Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Türkiye’nin eğitim politikası, Özal’ın neredeyse bütün Türkiye’yi ürküten ’bir milyon bilgisayar’ sloganı d...
Abone olMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Türkiye’nin eğitim politikası, Özal’ın neredeyse bütün Türkiye’yi ürküten ’bir milyon bilgisayar’ sloganı dışında, hep Batı’daki eğitim politikası değişimlerini yakından izleyip, maliyetlerine katlanabildiği ölçüde tatbik etmeye çalışmaktan ibaret oldu" dedi.
Türk Eğitim Derneği (TED) tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Eğitim Forumu’nda ’eğitim siyaseti’ masaya yatırıldı. TED Ankara Koleji İncek Kampüsü’nde düzenlenen forumun ikinci gününün açılışına, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, CHP İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter, TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Avrupa Parlamentosu Parlamenteri Katarine Nevedalova ile çok sayıda eğitimci katıldı.
Programın açılışında konuşan Bakan Avcı, eğitim siyasetinin Einstein’in izafiyet teorisinde olduğu gibi, geniş ölçekte eğitim sisteminin kanunları, kuralları ve ilkelerini belirlemek ve uygulamakla ilgili olduğunu belirtti.
Sultan Abdülhamit’in, Türkiye’nin erken modernleştiricisi olarak ve dönemin ruhuna uygun olarak, okulu, gelişmiş dünya ile rekabet edebilir bir toplum için olmazsa olmaz bir şey olarak gördüğünü anlatan Avcı, "Sadece okulu ithal edip İmparatorluk topraklarının ücralarına taşımakla kalmamış, Avrupa’nın eğitim politikalarını da ithal etmişti. Tek Parti dönemi boyunca -aradaki orijinal Köy Enstitüleri denemesi hariç- aynı strateji neredeyse kesintisiz olarak tatbik edildi. Avrupa’da okul alanında uygulanan her yenilik, eğitim politikalarındaki her değişim, her yaklaşım ve öncelik değişimi, Cumhuriyet döneminde de kısa süreli gecikmelerle Türkiye’de de uygulamaya kondu. Avrupa ile aramızdaki fark, neredeyse hiçbir zaman yaklaşım farkı olmadı. Hemen her zaman, daha yaygın ve daha seyrek nüfusa, daha az maddi ve insani kaynakla erişememekten kaynaklanan bir fark oldu" ifadelerini kullandı.
"Demokrat Parti (DP) döneminde de eğitimde anlamlı bir strateji farkına şahit olmadık" diyen Avcı, 1980’lere kadar hep, değişen iktidarlara rağmen, benzer bir eğitim politikası uygulandığını anlattı. Avcı, Türkiye’nin Avrupa’da ve daha sonra ABD’de eğitim paradigmalarındaki değişimleri olabildiği kadar kısa süre içinde ithal edip, olabildiği kadar yaygın bir biçimde tatbik ettiğini söyledi. 1980’lerin sonlarında, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, "bir milyon bilgisayar" sloganını ortaya attığında ise bilgisayarın eğitim alanında kullanımının uzun bir süredir tartışıldığını belirten Avcı, bu konuda Avrupa ülkelerinin birçoğunda pilot uygulamaların gerçekleştirildiğini dile getirdi.
"MEŞREBİMİZE HANGİSİ UYGUNSA ONU SEÇİP, TARTIŞTIK"
"Türkiye’nin eğitim politikasının, Özal’ın neredeyse bütün Türkiye’yi ürküten ’bir milyon bilgisayar’ sloganı dışında, hep Batı’daki eğitim politikası değişimlerini yakından izleyip, maliyetlerine katlanabildiği ölçüde tatbik etmeye çalışmaktan ibaret" olduğunu belirten Avcı, "Yani sadece eğitim siyasetini değil, eğitim siyaseti çerçevesinde yürütülen tartışmaları da ithal ettik. Batı’da imal edilen taraflardan, artık meşrebimize hangisi uygunsa onu seçip, biz de içeride tartıştık. Hepimiz, bir biçimde, bizden önce yürünmüş olan yollarda yürümekten rahatsızlık duysak da duymasak da, yürüdük durduk. Mesele şu ki, o yollar bitti. Artık yeni şeyler söylemek lazım. Ve o yeni şeyleri, her şeyden önce, eğitim alanında söylemek lazım" değerlendirmesinde bulundu. "Eğitim siyasetimizi oluştururken, hep aynı şeyleri düşünmek bizi daha iyi bir geleceğe götürmez" diyen Avcı, siyasetçilerin farklı görüşlere sahip olduğu kadar, eğitim alanında bilimsel çalışmalar yapanların da bu konularda farklı veriler, farklı bilimsel bulgular sunabileceğini dile getirdi.
BAKAN AVCI’DAN 2023 VURGUSU
Hükümetin 2023 yılına yönelik ekonomik ve toplumsal hedeflerine işaret eden Avcı, bu konuda eğitim sistemine ilişkin yapılması gerekenleri anlattı. Avcı, öncelikle dünyadaki çağdaşlarıyla rekabet edebilecek bilgi ve becerilerle donanmış bir kuşak yetiştirmek gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:
"İkinci olarak yirmi birinci yüzyıl becerilerini geliştirilmeliyiz. Bu beceriler; üst düzey düşünme becerileri, etkili iletişim ve işbirliği becerileri, bilişim teknolojileri ve bilgi okuryazarlığı ile bugünün dünyasının gerektirdiği yaşam becerilerini kapsar. Üçüncü olarak öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmelerini ve geliştirmelerini sağlayacak bir öğretim içeriği, bu içeriğin hayata geçirilmesini sağlayacak bir yapı oluşturma hedefini gerçekleştirmek zorundayız. Bu hedefleri gerçekleştirmek için şu sorulara cevap aramalıyız: Bu beceriler nasıl kazandırılabilir, nasıl bir öğretim programı uygulanırsa kazandırılabilir, ne tür öğretim uygulamaları ile kazandırılabilir, öğretmenler ne yaparsa bu becerileri daha iyi kazandırabiliriz, bu hedefleri gerçekleştirirken, hiçbir nedenle, hiçbir öğrenciyi dışarıda bırakmadan, her öğrencinin öğrenmesini, eşit ve adil bir eğitim almasını nasıl sağlayabiliriz, eğitimde eşitlik ve kaliteyi eş zamanlı olarak nasıl iyileştirebiliriz."