BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,41
ALTIN 2.924,32
HABER /  GÜNCEL

HRW: Suriye'deki işkenceler insanlık suçu

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Suriye'de devlet desteğinde yaygın iekilde işkence uygulamaları olduğunu ve yapılanların insanlık suçu oluşturduğunu açıkladı.

Abone ol

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) Suriye'de devlet desteğinde yaygın şekilde işkence uygulamaları olduğunu açıkladı.

Ülkedeki 'çeşitli işkence merkezleri'nde alıkonmuş olan 200'ü aşkın kişiyle mülakatlar yapan örgüt, yayımladığı raporda dehşet uyandıran işkence yöntemlerinden, insanların kayıplara karışmasından ve keyfi tutuklamalardan örnekler veriyor.

Suriye yönetiminin yaptıklarının "insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu" kaydeden İnsan Hakları İzleme Örgütü, Esad yönetiminin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasını istiyor. Ancak muhabirler, böylesi bir girişimin Rusya tarafından engelleneceği inancında.

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, bu son raporun "açık bir uyarı" niteliğini taşıdığını söyledi. Hague, "Sistemli ve yaygın şekilde insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar, kendilerini kandırmasın. Biz ve uluslararası ortaklarımız, bu kişilerin adaletle yüzleşmesini sağlamak için elimizden gelen herşeyi yapacağız." dedi.

Zorla itiraflar

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporunda, 2011 Mart'ından bu yana kötü muamele ve işkence görmüş, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 200'ü aşkın kişinin anlattıklarına yer veriliyor.

Örgütün raporuna göre, mülakat yapılan her birey, aşırı derecede kalabalık yerlerde tutulduklarını ve yeterli yiyecek olmadığını anlattı; birçokları da kendilerine, zorla, hükümet aleyhtarı gösterilere katıldıklarının itiraf ettirildiğini söyledi.

Görgü tanıklarının çoğunluğu da işkenceye uğradıklarını anlatırken, bazıları, insanların gözaltındayken işkenceden öldüğünü gördüklerini öne sürdü.

Raporda tanıklığına yer verilen 13 yaşındaki bir erkek çocuk, Tel Kelak yakınlarındaki bir askeri güvenlik merkezinde üç gün boyunca işkence gördüğünü anlattı.

Söz konusu çocuk yaşadıklarını anlatırken, "Bana, 'siz domuzlar özgürlük mü istiyorsunuz?' dediler. Tek başıma sorguya çektiler. Karnıma elektrik verdiler. Kendimi kaybettim. İkinci kez sorguya çektiklerinde dövdüler ve yeniden elektrik verdiler. Üçüncü defasındaysa penseyle geldiler ve ayak tırnağımı söktüler." dedi.

Dehşet sahneleri

Örgütün ifadelerine yer verdiği görgü tanıkları, gözaltı merkezlerinde elektrik verilmesinden, (hem kadınlara, hem de erkeklere yönelik) cinsel tacize kadar uzanan, çok çeşitli işkence yöntemleri uygulandığını, değnekle dövme, kırbaçlama, bileklerinden uzun süre asma ve uykudan mahrum bırakma yöntemlerine başvurulduğunu anlattılar.

Örneğin İdlib'de gözaltına alınan 23 yaşındaki Emir, kendisine 'uçan halı' ve 'lastik yöntemi' uygulandığını anlattı.

Emir, "Beni sırtüstü yatar halde bir tahta parçasına bağladılar. Kafamı ve bacaklarımı havaya kaldırdılar. Çırıpçıplak haldeydim. Penisimin çevresine elektrik kabloları doladılar ve elektrik verdiler. Kendimi kaybettim. Yeniden kendime geldiğimde bacaklarımı ve ellerimi bir araba lastiğine sokuşturuyorlardı. Bütün vücudum dayak yemekten mormor olmuştu." dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) raporunda, eskiden istihbaratta çalışmış bir yetkilinin, "gözaltına alınan kişilere işkence edilmesi emrinin, doğrudan, Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın çevresindeki kişlilerle ilişkili güvenlik birimlerinden geldğini anlattığına" da yer veriliyor.

Örgüt, BM'nin Suriye'deki gözaltı merkezlerindeki durumun incelenmesi için ülkeye gözlemci göndermesini ve konunun Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne aktarılmasını istıyor.

Suriye, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kurulmasını sağlayan Roma Tüzüğü'nü imzalamadığı için, sadece Güvenlik Konseyi'nin Suriye'yi mahkemeye sevketme kararı alması halinde, mahkemenin Şam yönetimini yargılama hakkı doğabilecek. Ancak Rusya ve Çin, öteden beri Güvenlik Konseyi'nin Suriye yönetiminden hesap sorma girişimlerini engelliyorlar.

İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacılarından Ole Solvang, "Ülkedeki işkence merkezlerindeki insanlık dışı uygulamalar gerçekten korkunç. Rusya, bu uygulamalardan sorumlu kişileri korumaktan vazgeçmeli." dedi.