BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Hilmi Özkök kompo kurbanı mı?

Son günlerde Fethullah Gülen'in orduya sızmak istediği şeklindeki haberlerde adı geçen yazar Nazlı Ilıcak senaryoların asıl kurbanının kim olduğunu yazdı.

Abone ol

Komplonun taraflarından biri, bir gazeteci, diğeri bir siyasetçi. Ankara’da elden ele dolaşan belgede, benim de ismim var. Sözüm ona, Gülen’e “Ordu ne zaman demokratikleşecek?” diye sormuşum. O, bana, “Hilmi Özkök başa geçtiği zaman” cevabını vermiş. Özkök’ün, “ucu nereye giderse gitsin” diyerek yargılamanın önünü açması, hakkında komplo düzenlenmesinin sebebi. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, yolsuzluklara karşı savaş açtı. Gölbaşı Oğulbey Özel Kuvvet Komutanlığı ihalesinde yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle, müteahhit Osman Özmen ve bazı subayların yanı sıra, eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un yargılanmasına Özkök izin verdi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil’in aleyhindeki dava da, gene Özkök’ün izniyle açıldı. İlk defa iki kuvvet komutanı mahkeme önüne çıkıyor. Bu, meselenin gazetelere yansıyan yüzü. Sabah’ın özel haberine göre, dosyaların arkası gelecek. Özkök’ün talimatıyla, Genelkurmay Yolsuzlukla Mücadele Kurulu ve Lojistik Başkanlığı, ordudaki ihalelerle ilgili ihbarları incelemeye aldı. Açılan “Alo İhbar” hattına gelen şikâyetler, tek tek değerlendirildi. Türk milleti, bu gelişmelere seviniyor ama, canı yananlar var. Kahramanımızın kişiliği Ankara’da görüştüğümüz bazı kişilerden Genelkurmay Başkanı aleyhine bir karalama kampanyası düzenleneceği haberini aldık. Komploya taraf olanların ismini vermeyi arzu etmiyoruz ama, Özkök’ün, Fethullah Gülen’e yakın olduğu dedikodusunun yayılmak istendiğini hemen belirtebiliriz. Taraflardan biri, bir gazeteci; AK Parti ve Gülen düşmanı. AK Parti ile ilgili yazdığı kitaplarda yer alan bilgilerle, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri’nden Candan Eren’in yazmış olduğu raporlardaki hususların aynı paralelde olduğu biliniyor. Hatta Candan Eren’in, bu kişiye, isimsiz ve imzasız ihbar mektupları yazdırarak, AK Parti hakkındaki soruşturmaya destek aradığı iddialar arasında. Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer’in tavassutuyla Orgeneral Tuncer Kılınç ve Aytaç Yalman’la irtibata geçen kahramanımız, bu askerî yetkililere, zaman zaman irticai kadrolaşma konusunda danışmanlık görevini de ifa etti. Gülen ve Özkök Orgeneral Hilmi Özkök’ü, irticacı gibi gösterme çabalarına, baktık, bir belgede bizim de ismimiz karışmış. Sözüm ona, ben, Fethullah Gülen’e, “Ordunun tavrı ne zaman değişir, ne zaman demokratikleşir?” diye sormuşum, Gülen, “Eğer Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olursa...” cevabını vermiş. Ben üstelemişim: “Nasıl emin olabiliyorsunuz?” Fethullah Gülen’in cevabı: “Biz onun albay yapılmasına bile şaşırmıştık...” olmuş “Fethullahçı kadrolaşma” 14 Şubat 2005 tarihini taşıyan ve bir siyasetçiden söz konusu yazara gönderilen mektup, Ankara’da elden ele dolaşıyor. Hani bir zamanlar, “Emniyet’te Fethullahçı kadrolaşma” gibi yazılar çıkmıştı ya! Şu anda, Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Daire Başkanlığı görevini yürüten Hanefi Avcı ve halen İstihbarat Daire Başkanı olan Sabri Uzun’a da Fethullahçı denilmemiş miydi? Bir bakarsınız, içinde bizim de ismimizin geçtiği bu belge, marjinal bir yayın organına yansımış (Poliste Fethullahçı kadrolaşma ilk defa Aydınlık dergisinde çıkmıştı), oradan da, ulusal medyada yer bulmuş. Bu komplonun, ateş bacayı sarmadan sönebilmesi için, gerçeği açıklıyorum. Fethullah Gülen’den “Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olunca ordunun tavrı değişir” gibi bir söz duymadım. Buna mukabil, Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olmasıyla birlikte, son derece olumlu gelişmelerin meydana geldiğini söyleyebiliriz. Suça karıştığı iddia edilen bazı askerlerin yargılanması da, bu müsbet gelişmelerden biri. Ucu nereye giderse Hilmi Özkök, Pandora’nın kutusunu açıyor. Elbette, yanlış yapan varsa, bunun cezasını çekecek. Ama, yolsuzlukların üzerine kararlıkla gidildiği için Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin itibarı yükseliyor. Bence, sivillerin, özellikle politikacıların örnek alması gereken bir davranış sergileniyor. Tayyip Erdoğan “Ucu nereye kadar giderse gitsin” diyor. Ama, ucu bir siyasetçiye dokundu mu, ilişen maalesef olmuyor. Sadece, devr-i sabık yaratmakla mesele çözülmez. Eski politikacılar yargılanırken, haklarında iddialar bulunan yenileri için de, yargı yolu açılmalıdır. Aksi takdirde bu birikim, bir gün AK Parti iktidardan düştüğünde, hesap sorma şeklinde tecelli edecektir. Hilmi Özkök de, “Ucu nereye giderse gitsin” dedi ve gereğini yerine getirdi. Kuvvet komutanlarını, koruma ve kollama eğilimine girmedi. Bugün bu tavrından rahatsız olanlar, onu karalamaya çalışıyorlar. Bizde zaten adet böyledir. Bir kişiyi gözden düşürmek istedin mi, ya irticacı veya Fethullahçı diyeceksin, ya da PKK’lı ve Kürtçü. Bu açıklamalarımla bir siyasî komplonun önünü kesebildiysem, ne mutlu bana.

ani