Hepimiz Süleyman Soylu'yuz!..
Bu ülkenin evlatlarını zehirleyen uyuşturucu mafyası insan değildir ki insan hakları olsun. Kırın alçakların o bacaklarını. Yaşatmayın.
Bir kere şunu açık yüreklilikle söyleyeyim…
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ile gurur duyuyorum...
Bu işin siyaseti,şu partisi bu partisi yok!..
Söz konusu güvenlik ise bu ülkenin İçişleri Bakanının başarısı herkes için olmaza olmazdır...
O nedenle bugün İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu' nun ortaya koyduğu yüksek irade ve ona ayak uyduran güvenlik güçlerimizin her biri ile bu vatanın evladı olarak gurur duymamak mümkün değil..
Allah varlıklarını eksik etmesin!
Olduğu ve göründüğü gibi adam!
Yok böyle bir İçişleri Bakanı…
Cumhuriyet tarihinde İçişleri Bakanı olarak bir Mehmet Ağar bir de Süleyman Soylu böylesine terör ile mücadelede adlarından övgü dolu sözlerle bahsettirmiştir...
Ağar yakından tanıdığı emniyet teşkilatının içinden geldi…
Soylu ise genç yaşta girdiği, yoğrulduğu siyasetin içerisinden gelmesine rağmen güvenlik teşkilatlarının 40 yıldır içerisinde gibi başarılı oluyor...
Bakın bu ülkede ‘MİLLİ’ bir İçişleri Bakanı olmak zordur vesselam!
Çünkü öylesine baronların nasırlarına basarsınız ki tek başına mücadele edersiniz!..
Ama başınız dik onurla..
Ama millet hep yanınız da olur…
İşte Ağar neden unutulmamıştır…
Tarih yazan Soylu da unutulmayacaktır…
O nedenle bugün tarih yazan milletin nezdinde büyük bir karşılığı olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun millet destekli yaptığı her çıkışın, siyasi baronlar dahil birilerini rahatsız etmesi kadar doğal bir şey olamaz!
*
Kılıçdaroğlu şunu demiş, Meral Hanım bunu söylemiş!
Geçiniz…
Millet ne diyor millet!..
Ona bakın...
Yaşarsak hep birlikte göreceğiz...
Tarih ‘Cesur yürek bir İçişleri Bakanımız vardı’ diye Süleyman Soylu’nun adını altın harflerle yazacak, Türk milleti bir gün bakanlık koltuğunu bıraksa dahi sevgi ile her zaman onu bağrına basacaktır.
Çünkü o;
Koltuktan güç alan değil koltuğa güç veren adam olmayı başardı!..
Kato Dağı, Tendürek Dağı ilk kez bir İçişleri Bakanı ile tanıştı!.
O şunu der, bu bunu der demeden, gizli ajandası olmadan doğru bildiği yoldan yürüdü, milleti gibi düşündü, doğruları söylemekten asla çekinmedi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duygularını bizzat yaşadı ve yaşatmaya çalıştı!..
Çıkışlarına bakınca O’nda Reis’i görmemek mümkün mü?
*
Gelelim birilerinin ‘Son vukuatı’ dediği olaya!..
Böyle vukuata can kurban arkadaş!
Uyuşturucu ticareti yaparak okul önlerinde evlatlarımızı zehirlemek için pusu kuranlara karşı ‘Yakalarsanız ayaklarını kırın’ şeklinde verdiği talimat, milletin duygularında karşılık bulmuştur!
Hedefe ulaşmıştır!
Bunu “Soylu’nun yeni vukuatı” olarak yorumlamak abesle iştigalden başka bir şey değil!
Ne diyor Şeyh Edebali;
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”
Peki Soylu ne söylüyor;
"Bir uyuşturucu satıcısını gördükleri zaman, beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler, o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmayan polis görevini yapmamış demektir. Benim ülkemin gencinin canına mal olacak, onu zehirleyecek ve aileleri huzursuz yapacak bir kişiye gereğini yerine getiren suçunu bana atsın. Suçu neyse 5, 10 ya da 20 yıl içeride yatmaksa yatarım. 2018 yılında bunların tepesine çökeceğiz ve milletimizi bu illetten kurtaracağız."
*
Kim rahatsız olur bu sözlerden…
Millet ile istikametleri ayrı olanlar…
Biri ‘Bu açıklama suçtur’ diyor..
Diğeri ‘Vay sen nasıl böyle dersin’ diye sözde insan haklarından dem vuruyor…
Bir diğeri ‘Bir bakan böyle açıklama yapar mı?’ diye hedef gösteriyor…
Öteki ‘Bu adam ne konuştuğunu bilmiyor’ diye ahkam kesiyor!
Kimsiniz siz?
Sizin evladınız yok mu?
Sordunuz mu anne ve babalara Soylu ne diyor diye…
Hadi yüzünüz varsa sorun!
Soramazsanız bir anket yapın!
Alın cevabınızı…
‘Bakanım Allah senin varlığını eksik etmesin. Ağzına yüreğine sağlık.’
Siz hiç çocukları uyuşturucu kurbanı olmuş acılı anne ve babalarının yerine kendinizi koydunuz mu?
*
Bakın bir anne!
Gaziantep’te yaşıyor...
Adı: Halise S.
18 yaşında Mahmut S. isimli bir evladı var!
