BIST 8.946
DOLAR 34,35
EURO 37,04
ALTIN 2.981,46
HABER /  DÜNYA

Her şey Türkçe öğrenmek için

Amerika’dan Bursa’ya dil öğrenmek için gelen Justin Jay Reagh, Bursalı ailenin yanında kalarak, Türk gelenek ve göreneklerini öğreniyor.<br/...

Abone ol

Amerika’dan Bursa’ya dil öğrenmek için gelen Justin Jay Reagh, Bursalı ailenin yanında kalarak, Türk gelenek ve göreneklerini öğreniyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Ohio eyaletinden Bursa’ya Türkçe öğrenmek için gelen Justin Jay Reagh(25), Türk ailesinin yanında kalarak hem dil eğitimini alıyor hem de Türk gelenek ve göreneklerini öğreniyor. Haziran ayında Amerika Birleşik Devletleri’nden burslu olarak Türkiye’ye gelen Reagh, Bursa TÖMER’de dil eğitimi görüyor. Türkçe öğrenmek için 24 saat 7 kişilik Memiş ailesinin yanında kalan Amerikalı Reagh, adeta bir Türk gibi yaşıyor. Kaldığı evin bahçesinde gazete okuyarak Türkçe’sini geliştiren Reagh, Türkçe espriler yapmayı da öğrenmiş.
Reagh, evin bahçesinde meyve ve sebze de yetiştiriyor. Aile fertleriyle birlikte yaşayan ve onları ikinci ailesi olarak gören Reagh, bahçeye gidince elinden çapasını düşürmüyor. Bahçeden topladığı sebze ve meyvelerle salata yaparak iftar sofrasının kurulmasına yardımcı olan Reagh, Ramazan ayı dolayısıyla farklı dinden olmasına rağmen gün boyu yemek yemiyor. Reagh, aile fertlerinin oruçlarını açtığı iftar yemeğine katılarak, karnını doyuruyor. Ezan okunmasıyla aile fertlerine ‘Allah kabul etsin’ diyen Amerikalı öğrenci, aile fertleri gibi yemeğine hurmayla başlıyor.

“BURASI BENİM EVİM GİBİ”
Bir aya yakın kaldığı Türk ailesinde Türk yemeklerini de öğrenen Reagh’ın en sevdiği yemek ise biber dolması. 24 Haziran’da Bursa’ya gelerek 7 kişilik Memiş ailesinin yanında kalan Reagh, Türk insanının misafirperver olduğunu söylüyor. Bursa’ya ve Memiş ailesine alıştığını kaydeden Reagh, “Geçen Haziran ayından Bursa’ya geldim. Geçen sene Boğaziçi’de bir yıl eğitim almıştım. Her gün Türkçe dersler alıyoruz. Hafta sonları burada ailemle beraber geziyorum. Genellikle sabah erken kalkıyorum. Kahvaltı yapıyorum. Daha sonra otobüsle Bursa’ya gidiyorum. Her gün 4 saat Türkçe ders alıyoruz. Burada vaktim çok güzel geçiyor” dedi.

ELİNDEN ÇAPAYI BIRAKMIYOR
Memiş ailesinin evindeki bahçede bol bol meyve ve sebze yetiştiren Reagh, elinden de çapayı bırakmıyor. Reagh; “Bazen dut, sebze ve meyve topluyoruz. Sürekli çay içiyoruz. Her günümüz çok güzel oluyor. Gerçekten burası çok güzel. Evinde beni ağırlayan Memiş ailesi çok iyi. Her gün bana yardım ediyorlar. Akşama kadar sohbet ediyoruz. Yavaş yavaş Türkçe öğreniyorum. Türk kültürü çok güzel. Herkes konuksever. Türk yemeklerini çok seviyorum. Biber dolması her zaman güzel. Annem benim muhteşem bir aşçı. Her akşam değişik yemekler yapıyor. Amerika’da kaldığım yerlerde çilek ve incir yok. Ama burada her şey var. Bahçede sivri biber topluyoruz. Amerika’da böyle bir imkan yok. Bu yüzden çok ilginç” dedi.

“ONUN SAYESİNDE HAYATIMIZ DEĞİŞTİ”
Evdeki kardeşlerden olan Mehmet Memiş ise Amerikalı misafir Reagh’a çok alıştıklarını ve kendisine ’abi’ diye seslenmesinin hoşuna gittiğini ifade ederek, “O geldiğinde hayatımız değişti. Bize çok şey kattı. Geldikten sonra hayatımıza farklı bir heyecan geldi. Ramazan olmasından dolayı sadece kahvaltı yapıyor. Sahura biz kalkıyoruz, onu kaldıramıyoruz. İftara kadar bizi bekliyor. Beraber iftar yapıyoruz. Sevgi dolu bir yaşantımız var. Bizi o kadar benimsedi ki bize, ‘abi, abla, dede, anne’ diyerek sesleniyor. İlk geldiğinde ‘Burası senin evi. Rahatça yaşa’ dedik. O da bize renk kattı” diye ifade etti.
Mehmet Memiş’in ablası Safiye Memiş ise, Reagh’ın en çok sevdiği içeceğin çay olduğunu belirterek, “Elimizden geldiği kadar onu memnun ediyoruz. Bilmiyorum o memnun mu? Bence ailemize alıştı. O bunu başardı, yardım ediyor bizlere. En çok sevdiği yemek ise dolma. Yemekten sonra çayı çok sever. Her akşam çay içiyor. Ondan nasıl ayrılacağız bilmiyorum” dedi.

“İKİ ÜLKEYİ BİRBİRİNE YAKINLAŞTIRDI”
Dede Ahmet Memiş ise Amerikalı öğrenciyi çocukları gibi gördüklerini söyleyerek, şöyle devam etti:
“Amerikalı misafirimize biz alıştık. Bol bol sohbet ediyoruz. Bizim elimizi öpüyor. Amerika ile Türkiye arasındaki ilişkileri bunlar sayesinde geliştiriyorlar. İki ülkenin insanlarını kaynaştırıyor.”
(İHA)