BIST 9.640
DOLAR 34,68
EURO 36,61
ALTIN 2.941,19

Hepimiz savaştayız! Peki nasıl kazanabilriz?

Kimsenin güvende olmadığı bir savaş almış başını devam ediyor.
İnsanlığa açılmış topyekun bir savaş.
Bu savaş, insan karşıtı, bilim-ilim karşıtı, doğa karşıtı, hakikat karşıtı, özgürlük karşıtı ve kesinlikle Din karşıtıdır.

Yöntemleri, karmaşık propaganda ve psikopat biçimleri de dahil olmak üzere mevcut her silahı ve tekniği kullanır. Amacı, insan ruhunu ezmek ve onun, bizden daha iyi olduklarına gerçekten inanan elitist, otoriter derebeylerinden oluşan bir üst sınıfa diz çökmesini sağlamaktır.

2020'de hayatın normale dönmeyeceğini söylediklerinde gerçekten ciddiydiler.
Dokundukları her şey ters çevrilmiş, doğaya ve gerçeğe tamamen zıt hale getirilmiştir.

Perdenin arkasındaki büyücüler, yıkımın enkazından yeni, küresel ve totaliter bir toplumu yeniden inşa etmek amacıyla eşi görülmemiş bir ölçekte kaos ve düzensizlik yaratıyorlar.

Zenginliğin çoğunu kontrol etmekle yetinmeyerek, tüm genetik materyal , doğal kaynaklar, gıda arzı ve hatta İnsan DNA’sı da dahil her şeye sahip olmaya ve kontrol etmeye çalışıyorlar.

Bunlar, insan biyolojisini, doğayı, ekonomileri ve sosyal düzeni yeni ve gelişmiş bir teknokratik ütopyada yeniden şekillendirebileceğine inanıyor. Herkes için daha iyi bir gelecek inşa ettiklerini iddia ediyorlar, ama gerçekte yeni bir feodalizm, teknofaşizm ya da buna ne tür bir otoriter sistem demek isterseniz onu kuruyorlar.

Son on yıldaki devrimleri ile birlikte, kendi yeni "tanrılarını”, her şeyin Yaratıcısı olan Allah’a olan saygıyı aşmaya ve yasaklamaya çalışıyor.

Genetik düzenleme ve işlev araştırması gibi teknolojilerle doğayı geçersiz kılmaya çalışırken, doğayı seviyor ve koruyormuş gibi yapıyorlar.

İnsanı makineyle birleştirerek, sentetik malzemelerden yiyecek yaratarak ve gezegendeki her yaşam türü için genetik kodları değiştirerek tarihin eksiksiz bir yeniden yazılmasının peşindeler.

En çok övülen filozoflarından biri, transhümanizm, eşcinsellik, savunucusu Yuval Noah Harari’dir ve şunlara inanır:
-Tüm dinler yalandır.
-Fakirler ölmeye devam etmeli.
-Gelecekteki gözetim “deri altındadır.”
-Özgür irade dönemi bitmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün, Dünya Ekonomi Formu’nun ve Bilderberg grubunun son toplantıları, tarihin gidişatını kendi lehlerine değiştirmeye hevesli birçok ana komplocuyu ve bir dizi diğer karamsarları bir araya getirdi. Bir zamanlar iyi, adil ve normal olarak düşünülen her şeye savaş ilan ettikleri için tüm saldırılarının hedefindesiniz.

Amaçlarına gerekli her şekilde ulaşmaya çalışırlar. İdeolojileri, politikaları ve teknolojileri nedeniyle kaç masum insanın öldüğü, ne kadar acı ve ıstırap çektirildiği veya kaç çocuğun hayatının kalıcı olarak zarar gördüğü önemli değildir.
Erkeklere zararlı hormanlar pompalayıp kısırlaştırır, LGBT lanetini yaygınlaştırır, kadınların doğurganlığını azaltmak için türlü ameliyatlar ile rahme zarar verirler ki üreme olmasın.
Bu arada Pedofililiği de normalleştirmeye çalışırlar. Çünkü bir çoğu pedofilidir.

Bu kendini beğenmiş, kendi kendini atayan yöneticiler, kendilerini kurtarıcı olarak sunarken, kötü ve aşağılık olan her şeyi temsil eder. Gerçekte onlar koyun postuna bürünmüş kurtlardan ve yağmur yağmayan kara bulutlardan başka bir şey değildir. Birçoğu kendilerini okült ile aynı hizaya getirdiler ve şeytani “yasanın tamamı olacaksın” doktrinini uyguladılar.

Hollywood'da, müzik endüstrisinde, eğitimde, orduda ve diğer birçok sektörde satanizmi ön plana çıkardılar. Milyonlarca gencin hayranı olduğu onlarca ünlünün kan içtiğini biliyoruz.

