BIST 8.946
DOLAR 34,27
EURO 37,12
ALTIN 3.056,88
HABER /  GÜNCEL

Hocaefendi Vivaldi'yle uğurlandı

YÖK'ün kurucusu ve ilk başkanı Prof. Dr. Doğramacı'ya ilk tören bir dönem rektörlük yaptığı Hacettepe'de yapıldı.

Abone ol

Ankara'da önceki gün vefat eden YÖK'ün Kurucu Başkanı, Bilkent Üniversitesinin kurucusu Prof. Dr. İhsan Doğramacı için, kuruculuğunu ve bir dönem rektörlüğünü yürüttüğü Hacettepe Üniversitesinde anma töreni düzenlendi.

Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi'nde düzenlenen anma törenine, İhsan Doğramacı'nın eşi Ayser Doğramacı, kızı Şermin Savaşçı, oğulları Ali Doğramacı ve Osman Doğramacı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Hacettepe Ünivresitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener, Ankara Ünivresitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan ve çok sayıda öğretim üyesi katıldı.

İhsan Doğramacı'nın Türk bayrağına sarılı naaşı, Hacettepe Üniversite Tıp Fakültesinden anma töreninin yapılacağı kongre merkezine getirilerek, ''Kurucumuz, onursal rektörümüz ve hocamız Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın önünde minnetle ve saygıyla eğiliyoruz'' yazısının yer aldığı sahneye konuldu. İhsan Doğramacı'nın naaşının önü çiçeklerle donatıldı, profesörlük cübbesi konuldu.

İhsan Doğramacı için saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan anma töreninde, Doğramacı'nın öz geçmişi resimleriyle birlikte sunuldu. Ardından İhsan Doğramacı'nın vasiyeti üzerine Vivaldi'nin ''Dört Mevsim'' adlı eserinden ''Yaz'' bölümü Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrasınca çalındı.

İhsan Doğramacı'nın oğlu ve Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı, anma töreninde yaptığı konuşmasına, ''Babam, Şermin, kardeşim Osman ve ben Hacettepe ruhuyla büyüdük'' diyerek başladı. Babası ve annesinin kendilerini böyle yetiştirdiğini ifade eden Doğramacı, şunları söyledi:

''Nedir bu? Tarifi zor. Birkaç örnekle belki anlatmaya çalışabilirim. 1950'li yıllarda Bahçelievler'de otururduk. O zamanlarda sokaklarda güzelce oynarız. Yaz gelir herkes tatile giderdi, ablam ve ben sokakta yalnız kalırdık. Babamın İstanbul'da bir evi vardı, bizim gitmemiz söz konusu değildi çünkü babam burada bu kurumun tohumlarını atıyordu. Gece gündüz çalışırdı. Bu uzun saatlerde annem otomobilde beklerdi. 1950'li yıllarda bir tek Ankara Radyosu'nu dinlerdik. Sabahın erken saatlerinde radyo açılırdı. Ondan sonra İstiklal Marşı, biz üç kardeş ayakta. Babam bizi çok severdi, çok da disiplinli bir insandı. Hacettepe ruhu deyince, bu çalışma yapma ve kimlik özelliklerinden bazıları...''

Kendisinin 17 sene Bilkent Üniversitesi rektörlüğü yaptığını belirten Doğramacı, ''Ama önce Hacettepeliyim. Hacettepeli olarak büyüdüm, her ne kadar buradan hiçbir diplomam yoksa da ben böyle büyüdüm. Hacettepelilere bütün şükranlarımı arz eder ve o ruhu taşıyan sizler, benim de duygularımı anlatmamın zorluğunu bilirsiniz'' dedi.

Son 4 ayın kendileri için çok zor bir zaman olduğunu ifade eden Doğramacı, ilk başlarda ablasının ve kendisinin babasının yanında yattığını, daha sonra annesiyle beraber olduğunu anlattı.

Her sabah Prof. Dr. Tunçalp Özgen'in, babası İhsan Doğramacı'nın yanına uğradığını belirten Doğramacı, tedavi süresince rektör başta olmak üzere bütün hekimlerin yanlarında olduğunu söyledi. Doğramacı, ''Hacettepe'de görülen hizmeti dünyanın hiçbir yerinde almak mümkün değil. Ben Amerika'da 20 sene yaşadım. Hacettepe'de gördüğümüz bu hizmeti dünyanın hiçbir yerinde görebileceğimize inanmıyorum, ailem inanmıyor. Hacettepeli olmakla gururluyum. Hacetepe'nin tüm mensuplarına ve yöneticilerine tekrar annem, kardeşlerim, ailem adına şükranlarımı arz ediyorum'' diye konuştu.

Ali Doğramacı, konuşmasının ardından babası İhsan Doğramacı'nın naaşı önünde saygıyla eğildi.

Konuşmaların ardından, törene katılanlar, Chopin'in ''Polonez As-Dur op.53'' adlı eseri eşliğinde Doğramacı'nın naaşının önünden saygı geçişi yaptı.