Ülkede Şii hareket Hizbullah'ın güçlü olduğu bölgeler, bu örgütün müttefiki İran'ın yardımları sayesinde yeniden inşa edildi. Bu yardımlar Lübnanlı Şiilerin övgüsünü alırken, bazılarının da şüphesini çekiyor.
Abone ol2006'da İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan savaş, Lübnan'da büyük yıkıma yol açmıştı.
Hizbullah'ın yakın müttefiki olan İran'ın yardımları sayesinde, Lübnan'da bu Şii hareketin güçlü olduğu bölgeler yeniden inşa edildi.
İran'ın bu yardımı Hizbullah ile ilişkisini güçlendirir ve Lübnanlı Şiilerin övgüsünü alırken, bazılarının da şüphesini çekiyor.
Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) uluslararası yaptırımların İran üzerindeki etkisini inceleyen son raporunda, yaptırımların İran'ın bölgedeki rolünü etkilediğine dair hiçbir belirtiye rastlanmadığı ifade edildi.
Raporu yazan Ali Vaez, Hizbullah'a doğrudan maddi yardım yapıldığına dair herhangi bir delile rastlanmadığını açıkladı.
'İnşaat projeleri önemli'
Fakat bu destek kendisini en fazla inşaat ve kalkınma projelerinde hissettiriyor.
İsrail'in Beyrut'un güneyindeki El Dahiye banliyösüne düzenlediği hava saldırısının üzerinden yedi yıl geçti. Bugün bu bölge büyük bir değişim geçirmiş durumda.
Hizbullah'ın güçlü olduğu bu bölgede, yıkıntıların arasından modern binalar yükselmiş. Bu ise İran parası ile olmuş.
2006 savaşının ardından Hizbullah'ın bölgeyi yeniden yapılandırmak için yürüttüğü "Vaad" projesinin sorumlusu Hasan Ceçi inşaatın 400 milyon dolara mal olduğunu belirtiyor.
Bu paranın yarısını İran ödemiş. İran'nın Lübnan büyükelçisi Gadanfar Rokon Abadi, "Lübnan'da İsrail'e karşı direnişi desteklemek bakımından inşaat projelerinin önemli olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Bu desteği Lübnan'ın güneyinde, İsrail sınırındaki Şii bölgesinde de hissetmek mümkün.
'Her yere yardım'
İran, etkisini göstermek için İsrail sınırındaki bir köyde "İran parkı" kuruyor. Bu parkın değişik bölgelerine İran isimleri veriliyor, İranlı liderlerin posterleri sergileniyor.
Bu posterlerden biri de İran inşaat komisyonu müdürü Hüsam Kos Navis'e ait. Navis, Şubat ayında Şam'dan Beyrut'a dönerken öldürülmüştü.
Daha sonra onun İran Devrim Muhafızları'nın önde gelen bir üyesi olduğu ve gerçek adının olduğu ortaya çıktı.
Bu olay, Lübnan'da oynadığı role dair birçok şüphenin doğmasına yol açtı.
İran, Lübnan'a desteğinin arkasında mezhepsel bir neden bulunmadığında ısrar ediyor.
Büyükelçi Abadi, ezilenlerin ve adaletsizliğe uğrayanların yanında olmanın, İslam Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden biri olduğunu vurguluyor.
Fakat İran'ın "Lübnan'da her yere yardım ediyoruz" mesajı, ülkenin her tarafında aynı şekilde karşılanmıyor.
Lübnan'ın kuzeyinde Hristiyanların ağrılıklı olduğu Tannurin bölgesinde İran'ın maddi desteği ile baraj inşaatı önerisi bölge sakinleri tarafından öfkeyle karşılanmış.
'Hristiyan dağlarını işgal'
2011'de yapılan ve Lübnan hükümetinin kabul ettiği bağışa rağmen proje hala başlamış değil, İran parası ile başlayacağı da şüpheli.
İran'dan gelen bağışı, Hizbullah'ın müttefiki Hristiyan parti Özgür Yurtsever Hareket'e mensup, dönemin enerji bakanı Cibran Basili kabul etmiş.
Tannurin Belediye Başkanı Münir Tarabay, "İnşaat işini İranlı bir şirketin yürütmesi koşuluyla bağış yapılmıştı. Onlar da buraya geldiğinde kendi cemaatini kuracak, böylece tümüyle Hristiyan olan bir bölgede kendi kolonilerini oluşturacaktı ki biz böyle bir şey istemiyoruz." dedi.
Tarabay, İran'ın barışçıl yoldan Hristiyan dağlarını işgal etmek istediğini, Lübnan'ı Suriye'ye alternatif olarak geliştirmeye çalıştığını iddia ediyor.
Fakat bu sakin bölgede yaşayan herkes aynı fikirde değil.
Bazı bölge sakinleri, İran yardımlarına itirazların arkasında küçük kasaba politikalarının yattığına inanıyor. Körfez ülkelerinin finanse ettiği benzer projelere aynı itirazın yapılmadığını vurguluyorlar.
İran, Lübnan'daki farklı kesimlerin gönlünü kazanmaya çalışıyor.
Fakat Lübnan'daki mezhepsel ve siyasal ayrılıklar nedeniyle bunun her yerde iyi karşılanmayacağının farkında.