Kendilerini ünlü erkekler ve kadınlar, dünyaya ve içindeki her şeye hükmedecek özel, yetenekli bir sınıf olarak görüyorlar. Hatta bazıları Mars'ı kolonileştireceklerine, vicdanlarını buluta yükleyeceklerine ve ölümsüzlüğe ulaşacaklarına inanıyorlar.

Aşırı gurur ve kendini beğenmişlikle dolu bu tiranlar, sizi ve beni burada her türlü ihtiyacına hizmet eden “ hayvan köle ” den başka bir şey olarak görmüyorlar.

Aslında teknoloji istedikleri hızda ilerlemeye devam ederse, yakın gelecekte bizim hizmetimize bile fazla ihtiyaç duymayacaklar. Nihai planları, bizi robotlar, yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti akıllı teknolojisiyle değiştirmek.

Her şey plana göre giderse, bu teknolojik atılımlar insanlığın çoğunu harcanabilir hale getirecek, bu yüzden bizi öldürmek için DNA ve COVID-19 aşıları olarak bilinen deneysel gen terapileri de dahil olmak üzere her türlü yöntemi kullandılar.

Bize milyonlarca kişinin COVID-19'dan öldüğünü söylemeye çalıştılar, ancak bu anlatı ortaya çıktı ve şimdi Maymun çiçeği, kuş gribi ve biyoterör saldırıları gibi yeni tehditlere geçiyorlar.

İlaç, savaş, zehirli kimyasallar, açlık veya diğer yollarla öldürülemeyenler için plan, bizi yoksulluğa itmekti. Öylede oldu. Enflasyon tüm dünyada aldı başını gitti.
Benzin fiyatları uçtu, enflasyon o kadar hızlı yükseliyor ki herkesin cüzdanını hızla boşaltıyor.

Küresel piramidin tepesindeki çatal dilli yılanlar, her şey için onlara bağımlı olmanızı istiyor. Bu nedenle, gezegeni iklim değişikliğinden, sürekli mutasyona uğrayan virüslerden ve salgınlardan ve kritik altyapıyı tehdit eden ve tüm özel verilerinizi açığa çıkaran yıkıcı siber saldırılardan kurtarma kisvesi altında her şeyin kontrolünü istiyorlar.
Sizi travmatize etmek ve devam eden tahakküm planlarından başka her şeye odaklanmak için krizden sonra krize girerler. Tanık olduğumuz şey, en iyi haliyle saf mühendislik kaosudur.

Nüfus kontrolü, küreselci derebeylerinin temel ilkelerinden biri olduğu için, baskıya maruz kalanlar, nüfusu çok daha yönetilebilir bir düzeye indirmelerine yardımcı oldu. Ne de olsa, Amerika/Georgia’da nüfusun doğa ile sürekli bir denge içinde 500 Milyonun altında tutulması gerektiğini açıkça ilan eden “ Rehber taşları ” adlı bir anıt var. Gerçi diğer uluslar uyandı da bu zalimlere cevap niteliğinde o taşlara bombalı saldırı düzenledi. Güzel bir mesajdı onlara. Uyandıklarını, artık uyumadıklarını gösterdiler. Darısı bizimkilerin de başına.
Evet işte ne yaptıkları ortada.
Niyetleri de belli.


Peki biz ne yapacağız?
Birbirimizle mi uğraşacağız?
Gerçekleri görmeyip bize sunulan reklamlarla mı yaşayacağız?
Yoksa onlara uyup teknokratik köle mi olacağız?

Bakın onlar birleşik bir cepheymiş gibi davranmayı severler, ancak genellikle planlarını nasıl uygulayacakları konusunda anlaşamazlar. Bölünmüş bir ev ayakta kalamayacağından, bu bizi onlara meydan okumaya devam etmeye teşvik etmelidir.

Bize zarar vermek isteyenlerin kontrolünü ele geçirmek için hepimizin oynayacağı bir rol var. Yazarak, konuşarak, yaratarak, organize ederek, planlayarak, icat ederek veya öğreterek olsun, hepimiz bizi yutmaya çalışan bu canavarı yenmeye katkıda bulunmak için bir alanda çaba sarfetmeliyiz.

Şimdi, özgürlük ve hakikat davasını ilerletmek için sahip olduğunuz tüm yetenekleri ve armağanları kullanma zamanıdır.
Kafayı kuma gömmenin zamanı değildir.
İnsana, doğaya, hürriyetimize ve dinimize açılan bu savaşa karşı “dilsiz şeytanlardan”olmayın.
Kuşanın ve onlara karşı sizde savaşın.

Selametle..