BIST 9.395
DOLAR 34,57
EURO 36,64
ALTIN 2.903,24
HABER /  SAĞLIK

Her şeyin çaresi buymuş! İşte korkunun inanması güç faydaları

Yıllardır korkunun insan vücuduna zararlı bir his olduğuna inanılır. Ancak korku aslında sanıldığı kadar kötü değil, tam aksine vücuda oldukça faydalıdır.

Abone ol

Dünya üzerinde birçok farklı fobi mevcut. Bu fobiler ve korkular genel olarak insan hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Yapılan çalışmalara göre korku aslında sanıldığı kadar zararlı değil, aksine korkunun insan hayatına ve sağlığına oldukça faydası bulunuyor. 

İşte sizi hayrete düşürecek korkunun inanması güç 8 faydası...

1. Korku, kilo vermenize destek olur

Biraz korktuğunuzda, her zamankinden biraz daha fazla kalori yakarsınız. Nabzınız hızlandıkça, vücudunuz bir adrenalin akışı yaşar. Metabolizmanız hızlanır ve bu süreçte depolanan şeker ve yağ yakılır. Londra’daki Westminster Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, Shining veya Exorcist gibi korku filmlerini izleyen kişilerin, bu filmleri izlerken 113 kalori yaktığı tespit edildi. Bu miktar, yarım saatlik bir yürüyüş ile eş değer.

2. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir

İngiltere’deki Coventry Üniversitesi tarafından yapılan bazı araştırmalarda, katılımcılar bir korku filmi izlediler. Sonra araştırmacılar filmi izleyen kişilerden kan örnekleri aldı. Sonuçlar ise şaşırtıcıydı. Korkunun beyaz kan hücrelerinin harekete geçmesine sebep olduğu belirlendi. Beyaz kan hücreleri, hastalıklarla savaşmanıza ve vücudunuzu onarmanıza destek olan hücrelerdir. Ne kadar çok beyaz kan hücreniz varsa, bağışıklık sisteminiz o kadar güçlüdür.

3. Korku, güçlü bir motivasyon kaynağıdır

Korktuğumuzda vücudumuz sadece adrenalin salgılamaz, aynı zamanda serotonin gibi diğer kimyasallar da salınır. Bu kimyasallar beynimizin daha verimli çalışmasına destek olur. Bu yüzden korku esasında enerjidir. Hatta bir motivasyon kaynağıdır.

Örnek olarak, bir koşucuysanız ve her gün aynı rotayı takip ediyorsanız buna çabucak alışırsınız, fakat biraz korkacağınız ve gerçekten odaklanmanız gereken yeni bir yer bulduğunuzda beyniniz daha çeşitli düşünmeye başlar, maksimum gücüne ulaşır. Beynimiz yeni zorluklar arzular. Hatta bu sebeple bulmaca gibi şeylerle beynimizi devamlı canlı tutmak büyük önem taşır.

4. Sizi diğer kişilere bağlar

Korku hissettiğinizde, etrafınızdakilerle ilişkiler kurmanıza destek olan bir hormon olan oksitosin salınır. Hepimizin hayatta kalma içgüdüsü vardır. Bu içgüdü ise bizi tehlikenin üstesinden gelmek için diğer kişilerle eşleşmeye iter. Bu durum son derece ilkeldir. Fakat yine de örnek vermek gerekirse, korku filmi izlerken yanımızdaki kişiye sokulmamız buna örnek olabilir.

5. Odaklanma ve konsantrasyon sağlar

Geleceği veya bilinmeyen bir şeyi düşünmek sizi korkutur, endişelendirir. Bizi strese sokan adrenalin ile birlikte biraz endişeli hissediyorsanız, norepinefrin olarak bilinen başka bir hormon salgılanarak odaklanmanıza destek olur. Bu hormon stres altında daha net düşünmeyi sağlar, bu yüzden birçok antidepresanda kullanılmaktadır.

6. Korku, beladan çabucak kurtulmanıza destek olur 

Geceleri yetersiz aydınlatılmış bir caddeden geçtiğimizde veya hemen arkamızdaki ayak seslerini duyduğumuzda, gelecekteki eylemlerimiz hakkında düşünmek için fazla zaman harcamıyoruz; daha hızlı yürümeye ve güvenli hedefimize daha erken ulaşmaya çalışıyoruz. Korku beyni, bir durumun detaylı bir analizine girerek vakit geçirmek yerine hemen tepki vermeye ve bir çözüm bulmaya zorlar

7. Korku, bazen yaşamınızda olumlu bir değişiklik yapmamız için size destek olur

Bir doktora göründüğünüzü düşünün. Doktor size şekeri azaltmanız gerektiğini yoksa şeker hastalığına yakalanabileceğinizi söylerse bu duruma müdahale etmeye çalışır ve yaşamınızı buna göre düzenlersiniz. Çünkü hasta olmaktan korkarsınız. Bu sebeple bazen korkmak iyidir, olumlu değişikliklere sizi zorlar.

8. Kendi potansiyelinizin farkına varmanıza ve kendinizi geliştirmenize olanak tanır

Cronos sendromu olarak bilinen psikolojik bir durum var. Bu, kişilerin yaşamlarının herhangi bir alanında, işle, bir ilişkiyle veya aileyle alakalı olsun, başka birinin yerlerini alacağından korktukları zaman. Psikologlar, makul dozlarda bu korkunun yaşamlarımızda gelişmemize destek olabileceğini ve böyle bir korku olmadan çoğumuzun özel veya profesyonel yaşamlarımızda bir düşüş hissedeceğini iddia ediyor. Kimsenin bizi değiştirmeyeceğinden emin olduğumuzda, sahip olduğumuz şeyler mevzusunda rahatlar ve ilişkilerimizde ya da işimizde tembelleşmeye başlarız.