BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Hipi imamın Afganistan'da barışçıl İslam mücadelesi

40 yıl önce genç bir hipi olarak Pakistan'a giden ve Paştun aşiretlerle yaşayan John Butt, Afganistan'da barışçıl İslam mücadelesi veriyor.

Abone ol

Pakistan'a genç bir hipi olarak gelen Butt, şimdi imam

John Butt, güney Asya'ya kırk yıl önce genç bir hipi olarak gitmiş.

Pakistan'da yaşamaya devam eden Butt, bölgede barış ve sevgi mesajı vermeye devam ediyor, ancak artık imam olarak.

Butt, 1866 yılında İngiliz sömürgeciliğine karşı çıkan Müslüman Hindistanlılar tarafından kurulan Darul-Uloom Deoband medresesinden 30 yıl önce mezun olmuş.

Eski okulunu, "İslam öğretisinin Oxford'u" olarak tanımlıyor.

John Butt, Deoband medresesinden mezun olmuş ilk ve tek batılı erkek.

Camı bile olmayan yurt odasında, sekiz yıl boyunca, kendini dış dünyadan yalıtıp Kuran okumuş ve ibadet etmiş.

Swat vadisinde hipi imam

Ancak medresede geçirdiği yıllar, John Butt'un olağandışı hayatının yalnızca bir yüzü.

Butt, son 40 yılının çoğunu Afganistan ve Pakistan arasındaki bölgede yaşayan Peştun aşiretleriyle geçirmiş.

1969 yılında, esrar içen, genç bir hipi olarak çıktığı bu seyahatten, eve dönmemiş.

1.90 boyunda, uzun beyaz sakalı ve entarileriyle John Butt, hala bir hipi olduğunu söylüyor.

Butt, kraliçeye hayran olduğunu ve hayattaki en büyük tutkularından birinin futbol olduğunu da ekliyor.

Ancak birlikte yaşadığı sınır aşiretleri için, Butt yerli bir Peştun olarak kabul ediliyor ve İslam alimi olarak saygı görüyor.

Yakın zamana kadar da Pakistan'ın Swat vadisinde, minik bir köyde yaşıyormuş.

Mücahitlerin gelişi

Eskiden turistlerin büyük ilgi gösterdiği vadi, şimdi Pakistan ordusu ile Taliban militanları arasında yaşanan çatışmalara ev sahipliği yapıyor.

1969 yılında vadiye gelen John Butt, buranın doğal güzelliğinden etkilenmiş ve diğer hipi arkadaşları bir bir evlerine dönüp, muhasebeci ve avukat olurken, o kalmayı tercih etmiş.

Peştuca öğrenen ve İslam üzerine araştırmalar yapan Butt'ın burada kurduğu hayat, 1980'lerde, Afganistan'da Ruslara karşı savaşmak için gelen mücahitlerle birlikte değişmiş.

"Çok sevdiğim, kırsal, dindar Peştun hayatının, özellikle de Orta doğu'dan gelen Araplarla zehirlendiğini gördüm" diye anlatıyor Butt o zamanları ve ekliyor: "Gelenlerin İslam anlayışı çok daha farklıydı ancak kendi değer yargılarını dayatmak için para ve etkinliklerini kullandılar."

Bunun üzerine Butt da, benimsediği bu kültür için mücadele etmeye karar vermiş.

Barışçıl İslam mücadelesi

Altı sene önce yeni bir radyo istasyonu kuran Butt, Afganistan ve Pakistan'da yayın yapan bu radyoyla, barış ve uzlaşı kültürünü yaymayı hedefliyor.

Son zamanlarda dikkatini yeniden Afganistan'a çeviren John, ağırlıklı olarak Peştun nüfusa sahip Celalabad kentinde yeni bir İslam üniversitesi kurulmasının öncülüğünü yapmış.

"Bu çok anlamlı bir girişim. Şu anda, Afganistan'da genç bir erkeğin, İslam üzerine çalışabileceği herhangi bir yüksek öğretim kurumu yok. Onun yerine Pakistan'a gidiyorlar, ve bir kısmının burada radikalleştiğini biliyoruz" diyen Butt, bu üniversitenin ılımlı bireylerler için bir alan yaratacağını vurguluyor.

Ancak eski hipinin barışçıl İslam mücadelesi, onu militanlarla karşı karşıya getirmiş.

Çok sevdiği Pakistan, artık onun için güvenli bir yer değil.

"Swat askeri bir bölge oldu. Benim yabancı olarak baktığım insanlar, 40 yıldır burada yaşamama rağmen bana yabancı muamelesi yapıyor" diyor John.

Butt'ı karşı karşıya kaldığı bu zor durumdan çıkaran ise, geçen yıl ülkede yaşanan sel felaketi olmuş.

Selde evini kaybeden Butt, "neredeyse rahatladım. Evimi kaybettiğim zaman, artık geri dönmeyeceğimi fark ettim" diyor.

Taliban'ın ölüm tehditlerinden sonra, Afganistan da artık Butt için güvenli değil.

Taliban, öğrencilere üniversiteye gitmemelerini söyleyen ve John'un Hristiyan bir misyoner olarak niteleyen mektuplar göndermiş.

Üniversitenin öğretmenleri ve çalışanları da ölümle tehdit ediliyor.

Butt, üniversitesi için "Bölgedeki en iyi İslam alimlerini seçtim, hepsi dini bütün, iyi ve cesur adamlar" diyor ve ekliyor: "Bunun Afganistan'ın yararına olduğunu biliyorlar ve tehlikelere rağmen benimle çalışmaya devam edeceklerini söylüyorlar."

Otobüsle Celalabad'a gitmeyi planlayan John Butt, saldırıya uğrayabileceğinin ve kolayca öldürülebileceğinin farkında.

Ancak "insan yalnızca bir kere ölüyor" diyor, "yarın bir otobüs çarpabilir ve bu şekilde de ölebilirim."