Hrant Dink yayınlarının getirdikleri
Telefonla konuşuyordum. Erol Aksoy'un asistanıydı
galiba.. Televizyondaki "son dakika" anonsunu görünce kanım
dondu.
Konuşamadım!
Karşımdaki bayan "Alo... Efendim duyuyor musunuz?"
diyor ama benden "tık" yok.
Ve biraz geçtikten sonra ağzımdan şu sözler döküldü:
-Allah kahretsin!
-Efendim Hadi Bey!
-Yoo size değil, Hrant Dink'i öldürdüler
de...
Öylece kapandı telefon.. Ve biz haberciler için en acı heyecan
başlayıverdi. Genel Yayın Yönetmenimiz Hacer
Alkan'ın dahili numarasını daha çevirmeden "Haberi
girdik" dedi.
Bizim Oktay Sağlam tek başına bir "Haber
Merkezi" gibidir.. Hrant'la ilgili ne varsa bulup
yayına verdi çok geçmeden. Hacer ise televizyonculuk
tecrübesini kullanarak, satır aralarından haber çıkarıyordu.
Hrant'ın servetini, yani delikli ayakkabılarını öyle haber
yaptı.
Günlerdir Hrant'la yatıp Hrant'la
kalkıyoruz.
Her anı, her detayı en ince ayrıntılarına kadar yayımlamak zorunda
hissediyoruz kendimizi. Çünkü okurumuzun beklentisi bu. Hele bir de
her bir şeyi tarafsız verdiniz mi, sorumluluğunuz daha da
artıyor.
İnternethaber'in 19 Ocak'tan bu yana gösterdiği
performans, ortaya çıkan rakamlar beni haklı
çıkarıyor.
19 Ocak'la 22 Ocak tarihleri arasındaki yükselişe
şaşırmadık. Çünkü Hrant Dink'in öldürüldüğü gün,
Türkiye'de bütün siteler kilitlendi. Ama daha sonra gördük ki,
gösterim sayımızdaki artış, kalıcı hale gelmiş.
Yani 19 Ocak'ta sitemize girenler, daha sonra hiç ayrılmadı.
Sitemizdeki haberler 400 bin defa daha fazla
okundu.
Günlük ziyaretçi sayımız 1 milyon 500'den 1 milyon 900'e
vurdu.
Hacer'le "İner iner.. Hrant Dink haberlerindendir"
dediysek de, o sayı hiç inmedi, yükseliş devam ediyor.
Biliyor musunuz, sevinemedik!
Üzüldük
Kahrolduk...
"Hrant öldürülmeseydi keşke" dedik, ama
nafile..
Tarafsiz ve temiz yayın yapmıştık...
Yapıyoruz hala...
Bu yüzden tercih edilmemiz elbette sevindirici...
Ama dedim ya...
Keşke böyle olmasaydı...
Keşke başka türlü olsaydı bu yükselişimiz.