HSYK 3. Dairesi, takipsizlikle sonuçlanan Kozmik Oda soruşturmasında usulsüzlük yapıldığı iddialarıyla ilgili inceleme izni verdi.
Abone olHSYK 3. Dairesi, Kozmik Oda soruşturmasını yürüten savcı Mustafa Bilgili ile Kozmik Oda'da arama kararı veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında inceleme kararı verdi.
Kozmik Oda'da inceleme yapan dönemin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Kadir Kayan hakkındaki dosya, Yargıtay üyesi olması nedeniyle Yargıtay'a gönderildi.
Suikast iddiasının temelsiz olduğu anlaşılınca Arınç, soruşturmayla ilgili "Acaba benim üzerinden bir operasyon mu yaptılar?" diye konuşmuştu.
SORUŞTURMAYA BAKAN SAVCI VE HAKİM MERCEK ALTINDA
HSYK 3. Dairesi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla başlatılan ve Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanlığında yapılan aramayla ilgili soruşturmayı yürüten savcı Bilgili, arama kararı veren hakimler ve arama yapan dönemin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Kadir Kayan hakkındaki iddialar üzerine resen harekete geçti.
Daire, savcı Bilgili ile Kozmik Oda'da arama yapılması kararı veren hakimler hakkında inceleme yapılması kararı aldı.
Savcı Bilgili ve hakimler hakkında inceleme yapmakla görevlendirilen müfettişler, bu kişiler hakkında soruşturma açılmasına gerek görürse soruşturmayı HSYK 2. Dairesi yürütecek.
Soruşturma sırasında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi olan hakim Kadir Kayan, 2011'de Yargıtaya üye seçilmişti. Bu nedenle Kayan hakkındaki dosya, gereğinin yapılması için Yargıtaya gönderildi.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi Üyesi Kayan hakkındaki iddiaları ise Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu ele alacak.
ABD'DEN GELEN İHBAR
“Kozmik Oda” soruşturması, 24 Aralık 2009 tarihinde, ABD’den gelen bir ihbar üzerine Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda görevli Albay Erkan Yılmaz B. ile Binbaşı İbrahim G.’nin, Arınç’ın da oturduğu Çukurambar semtindeki polislerce alıkonulmasıyla başladı.
20 polis tarafından alıkonulan iki subaydan Erkan Yılmaz B.’nin cebinden yere düştüğü iddia edilen bir kağıdın üzerinde “1424 C.. F.. A..” yazan bir not bulundu. Nottaki adresin Arınç’ın ev adresi olduğu iddia edildi. Subayların kullandığı 06 LJY 48 plakalı araçta da hükümet üyeleri ve eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in adreslerini gösterdiği öne sürülen kroki bulunduğu iddia edildi. İki subay, olay yerine gelen Seferberlik Bölge Başkanı Albay Yusuf A. tarafından Merkez Komutanlığı’na götürüldü.
25 GÜN ARAMA YAPTILAR
Soruşturmayı yürüten eski özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, subayların görev yaptığı Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki 11 ve 16 numaralı kozmik odalarda hâkim Kadir Kayan aracılığıyla 25 gün arama yaptı. Aramalar sonucu ele geçen belge ve bilgiler, Genelkurmay ve sivil mahkemede saklanırken, 26 Aralık 2009’da sekiz asker gözaltına alındı.
Savcı Bilgili, üç subayın “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek, örgüt faaliyeti çerçevesinde hükümete karşı suça teşebbüs etmek” iddialarıyla tutuklanmasını istedi. Mahkeme, tutuklama talebini reddetti. Hâkim Kayan da daha sonra Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından Yargıtay üyeliğine atandı. Tutuklanması istenen ve mahkemeden serbest bırakılan üç subay, kroki ve notu kabul etmedi.
Polisler subayları notu yutmaya çalışmakla suçlarken, subaylar Arınç’ın ev adresi yazılı olan notun kendilerine ait olmadığını, Genelkurmay’da görevli Albay Baki K.’yı izlemekle görevli olduklarını söyledi.
