Herkes ayrı telden...
Hemen her gece terör başlıklı kötü bir haber gelecek diye on binlerce evde insanlar hop oturup hop kalkıyor.
Hemen her gece terör başlıklı kötü bir haber gelecek diye on
binlerce evde insanlar hop oturup hop kalkıyor.
Televizyon izlerken tansiyonlar yükseliyor.
Artık herkes gözü dönen, hedef gözetmeden öldüren terör belasından
kurtulmak için siyasetçilerden çare bekliyor.
Ama siyasetçiler hala farklı telden çalmaya devam ediyor.
İşte BDP'nin yılan hikayesine dönen yemin kararı...
Aklıyla hareket eden hemen herkes 1 Ekim'de BDP'nin mecliste olması
gerektiğini düşünüyor.
Ancak bunun sağlanması için siyasetçiler arasında bir diyalog
kurulacağına sokakta bile kullanılmayan cümlelerle karşılıklı
atışmalar yapılıyor.
Bir bakan BDP'lilere, ya meclise gelirsiniz, ya istifa edersiniz ya
da azledilirsiniz diyebiliyor bu kritik atmosferde.
Hem de terörü bitirmek için PKK ile bile görüşülebileceğine
çoğunluğun itirazı yokken..
Yanıt ise tam sokak ağzıyla...
İki gün önce sivil kayıpları kastederek "insanlık, vicdan,
insaf sınırları aşılıyor" diyen BDP'li Hasip Kaplan iki
gün sonra i Yazıcı'ya "sana ne lan" sözleriyle
karşılık veriyor; "geliriz gelmeyiz sana ne"
diyebiliyor.
Partinin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "en kanlı
savaşın bile bir hukuku var, ahlaki bir boyutu var"
cümlesi vicdanlara tercüman oluyor ama hemen ardından BDP'li
milletvekili Sebahat Tuncel'in açıklaması "yok , bu iş
bunlarla olmaz" noktasına getiriyor insanları...
Çünkü Tuncel "güçleniyoruz, bizden korksanız iyi
olur" sözleriyle meydan okuyor.
Ya iktidar ana muhalefet ilişkileri...
O cenahta da sadece polemik var.
CHP, "akil adamlardan bir heyet oluşsun, istiyorlarsa
gelsinler detayları konuşalım" diyor, Başbakan'ın yanıtı
"günaydın" oluyor.
Kılıçdaroğlu iktidar partisini ayağına bekliyor, kapıyı çalıp
önerisini anlatmak için harekete geçmiyor;
Başbakan ise "belki bu kez yararlanırım" diye
düşünmüyor, günaydın yanıtının peşine "rant
peşindeler" suçlamasını da ekliyor
Cumhurbaşkanın durumu da malum, MHP'nin teröre yaklaşımı da..
Yani herkes ayrı telden çalıyor, her tel ayrı ses veriyor.
Bu kakafoni içinde televizyonlar ölüm haberlerini vermeye devam
ediyor.
İnsanlar televizyonların başında hop oturup hop kalkıyor...