, bugün iki. Ne oldum değil, ne olacağım diyeceksin" dedi. Hükümetin çıkardığı yasaları kendi yolsuzluklarını ört bas etmek için çıkardığını ileri süren Baykal, "Biz vatandaşları affediyorlar zannediyorduk. Meğerse onlar kendilerini affetmek için kanun çıkarmışlar. Vergi affı kanunundan en çok yararlanan Maliye Bakanı ve Başbakan oldu. Bunların yolsuzluklarını da kimse yazamadı. Bunları yazmak hiçbir babayiğidin harcı değildir" ifadelerini kullandı. Baykal, Türkiye'yi uçurumun eşiğinden CHP'nin kurtardığını savunarak sözlerine şöyle devam etti: "01 Mart 2003 tarihinde eğer tezkere geçmiş olsaydı bugün Güneydoğu Anadolu'da 70 bin yabancı asker topuyla tüfeğiyle, bayrağıyla konuşlanacak ve ABD'nin talimatıyla bir oraya bir buraya saldıracaktı. Bunu CHP önledi. İki gün önce İspanya'da bombalar patladı. İspanya Irak'a asker göndermişti. Bombayı koyanlar belli oldu. Eğer teskere geçseydi. Aynı durum Türkiye'de de yaşanabilirdi." Pişmanlık yasasının Amerikanın isteğiyle çıkarıldığını öne süren Baykal, "Yasa çıktı. Hapisteki bütün PKK'lı ve Hizbullahçılar dışarı çıktı. Ama dağdan bir kişi bile inmedi" dedi. Baykal, miting sonunda belediye başkan adaylarını tanıtıp destek istedi.