NOTTAKİ YAZILAR ÖRTÜŞMEDİ
Albay Erkan Yılmaz B., ifadesinde, “Bulunan bu pusula bana ait değildir. Kime ait olduğunu bilmiyorum. Montumun sağ yan cebine nasıl girdiğini bilmiyorum. O ana kadar üzerimde böyle bir not yoktu. Polisler bizi arabadan çıkardığında ellerimi arkaya çevirip kelepçelediler. O anda üst araması yaptılar. Bu kâğıdı kesinlikle polisler cebime koymuştur. Kanaatimde polisler ihbarın devamında bu soruşturmayı derinleştirebilmek için benim cebime böyle bir kâğıt koymuşlardır” dedi. Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasından sonra “Kozmik Oda” dosyası Bilgili’den alınarak Savcı Tekin Küçük’e verildi. Küçük, soruşturmanın dayanağı olan ve Albay Erkan Yılmaz B.’nin yutmaya çalıştığı iddia edilen Arınç’ın ev adresinin yazılı olduğu notun grafolojik incelemesini yaptırdı.
Erkan Yılmaz B.’den alınan imza örnekleri nottaki yazıyla karşılaştırıldı. Sonuçta yazıların uyuşmadığı ortaya çıktı. Küçük, subayların olay gününe ait cep telefonu sinyallerinin de ifadeleriyle örtüşüp örtüşmediğini araştırdı. Subayların ifadeleriyle cep telefonu sinyallerinin de örtüştüğü açığa çıkarıldı.
BOMBA YÜKLÜ KAMYON KUMPAS MIYDI?
“Kozmik oda” soruşturması sürerken 10 Mart 2010 tarihinde, yine emniyete gelen bir ihbar sonucu içinde ‘kirli silahların’ bulunduğu öne sürülen bir kamyon Gölbaşı yakınlarında durduruldu. Emniyete götürülen 06 BJ 9915 plakalı kamyondan 25’li sandıklar içinde M26 model Amerikan yapımı NATO standardı savunma tipi kafile ve seri numaraları üzerinde yazılı bulunan 958 adet el bombası çıktı. Savcı Bilgili, el bombalarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait olduğu, Milas/Güllük’ten Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait Oğulbey kışlasına götürüldüğü, ihbarın Kozmik Oda soruşturmasındaki bir kısım subay ve astsubayla irtibatının tespit edilemediği gerekçesiyle 12 Mart 2010’da takipsizlik kararı verdi.
Ancak bu kararın ardından el bombalarıyla ilgili kriminal inceleme yapıldı. Bomba bilgi merkezinden gönderilen irtibat raporunda, 958 adet el bombasının kafile ve seri numarasının Ergenekon, Hizbullah ve Söylemezler çetesiyle ilgili operasyonlarda ele geçirilen mühimmatlarla irtibatlı olduğu iddia edildi.
ARINÇ: BENİM ÜZERİMDEN OPERASYON MU YAPTILAR ACABA?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Habertürk televizyonunda Aralık 2014’te katıldığı programda 2009’da kendisine yönelik suikast iddiası için başlatılan soruşturma anımsatılarak, “Bu paralel yapının kozmik odaya girmek için gerekçesiymiş, diye düşündünüz mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Öyle bir şey zaman zaman aklıma geldi. Bu süreç ilerledikçe ve bu darbe teşebbüsü ortaya çıktıktan sonra kafama takılan soru şu oldu; ‘Acaba benim üzerinden bir operasyon mu yaptılar?’ Çok çirkin bir tabir ama kullanmak zorundayım, ‘acaba kullanmak mı istediler? Yani kozmik odaya girmeleri gerekiyordu da böyle bir ciddi olayı kamuflaj aracı olarak mı kullandılar’ diye. Yalan söylemem gerekmez, içimdeki bir şüphe büyümeye başladı. Acaba bu olay sebebiyle benim üzerimden bir başka operasyon yapmış olabilirler mi diye.”