BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  DÜNYA

Hollanda'da Dilan Yeşilgöz, ilk kadın Başbakan olacak mı?

Hollanda'da genel seçim heyecanı başladı. Hollanda, sığınma ve göç planları hakkında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle düşen hükümet sonrası erken seçim kararı almıştı. 13,6 milyona yakın seçmen sandık başına giderken Ankara doğumlu Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz, ülkenin ilk kadın Başbakan'ı olabilir.

Abone ol

Hollandalılar erken seçim kararı sonrası bugün sandık başına gidiyor. 07:30-21:00 saatleri arasında gerçekleşecek seçimlerde yüzde 40'ı bulan kararsız vatandaşın yapacağı tercih belirleyici olacak. Gerçekleşen bu kritik seçimde ise Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz, ülkenin ilk kadın Başbakan'ı olabilir.

Az farkla önde götürüyor

BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın haberinde, bugün gece yarısına doğru büyük ölçüde kesinleşecek seçim sonuçları, kamuoyu yoklamalarının öngördüğü doğrultuda çıkarsa, Ankara doğumlu Dilan Yeşilgöz, Hollanda’nın ilk kadın başbakanı olabilir. Kamuoyu yoklamalarına göre, birincilik için 4 parti yarışıyor. Dilan Yeşilgöz’ün lideri olduğu, hükümetin büyük ortağı Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD), az farkla önde görünüyor.

Seçimlerde aday olan parti ve liderleri şu şekilde:

Dilan Yeşilgöz, liberal sağ Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD)

Ankara’da doğan ve 7 yaşında sığınmacı olarak Hollanda’ya gelen Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’ün partisi, oylamaya bir gün kala yapılan anketlere göre, 28 milletvekili ile 150 sandalyeli temsilciler meclisinde ilk sırayı elde ediyor. Başbakan Mark Rutte’nin siyaseti bırakma kararı almasının ardından oybirliğiyle VVD liderliğine seçilen 46 yaşındaki Yeşilgöz, seçimleri kazanması durumunda, yaklaşık 100 yıldır kadınların seçme hakkına sahip olduğu Hollanda’nın ilk kadın Başbakanı olma şansını elde edecek.

Bu durumda Yeşilgöz, aynı zamanda Hollanda’nın ilk göçmen kökenli Başbakanı olacak. Yeşilgöz ve partisinin en büyük önceliği, Hollanda’ya sığınmacı akını ve göçün durdurulması. Sığınmacı geçmişe sahip olan Yeşilgöz, işçi ve öğrenci göçünü sınırlamayı ve sığınmacılara kalıcı oturma iznini zorlaştırmayı istiyor. Yeşilgöz, suçla mücadele ve güvenlik konularını da öncelikli hedef olarak görüyor.

Politikalarını göç ve İslam karşıtlığı üzerine kuran 60 yaşındaki Wilders, Yeşilgöz’ün kampanya başlangıcında kendisiyle hükümet ortaklığına yeşil ışık yakmasının ardından, daha yumuşak bir dil kullanmaya başladı. İslamlaşmayı durdurmanın öncelikli hedefi olmadığını açıklayan aşırı sağcı lider, seçime 4 gün kala kamuoyu yoklamalarına göre atağa kalktı. Sınırları kapatarak Hollanda’ya sığınmacı akınını tamamen durdurmayı savunan Wilders, Suriyeli mülteciler için zorunlu geri dönüş planı hazırlayacağını söylüyor.

Wilders’in seçim programında, Kuran’ın ve İslami eğitim veren okulların yasaklanması ve camilerin kapatılması vaadi yer alıyor.

Çevre ve iklim değişikliğinden sorumlu eski Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı 62 yaşındaki Frans Timmermans, iki sosyal demokrat partinin oluşturduğu ittifakın lideri olarak seçime giriyor. İşçi Partisi ( PvdA) - Yeşil Sol Parti (GL) ittifakının önceliğini sosyal politikalar ve iklim değişikliği oluşturuyor. Timmermans, gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırma vaadinde bulunuyor.

Anketlere göre, ülkedeki 18-34 yaş aralığındaki seçmenlerin büyük bölümü Timmermans’ı başbakan olarak görmek istiyor.

Mardin doğumlu Hollandalı politikacı Ayfer Koç’un eşi olan, eski Hıristiyan Demokrat Partisi (CDA) milletvekili Pieter Omtzigt, yaklaşık 20 yıldır mecliste.
49 yaşındaki Omtzigt, yabancı kökenlilere yönelik ayrımcılık nedeniyle 3. Mark Rutte hükümetinin düşmesine neden olan çocuk bakım yardımı skandalını ortaya çıkaran isimlerden biri.

CDA liderlik yarışını 0,5 puanla kaybettikten sonra, erken seçim sürecinde NSC’yi kurdu. Başbakanlık konusundaki kararsız tavrı, son hafta oy kaybına yol açsa da, anketlere göre hala en büyük partilerden biri. Yıllık sığınmacı, öğrenci ve işçi göçünün 50 binle sınırlanmasını savunan NSC, yoksullar üzerindeki vergi yükünün azaltılması, gelir düzeyinin yükseltilmesini ve konut sorunun çözülmesini vadediyor.

