BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,36
ALTIN 2.929,18
HABER /  GÜNCEL

Hocalar, YÖK'e dayanamadı!

YÖK'ün ve rektörlerin baskısı, ücret düşüklüğü gibi nedenler devlet üniversitelerindeki öğretim elemanlarının vakıf üniversitelerine kaçmasına yol açtı....

Abone ol

YÖK'ün ve rektörlerin baskıcı tutumlarının yanı sıra maaş yetersizliği nedeniyle öğretim elemanları devlet üniversitelerinden kaçıyor. 578'i profesör 1445 öğretim üyesi vakıf üniversitelerine geçti. Devlet üniversitelerindeki öğretim üyelerinin ücretlerinin yetersiz olması ile YÖK ve rektörlerin baskıcı tututumu özel üniversitelere kaçışı hızlandırıyor. YÖK, devlet üniversitelerindeki öğretim üyelerinin özel üniversitelerine kaçışı konusunda hiçbir tedbir almamakla suçlanıyor. YÖK'ün, öğretim üyesi yetiştirme konusunda da plan ve projesinin olmadığı belirtildi. Vakıf üniversitelerine bugüne kadar 578'i profesör olmak üzere 1445 öğretim üyesi geçiş yaptı. Özellikle hukuk fakültesi ve iktisadi idari bilim fakültelerinden özel üniversitelere geçişler dikkat çekiyor. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden 13 profesör özel üniversitelere transfer oldu. İstanbul, Ankara ve Dokuz Eylül Üniversites Hukuk Fakültelerinden görev yapan birçok öğretim üyesi de özel üniversitelere geçiş yaparken, bu üniversitelerde derslere doçent veya yardımcı doçentlerin girmeye başladığı belirtildi. Baskılar hocaları yıldırıyor YÖK Başkanı Erdoğan Teziç de İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun baskıları nedeniyle Hukuk Fakültesi'nden ayrılmak zorunda kalmıştı. YÖK Kanunu'nun 7/L ve 13/B fıkraları da özel üniversitelere kaçışı hızlandırıyor. YÖK Kanunu'nun 7-L fıkrası YÖK'e, "öğretim elemanlarından bu kanunda öngörülen görevleri yerine getirmekte yetersizliği görülenler ile bu kanunda belirlenen yükseköğretimin amaç, ana ilkeleri ve öngördüğü düzene aykırı harekette bulunanları rektörün önerisi üzerine veya doğrudan, normal usulüne göre, yükseköğretim kurumları ile ilişiklerini kesmek veya denenmek üzere başka bir yükseköğretim kurumuna atamak" hükmünü içeriyor. YÖK Kanunu'nun 13-B maddesi ise üniversite rektörlerine keyfi yetkiler verirken, "Gerekli gördüğü hallerde üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerde görevli öğretim elemanlarının ve diğer personelin görev yerlerini değiştirmek veya bunlara yeni görevler vermek" hükmünü kapsıyor. Maaşlar yeterli gelmiyor Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, "Devlet üniversitelerinde maaşlar çok düşük. Özel üniversitelerde maaşlar dolarla ödeniyor. Özellikle araştırma görevlilerinin maaşları çok düşük. Bu nedenle araştrma görevlisi bulmakta zorluk yaşıyoruz. Üniversitelerin en başarılı öğrencileri özel sektöre kaçıyor. Özel üniversitelere kaçışı önlemek için öğretim üyelerinin maaşlarının arttırılması gerekir. YÖK'ün öğretim üyesi yetiştirme konusunda projesi yok. YÖK'ün bu konuya acilen çözüm bulması gerekiyor" dedi. Emekliliği gelen kaçıyor Devlet üniversitesinde emekliliği hakeden öğretim üyelerinin özel üniversitelere geçerek hem emeklilik maaşı aldıkları hem de özel üniversitede çalıştıklarına dikkat çekiliyor. Emekliliği haketmeyen öğretim üyelerinin ise özel üniversitelere giderek SSK'dan emekli olmak istemedikleri için devlet üniversitelerinde çalışmayı tercih ettikleri belirtiliyor. YÖK'ün öğretim üyesi yetiştirme konusunda çalışmalarının olmaması nedeniyle öğretim üyesi açığı yaşanıyor. İstanbul Üniversitesi'nde 1291, Ankara Üniversitesi'nde 906 profesör bulunmasına rağmen Kafkas Üniversitesi'nde 8, Dumlupınar Üniversitesi'nde ise 14 profesör bulunuyor. Öğretim üyesine 32 öğrenci YÖK'ün öğretim üyesi yetiştirme konusunda yetersiz kalması nedeniyle öğretim üyesine düşen öğrenci sayısında Türkiye, dünyanın çok gerisinde kalıyor. Lisans öğretiminde, öğretim üyesi başına düşen ortalama öğrenci sayısı 32, meslek yüksekokullarında ise 45 olduğu belirtiliyor. Gelişmiş ülkelerde ise öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının en fazla 20 olduğuna dikkat çekiliyor. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısında bazı bölümlerde ise rekor kırılıyor. Örneğin sınıf öğretmenliği branşında, 1 öğretim üyesine düşen öğrenci saysınn 416 olduğu belirtiliyor. Osmangazi Üniversitesinde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 349, Süleyman Demirel Üniversitesinde 326 ve Dumlupınar Üniversitesinde 187 olduğu belirtiliyor. Gidenler dönmüyor YÖK öğretim üyesi yetiştirme konusunda hiçbir proje yürütmüyor. Kemal Gürüz döneminde yurtdışına öğretim üyesi yetiştirmek için gönderilen master ve doktora öğrencileri çeşitli gerekçelerle geri çağrıldı. ABD başta olmak üzere Batı ülkelerine giden master ve doktora öğrencilerinin Türkiye'ye dönmek yerine orada kalmayı tercih ettiği belirtiliyor. Vakıf üniversitelerinin de öğretim üyesi yetiştirme konusunda istekli davranmadıkları devlet üniversitelerinden transferle yetindikleri belirtiliyor. Zaire'nin gerisindeyiz Türkiye'de 53'ü devlet ve 23'ü vakf olmak üzere 76 üniversite bulunuyor. Ancak vakıf üniversitelerindeki okuyan öğrenci sayısının yükseköğretimdeki toplam öğrenci sayısının yüzde 2'si olduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye, özel üniversitelere giden öğrenci sayısı oranında Zaire başta olmak üzere birçok ülkenin gerisinde bulunuyor. Özel üniversitelere giden öğrenci sayısı Filipinler'de yüzde 84, Kore'de yüzde 78, Japonya'da yüzde 76, Zaire'de yüzde 26 ve Nepal'de yüzde 25 iken Türkiye'de ise yüzde 2 oranında kalıyor. YENİ ŞAFAK