Hepatit B'den korunmak için özellikle aşı vurgulanıyor. Çünkü korunma tedaviden çok daha önemli.
Abone olTürkiye'de nüfusun yaklaşık yüzde 4'ü Hepatit B taşıyıcısı. Avrupa ülkelerinde ise bu oran yüzde 0.5-1 arasında. Hepatit B'den korunmak için özellikle aşı vurgulanıyor. Çünkü korunma tedaviden çok daha önemli.
Avrupa Karaciğer Araştırmaları Derneği'nin Viyana'da gerçekleştirilen 41'inci dönem toplantısına katılan Ege Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ulus Akarca bir sunum yaptı.
Türkiye açısından B tipi hepatitin büyük risk taşıdığını söyleyen Akarca, Hepatit B'nin karaciğer iltihaplanması şeklinde görülen kronik bir hastalık olduğunu ifade ederek, "Hepatit, toplum sağlığı açısından son derece önemli...
"Bizim ülkemizde Avrupa ülkelerine oranla B tipi hepatiti C'den daha fazla bulunuyor. Bunda, kalabalık yaşamanın, hijyen şartlarının ve tarihten gelen özelliklerin etkisi var" diye konuştu.
Bebeklik döneminde bulaşan Hepatit B'nin vücutta kalıcılığının yüzde 90, erişkin yaşlardaki bulaşmanın ise yüzde 5 olduğunu ifade eden Akarca, "bebeklerde yüksek oranda kronikleşme olabiliyor...
"Bu nedenle bebeklerin aşılanması çok önemli. Çünkü aşı yüzde yüze yakın koruma sağlar. Bebek doğar doğmaz aşıların yapılması lazım" dedi.
Türkiye orta derecede riskli
Ulus Akarca, hastalığın dünya geneline yayılımı açısından, Türkiye'nin orta dereceli risk bölgesinde bulunduğunu kaydederek şöyle konuştu:
"Türkiye'de nüfusun yaklaşık yüzde 4'ü Hepatit B taşıyıcısı ve bunların arasında ileride karaciğer kanseri ve siroz gibi hastalıklara yakalanma riski olan 300-400 bin kişi bulunuyor...
"Batı Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 0.5 ile 1 arasında değişiyor. Orada da hastalığı taşıyanların çoğunluğunu da göçmenler oluşturmaktadır."
Fransa'da Hepatit B hastalarının oranının yüzde 0.65 olarak açıklandığını belirten Akarca, "bunun da tahminlerin üzerinde olduğu söyleniyor. Bizde ise bu oran Doğu'da yüzde 8, Batı'da yüzde 4'e kadar çıkıyor" diye konuştu.
Prof.Dr. Akarca, aşı programları ve sağlık taramalarının eksiksiz yürütülmesi halinde, dünyada Hepatit B hastalığının 200 yıl içinde ortadan kalkacağını bildirdi.
Korunma daha önemli
Hepatit B mikrobunu vücudunda bulunduran herkesin tedavi olmasının gerekmediğini, mikrobun bazı kişilerde uykuda, bazılarında ise aktif olduğunu kaydeden Akarca, aktif durumda olanlar için tedavi gerektiğini söyledi.
Akarca, ancak tedavinin uzun sürmesi nedeniyle vücudun ilaca karşı direnç geliştirebildiğini, bu sorunun da yeni nesil ilaçlarla aşılabildiğini bildirdi.
Akarca, "Hepatit B'den korunmak için özellikle aşıyı vurguluyoruz. Çünkü korunma tedaviden çok daha önemli. Tedavi, uzun süreç gerektiren ve yüksek maliyetli bir yol, oysa aşı çok daha basit...
"Ailelerin bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Anneden çocuğa bulaşma en sık görülen yoldur. Cinsel yolla da bulaşabiliyor. Kontrolsüz ve şüpheli cinsel ilişkilerden kaçınmak gerekiyor" dedi.
Hepatit B konusunda dikkat edilmesi gereken konulara da değinen Akarca, "manikürcüler ve kuaförler hijyene dikkat etmeli. Geçtiğimiz yıl iki Hepatit C hastam vardı. İkisi de mikrobu göbek piercing'inden almışlar...
"Bu gibi yerlere de dikkat edilmeli. Diş fırçası ve tıraş makinesi ortak kullanılmamalı. Hepatit B'nin bulaşma riski C'ye göre 100 kat daha yüksek, çünkü bulunduğu ortamda daha uzun süre yaşabiliyor" diye konuştu.