BIST 9.918
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.962,00
HABER /  GÜNCEL

Hilmi Özkök'ten Balyoz iddiası

Tanıklık yapmaması konusunda eleştirilen eski Genelkurmay Başkanı Özkök Yargıtay'ın kararını eleştirdi.

Abone ol

Balyoz davası kararlarının geçtiğimiz gün açıklanmasının ardından tepkiler gelmeye başladı. Yorumu en çok merak edilen isimlerden biri ise Hilmi Özkök. Yargıtay kararı için konuşan Özkök tanıklık yapması durumunda da esasın değişmeyeceğini söyledi.

KİMSEYİ ŞİKAYET ETMEDİM

konuşan Özkök “Görevdeyken ve sonrasında hiç kimseyi şikâyet etmedim. Görevdeyken bu konularda kimsenin burnu kanamadı, dava açılmadı ve tutuklama olmadı. Hepsinin pırıl pırıl olduğunu düşündüğümü basın yoluyla kamuoyuna açıkladım” ifadelerini kullandı

En çok eleştirilen sözlerinden biri de “kasaptaki ete soğan doğramam” sözüydü. Darbe girişimi iddiasıyla ilgili olarak da “var da diyemem yok da diyemem” şeklindeki sözleri de dava süresince çok tartışıldı.

ÜZÜNTÜ DUYUYORUM

“Balyoz davasının Yargıtay safhası sona ermiştir. Hüküm giyen arkadaşlarım için büyük üzüntü duymaktayım. Beraat edenler için de sevinçliyim.
Meselenin yargısal yönü kamuoyu önünde tartışılmaktadır. Ben, benimle ilgili bölüme değinmek istiyorum.
Dava süresince birçok sanık yakını ve medya yorumcusu Hilmi Özkök’ün ifadesi niçin alınmadı, mahkemeye sanık tanığı olarak niçin gelmedi diye bana sitem boyutlarını aşan tenkitlerde bulunmuştur. Bu tenkitleri üzüntüyle fakat saygıyla karşıladım. Onlara durumu daha iyi anlamaları için şunları açıklamak istiyorum:

ESASI ETKİLEMEZDİ

1- Tanıklık yapmam mevcut deliller çerçevesinde davanın esasını etkilemeyecekti. Yargıtay böyle söylüyor.
2- Ben daha önce muhtelif vesilelerle Balyoz planı diye bir şey bilmediğimi, elimde bir belge bulunmadığını söyledim. (Sayın Şamil Tayyar’ın makalesi)

MAKSAT AŞILDI

3- Ergenekon davası sırasında ifade verirken, bir avukat (babası her iki davada da sanık olan bir bayan avukat) Balyoz davasıyla ilgili bir soru sordu. Mahkeme Başkanı bakılan davayla ilişkili olmamakla beraber istersem cevap verebileceğimi söyleyince Balyoz davasına ilişkin olarak özetle şu ifadeyi verdim:

Balyoz diye bir darbe planı duymadığımı, ancak emrimle rutin olarak yapılan plan seminerinde Ordu Komutanı’nın (Çetin Doğan kastediliyor-fb) konuşması olduğunu iddia edilen bir ses kaydının, bilmediğim kişilerce bana ulaştırıldığını, bunu incelemesi için Ordu Komutanı’nın ilk amiri olan ve seminerin icrasını sağlayan Sayın Kara Kuvvetleri Komutanı’na (Aytaç Yalman kastediliyor-fb) emir verdiğimi, anladığım kadarıyla seminerde en tehlikeli senaryo bölümünün maksadını aştığını, gerçek yer ve kişi adlarının kullanılmasının yanlış olduğunu ifade ettim. Bu ifadem resmi olarak Ergenekon davasına bakan mahkeme tarafından Balyoz davasına bakan mahkemeye gönderilmiştir.

BÜYÜKANIT VE BAŞBUĞ ANLATTI

4- Esasen seminer sırasında benim 2. Başkanım olan emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Balyoz davasında tanık olarak dinlendiğinden ve benim bilgilerimin onunkiyle örtüşmesi gerektiği düşünülerek mahkeme beni çağırmamış olabilir. Çünkü o günlerde Irak tezkeresi, Kıbrıs gibi konularda çok yoğun faaliyetlerim olduğundan bana çeşitli konulardaki bilgileri derleyip toplayıp sunan 2. Başkan’dır. Durum KKK için de aynıdır. Onun Kurmay Başkanı Sayın İlker Paşa da (İlker Başbuğ) ifade vermiştir.

GİTSEYDİM DİNLENMEZDİM

5- Sanıkların çağrısı üzerine niçin onların tanığı olarak (davanın veya mahkemenin değil) gitmediğim konusunu işleyenlere cevabım kısadır.

Sayın emekli Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanları topluca sanıklar için tanıklık yapmaya gitmişlerdir. Mahkeme kendilerini dinlemiş midir? Hayır, dinlememiştir. Ben de gitseydim, dinlenmezdim. Bu yargının tasarrufudur.

ETE SOĞAN DOĞRAMAM

Bir de beni en çok üzen bir başka konuya değinmek istiyorum. 2008 yılı Temmuz ayında tamamen başka bir konuda (henüz olmamış ve fakat olması muhtemel bir konu) fikrimin sorulması üzerine “kasaptaki ete soğan doğramam” dedim. Bu yerel bir deyimdir. “Doğmamış çocuğa don biçmek” gibi.

Bu sözüm Balyoz davası ilgililerince hep aleyhime işlendi. Halbuki Balyoz davası 2010’da başladı. Hiç alakası olmayan bir konu. İsteyenler Temmuz 2008 ayında Sayın Yılmaz Özdil’in bu konuda yazılmış makalesine bakabilir.

BEN GÖREVDEYKEN KİMSENİN BURNU KANAMADI, TUTUKLANMADI

Özet olarak:
Ben görevdeyken ve sonrasında hiçbir kimseyi şikayet etmedim. Bu konularda hiç kimse için dava açmadan. Görevdeyken bu konularda kimsenin burnu kanamadı, dava açılmadı ve tutuklama olmadı. Davalar açılınca bana iftira atanlar hakkında dahi aleyhlerinde bir şey söylemedim. Hepsinin pırıl pırıl olduğunu düşündüğümü basın yoluyla kamuoyuna açıkladım.”