Partiler vaadlerini açıkladı

Sığınma ve göç sorunu: Hollanda’nın barınma ve işsizlik sorunu nedeniyle her yıl artan göçü kaldıramayacak durumda olduğunu savunan bütün sağ partilerin öncelikli gündemi, Hollanda’ya sığınmacı akınının sınırlandırılması. Bu söylem, seçmenlerde de önemli ölçüde karşılık buluyor.

Hayat pahalılığı: Özellikle korona virüsü salgını sonrası kendini hissettiren pahalılık ve yüksek enflasyon nedeniyle yoksulluk sınırında yaşayan Hollandalı sayısı 1 milyona yaklaştı. Doğalgaz yardımı ve çeşitli ek önlemlerle bu sayı azaltılsa da, hayat pahalılığı hala ciddi bir sorun.

Konut sorunu: Yeterli sayıda konut üretilmemesi nedeniyle sosyal konutlar için bekleme süresi bazı büyük kentlerde 8-10 yıla çıkıyor. Öğrenciler için yeterli sayıda konut bulunmadığı için, hükümet, yabancı öğrenci gelişini sınırlamak istiyor.

Sağlık ve bakım: Sağlık sigortalarındaki artış ve sağlık harcamaları için kişisel katkı payının artması toplumda rahatsızlığa yol açıyor. Sol partiler, kişisel katkı payının kaldırılıp, daha ucuza kaliteli bir sağlık ve bakım hizmeti verilmesini savunuyor.

İklim değişikliği: Sol ve bazı liberal partilerin öncelik olarak belirlediği bu konuyu, aşırı sağ partiler gereksiz görüyor.

Kamuoyu yoklamalarına göre, seçimlerden sonra son yılların en sağcı meclisi oluşacak. Anketler, sağ partilerin, 150 üyeli mecliste yaklaşık 95 sandalye elde edeceğini öngörüyor. Seçim öncesi Hollanda’daki ortaokul ve liselerde yapılan geleneksel seçim anketinde aşırı sağcı partiler PVV ile Demokrasi Forumu (FvD) ilk iki sırayı aldı. Yeşilgöz’ün VVD’si ise üçüncü oldu. İlkokul öğrencileri ise tercihini İşçi Partisi - Yeşil Sol Parti ittifakından yana kullandı.

Seçimlerde 150 üyeli temsilciler meclisine girebilmek için VVD lideri Yeşilgöz’ün de aralarında olduğu 40 Türkiye kökenli aday yarışıyor. VVD liste başı Yeşilgöz, PvdA-GL ittifakı 10. sıra adayı Songül Mutluer ve Denk Partisi 2. sıra adayı Doğukan Ergin’in seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Diğer Türkiye kökenli adayların şansını ise tercih oyları belirleyecek.

Türkiye kökenli adaylar VVD, sosyal demokrat ittifak, Demokratlar 66 (D66), Sosyalist Parti, NSC, AB yanlısı Volt Partisi, Hayvan Hakları Partisi (PvdD) ile Denk Partisi listelerinden seçime katılıyor.

Koalisyon çıkarsa ne olacak?

Sandıktan yine çok parçalı bir koalisyon seçeneği çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor. Sağ kesime göre en akla yatkın seçenek, Yeşilgöz, Wilders, Omtzigt ve yerel seçimlerin en büyük kazananı olan Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi’nin (BBB) oluşturacağı güçlü bir sağ hükümet.

Bu 4 parti, salt çoğunluk için 76 oyun gerektiği mecliste 90’dan fazla sandalye elde ediyor. Aynı zamanda sağ koalisyon, senato çoğunluğuna da sahip oluyor.

Ancak Pieter Omtzigt’in, Wilders ile aynı hükümette yer almak istememesi, Dilan Yeşilgöz’ün de, seçime 2 gün kala Wilders’e mesafe koyması ve Wilders’in başında olduğu bir hükümette yer almayacağını açıklaması, bu seçeneğin gerçekleşme olasılığını azaltıyor. Wilders’in seçimi birinci sırada tamamlaması durumunda, çoğunluğu oluşturan diğer partilerin kendisiyle hükümet kurmayacaklarını açıklaması nedeniyle, seçmenleri “stratejik oy” kullanmaya yöneltebileceği belirtiliyor.

Diğer hükümet seçeneği ise sosyal demokrat ittifak, Yeşilgöz, Omtzigt ve BBB’nin yer aldığı dörtlü koalisyon. 36 yaşındaki Çevre ve İklim Bakanı Rob Jetten liderliğindeki liberal sosyal demokrat D66’nın da bu koalisyonda yer alması ihtimali yadsınmıyor. Bu seçeneğin önündeki engel ise, sığınma ve göç sorunu. VVD lideri Yeşilgöz, sığınma ve göç sorunu çözülmezse, hükümette yer almayacaklarını açıkladı.

Sosyal demokratlar, Yeşilgöz’ün bakanlığı tarafından hazırlanan katı göç ve sığınma planına karşı çıkıyor. Omtzigt ve BBB ise, Yeşilgöz’ün partisi gibi, Hollanda’ya sığınmacı akını ile öğrenci ve işçi göçünün sınırlandırılması gerektiğini savunuyor. Bu gece sandıktan çıkacak sonuçlar doğrultusunda koalisyon senaryoları yeniden şekillenecek.