Şimdi o annenin feryadını iyi okusun ruhsuzlar!
“Oğlumun evde son zamanlarda birkaç kez titrediğini gördüm. Bize karşı tavırları değişti. Son günlerde odasına kapanıyordu.
Ben bir gün odasına girdiğimde odasında uyuyordu.
Elinde sigara paketi gördüm ancak sigara paketinin şişkin olduğunu görünce içini açıp baktım.
Kağıdın içine baktığımda sigara olmayan bir şey gördüm. İnternetten baktığımda bonzai olduğunu öğrendim.
Yaklaşık 10 günden beri oğlum kayıp ve haber alamıyorum. Bize gelen oğlumun arkadaşının telefonunda tesadüfen bir görüntü gördüm ve bu görüntüyü kendi telefonumla çektim.
Bir evin içerisinde uyuşturucu kullandıkları hallerinden belli olan kişiler ve oğlum var. Görüntüde çoğu kendinden geçmiş ve baygınlar.
Bütün gençler bu kötü tuzağa düşebilir.
Hiçbir annenin yüreği yansın istemiyorum.
Oğlum gelsin, bir tane tek oğlum var. Daha çok bataklığa batmadan gelsin. Bizim telefonlarımızı açmıyor.
Kız kardeşi 1 aya kadar evlenecek, onun bile telefonunu açmıyor.
Oğlumun bulunmasını istiyorum.
Kimin yetkisi varsa çocuğum bulunsun.
Hiçbir annenin yüreği yanmasın. Birçok anne evlatlarının durumunu kimseyle paylaşamıyor. Ben oğluma ulaşamıyorum. Hayatından endişeliyim”
*
Okudunuz duyguları!..
Soylu’ya tepki gösterenler hadi şimdi koyun kendinizi bu annenin yerine!
Hadi çıkın karşısına o ananın...
Anlatın Soylu’ya gösterdiğiniz tepkiyi ona!..
Var mı yüzünüz!..
Çünkü Soylu milleti ile aynı duygularla aynı istikamette yürüyor…
Gerisi onun için hikaye!
Terörü kontrol altına altına aldı gözünü zehir tacirlerine
dikti..
Türkiye' de gündem oluşturmaya çalışıyor.
Uyuşturucu ve satıcıları şu an ülkenin en önemli gündem maddesi
oldu.
Sorunu dillendiriyor,
Toplumsal bilinç oluşmasını sağlayıp ,kamuoyu desteği sağlamaya
çalışıyor.
*
Son aylarda birilerinin adeta düğmeye basması ile Soylu üzerinde başlatılan yıpratma kampanyasının neden olduğunu şimdi daha iyi anlıyorsunuz!
Bakın bizzat yaşadığım bir olayı size anlatayım.
Ankara'nın en önemli AVM' lerinin birinin en üst katındaki bir cafe'de arkadaşım ile sohbet ediyorum..
Masalar birbirine çok yakın..
Arka masaya takım elbiseli kravatlı 3 kişi gelip oturdu..
Belli ki siyaset en önemli yerdeler...
Konuşurlarken Soylu ismi geçince kulak misafiri olmamak mümkün olmadı!..
Gazeteci olunca böyle!..
Biri diyor ki;
'Ya kardeşim bu Soylu'nun önünü kesmek gerekir. Saray'ın elindeki en büyük silah bu adam. Halkın nabzını çok iyi tutuyor. Terör olayı nasıl oldu ise bitti.Adam dağlarda geziyor. Bizimkilerin ona saldırısı fayda değil zarar vermeye başladı. Çünkü sokakta karşılık bulmuyor aksine tepki alıyoruz'
Bir diğeri cevap veriyor;
'Aynen öyle. Geçen toplantıda bu mevzu konuşuluyor. Adam ne yapsa prim yapıyor.AKP içindede onu Saray'a yakın olduğu için istemeyenler var ama güçleri yetmiyor.Erdoğan'dan korkuyorlar'
Evet aynen sözleri aktardım size!..
Çok şey anlatıyor bu sözler değil mi?
Dertlerini görüyorsunuz?
O neden ile Soylu üzerinde son aylarda yoğunlaşan saldırılara baktığımız zaman Bakanın ne denli doğru yolda olduğu görülüyor..
*
O nedenle ne yapsalar boş!..
Bu milli mücadelenin liderlerinin önünü kesemezler!..
Devlete ve millete kalkan ellerin insan hakları olmaz!
O eller kırılacak kardeşim!..
Söz konusu zehir tacirleri ise o evlatları o anaları düşünmeyenlerin elleri kırılacak arkadaş!..
Bölücü terör örgütüne akan paranın yüzde 90' nının uyuşturucu ticaretinden geldiği gerçeği ortada iken Bakan' a kim insan haklarından dem vuruyorsa evladına o ananın sözleri ile bir baksın!
Sonra konuşalım...
Bu ülkede evlatlarını kaybetmiş,Evlatları uyuşturucu bataklığı içine saplanmış nice anneler ve babalar var!..
Bir çoğunun ise sesi çıkmıyor!
Çırpınıyorlar!..
O nedenle;
Söz konusu;
Terörle mücadele…
Uyuşturucu ile savaş…
Evlatlarımızın yaşamı ise;
Herkes iyi bilsin ki bu yolda;
HEPİMİZ SÜLEYMAN SOYLU’YUZ…
Allah yar ve yardımcısı olsun…