BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  GÜNCEL

Horlayanların hayatı tehlikede!

Horlayanların dörtte birinde yaşamı tehdit edici 'uyku apnesi' var..

Abone ol

Eşini rahatsız edecek derecede horlayanların sadece erkekler olduğunu düşünenler yanılıyor. Kadınların yüzde 10’u, menopoz öncesi erkekle aynı şiddette horluyor 

Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Uyku Bozuklukları Kliniği’nden Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, horlamayı haftanın pek çok gecesinde ve bu gecelerin yarıdan fazlasında meydana gelen bir durum olarak tanımlıyor. Uzun süren horlama, hastanın eşini, çocuğunu, hatta komşusunu bile rahatsız edebiliyor. Bu tür horlamanın erkeklerde yüzde 20’lere, menopoz öncesi kadınlarda ise yüzde 10’lara ulaştığı belirtiliyor. 

KADINDA HORLAMA

Menopoz sonrası horlama oranlarına bakıldığında, kadınların bu yaş grubundaki erkeklerin horlama oranlarına yaklaştıkları görülüyor. Kadınların, menopoza girme yaşlarına yakın dönemde ise erkeklerin daha fazla horladıklarına dikkat çekiliyor. Şişmanların daha fazla horladığı belirtiliyor ve bunun, şişmanların üst hava yolunda meydana gelen yağlanma fazlalığından kaynaklandığına dikkat çekiliyor. Kadınlık hormonlarının horlamayı engellediği yönünde görüşler de bulunuyor. 

GEBELİKTE ARTAR MI? 

Horlama şikâyeti, özellikle gebeliğin son 3 ayında artıyor; bunda ödem ve kilo artışının da etkili olduğu belirtiliyor. Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, bu durumun bebeğe olumsuz etki yapmadığını söylüyor. Gebelik öncesinde uyku apnesi sorunu bulunanların problemlerinin uyku esnasında çok daha ağır seyrettiği biliniyor. 

HORLAMA NEDİR?

Uykuda soluk alıp verirken başta küçük dil ve yumuşak damak olmak üzere üst solunum yolundaki yumuşak dokuların kaba titreşimi ve bunun yarattığı ses, “horlama ” olarak adlandırılıyor. 

BU KİŞİLER DERİN UYUYAMAZ

Horlama sorunu olanların derin uyku uyuyamadıkları belirtiliyor. Horlayanın uyku kalitesi öncelikle titreşim ve ses nedeniyle bozuluyor. Horlayanların uyku apneleri olmasa bile derin uykuya daha az daldıkları biliniyor. Horlama sorunu olanlarda uyku kalitesinin bozuk oluşu dikkat çekiyor. Bu noktadaderin uyku evrelerine daha az giriliyor. Horlayan hastaların duyma yeteneklerinin azaldığını gösteren araştırmalar da bulunuyor. Bu noktada hastaların içine gömülmeyecekleri kadar sert, omurga ve eklemlerini rahatsız etmeyecek kadar yumuşak bir yatakta uyumaları gerekiyor.

HANGİ HORLAMA, HANGİ SAĞLIK SORUNALRINA İŞARET EDİYOR?

Odada ya da dışardaki kişiyi rahatsız edecek derecede horlama ile “soluksuzluk”la (apne) kesilen ve sonrasında derin bir solukla yeniden başlayan horlamanın daha ciddi sonuçlara yol açtığı biliniyor. Ancak, sadece “Bu tür horlama tehlikelidir” demek, daha hafif ya da az sesli horlamanın önemli olmadığına inanmak, hastalara geç tanı konulmasına neden oluyor. Çok yorgun ve alkollü olunan günlerde meydana gelen, ancak ayda bir iki kereyi geçmeyen horlama için kaygılanmaya gerek du yul mu yor. Prof. Dr. Çuhadaroğlu, “Horlamanın şiddeti ile sorunun ciddiyeti arasında doğrudan bir ilişki kurulamaz. Ancak soluksuz aralarla kesilen horlamanın apne habercisi olduğunu unutmamak gerekir” diyor. Burun tıkanıklığı ile seyreden ve nezle gibi hastalıklarla ortaya çıkan horlamanın ise geçici olduğu düşünülüyor.

ÇOCUKTA DA GÖRÜLÜR

Çocuk horlamasının “ton”u biraz farklı ve nedenleri şunlar: 
* Geniz eti 
* İri bademcik 
* Kilo 
* Tiroit bezi bozukluğu 
* Hormonal sorunlar 

SIRTÜSTÜ YATMAK HORLAMAYI ARTIRIR

Prof. Dr. Çuhadaroğlu, sırtüstü yatmanın horlamayı artırdığını söylüyor ve sadece sırt üstü yatarken horlayan hastalar olduğuna dikkat çekiyor. Yan ya da yüzükoyun yatış pozisyonlarında horlamanın daha az olduğu belirtiliyor. Sırtüstü yatmanın engellenmesi, yatak-yastık ve kullanılan yardımcı yöntemler de sorunun hafifletilmesinde etkili oluyor. 

NEDEN OLUR? 

* Sarkık-iri yumuşak damak ve küçük dil 
* Küçük veya geride alt çene
* Şişmanlık
* Burun tıkanıklığı 
* Burun solunumunun sorunlu olması
* Uykuyu derinleştirici ilaç kullanımı (alkol dahil)
* Gün içinde yoğun dumana maruz kalmak (sigara)
* Reflü

NASIL ENGELLEYEBİLİRSİNİZ?

* Akşam yemeğini hafif yemek
* Geç saatte yemek yememe
* Daha yüksek yastıkta yatmak
* Burun tıkalı yatağa girmemek
* Fazla kilolu olmamak