AİHM’e atıf yapan Strasbourg’a gider
Abone olHakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun, AİHM ile ortaklaşa düzenlediği “Hâkim ve Savcıların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Hakkındaki Farkındalıklarının Arttırılması Projesi”nde ilgili ilginç “promosyon”. HSYK, hâkim ve savcıların yargılama faaliyetleri sırasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile güvence altına alınan hak ve özgürlüklere ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihat ve yorumlarını göz önünde bulundurmalarını sağlamayı amaçlayan proje kapsamında hakim ve savcıların AİHM’e götürüleceğini bildirdi.
Vatan Muhabiri Kemal Göktaş'ın özel haberine göre 3 yıl içerisinde AİHM’e 18 ziyaret yapılacağı ve bu ziyaretlerden ilk ikisinin 2012 yılı Kasım ve Aralık aylarında, 8’er ziyaretin 2013 ve 2014 yıllarında gerçekleştirileceği ifade edildi. Buna göre her bir katılımcı grup 40 kişiden oluşacak. Buna göre toplam 720 hakim ve savcı Strasbourg’a götürülecek.
Katılımcılar, doktora ve yüksek lisans gibi akademik kariyer yapanlar, makale ve kitap gibi mesleki eser yazanlar, kararlarında AİHS ve AİHM kararlarına atıf yapanlar, Türkiye Adalet Akademisi bünyesinde eğiticilik veya herhangi bir seminer, sempozyum veya konferansta konuşmacı olarak görev yapanlar, HSYK, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Adalet Akademisi tarafından düzenlenen Kanun ve ikincil düzenlemelere ilişkin sorun tespiti-öneri oluşturulmasına yönelik komisyon çalışmalarında bulunanlar da değerlendirilerek tüm hakim ve savcılar arasından HSYK 1. Dairesince belirlenecek.
ÖNCELİK ÖZEL YETKİLİLERİN
HSYK, AİHM’e götürülerek AİHM kararları ile ilgili farkındalık yaratılması hedeflenen hakim ve savcılar arasında önceliği ise “yeni özel yetkili” hakim ve savcılara verdi. 3. Yargı Paketinin ardından öncesi özel yetkili hakim ve savcılar büyük ölçüde değişmiş, yerlerine yenileri atanmıştı. Ayrıca kanuna göre tutuklama, yakalama, arama, gözaltı gibi konularda karar vermek üzere “özgürlük hakimleri” de atanmıştı. HSYK, 6-7 Kasım 2012 tarihinde yapılacak birinci ziyarette Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi kapsamında görev yapan bu hâkim ve savcılar ile Yargıtay’da bu suçlara bakan daire tetkik hâkimleri ile Yargıtay Cumhuriyet savcılarına öncelik verecek.
MESLEK İÇİ EĞİTİM
HSYK, AİHM projesinden önce de yeni özel yetkili hakim ve savcılara yönelik olarak bir de meslek içi eğitim programı düzenleyeceğini duyurmuştu.
Buna göre HSYK 1. Dairesi 13 Eylül 2012 tarihli ve kararı uyarınca “Terörle Mücadele Kanunu’nun 10’uncu maddesi gereğince” kurulan mahkeme ve savcılıklarda görev yapan Cumhuriyet başsavcı vekilleri, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanları, hâkim ve Cumhuriyet savcılarına yönelik olarak iki grup halinde ikişer gün sürecek meslek içi eğitim programı düzenlenecek. Program 15-16 Ekim ve 18-19 Ekim 2012 tarihlerinde İstanbul’da iki grup halinde düzenlenecek. Yani yeni özel yetkili hakim ve savcılar ile özgürlük hakimleri Ekim ayında meslek içi eğitmden geçip Kasım ayında AİHM ziyaretine katılacak.
HSYK, 18-19 Aralık 2012 tarihinde yapılacak ikinci ziyarette ise güvenlik tedbirlerine hükmeden sulh ceza hâkimleri ve Cumhuriyet savcıları ile Yargıtay tetkik hâkimleri ve Cumhuriyet savcılarına öncelik verecek.
"YARGI ETİĞİ" MASAYA YATIRILIYOR
Son dönemde özellikle Balyoz davası etrafında yürütülen yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki tartışmalarla ilgili olarak HSYK’dan ilginç bir adım geldi. HSYK’dan “Hukuk ve Etik”, “Uluslararası Belgelerde Yargı Etiği”, “Yargı Etiği Konusunda Örnek Ülke Uygulamaları” ve “Türk Hukuk Uygulamasında Yargı Etiği” konularının tartışılacağı sempozyumda sunum yapmak isteyen hakim ve savcılara yönelik olarak yapılan duyuruda çarpıcı değerlendirmeler yapıldı. Duyuruda, “son yıllarda, ülke gündemini belirleyen en önemli etkenin yargı organları olmaya başladığı” belirtilerek “Bunun nedeni ise kamuoyunu yakından ilgilendiren birçok konuda verilen yargı kararları ve halkın bu kararlara olan ilgisi ve yaklaşım tarzıdır. Bu şekilde oluşan kamu ilgisi birçok tartışmayı da beraberinde getirmektedir. Bu tartışmalar genel olarak yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konularına ilişkindir. Bu kavramlar uluslar arası hukuk çevrelerinde genel olarak ‘yargı etiği’ başlığı altında değerlendirilmektedir” denildi.