BIST 9.395
DOLAR 34,56
EURO 36,63
ALTIN 2.904,03
HABER /  MAGAZİN

Hem doğalım hem çılgın!

Uzun bir aradan sonra yeni albümünü çıkaran Yıldız Tilbe, Hafta Sonu dergisine konuştu.

Abone ol

11’inci albümü "Güzel" ile hayranlarını bir kez daha sevindiren Yıldız Tilbe, Hafta Sonu dergisine konuştu. Sanatçı, sahnedeki ani ve garip hareketleri, rüküş bulunan kıyafet seçimi sorulduğunda, "Sahnede yemek yaparken şarkı söylüyormuşum gibi rahatım. Bana ne yakışırsa onu giyerim. Yapmacık değil çılgın bir kızım" diyor.

Çok yoğun bir dönem geçirdiniz. Parçalar çok güzel. Bu besteleri nasıl yapıyorsunuz?

- İnan ki ben de bilmiyorum. Bunu her seferinde soruyorlar, bilsem söyleyeceğim. Bir anda yazıyorum; bir şeyler görüyorum, onları kaleme döküyorum. Hayatta her şeyi yaşıyoruz, bunlar şarkılara dönüşüyor, bir anda bir şeyler dökülüyor.

Albümün adı neden "Güzel"?

- Güzel olduğu için.

Bu kaçıncı albüm oldu?

- 11’inci albüm. Hepsi güzel ama bunun adı da "Güzel".

Hazırlık aşaması nasıl geçti? Bildiğim kadarıyla albüm yaparken evi stüdyoya dönüştürüp, kapanıyorsunuz...

- İnan ki o dönemler benim için doğum gibi. Yeni bir çocuk dünyaya getiren bir anneyim.  İyi parçalar olsun, güzel olsun, hayranlarım mutlu olsun... Bir albüm hazırlamak kolay olmuyor, her şeyin detaylarını inceliyorsun.

Size ailenizin bile gerçek isminizle yani Yadigar diye seslenmesini istemiyormuşsunuz...

- Ailem halen bana Yadigar der. Sevmediğim halde... Daha şimdi şimdi Yadigar ismi hoşuma gitmeye başladı.

18 yaşında birine aşık olmuşsunuz, ona kendinizi kaçırtmışsınız doğru mu?

- Evet, öyle evlendik. 15 gün olmuştu tanışalı. Sonra adam askere gitti. Asker yolu bekledim, sonra bir kızımız oldu. Sezen Aksu’nun "Sen Ağlama" şarkısını dinliyordum. "Eğer kızım olursa adını Sezen koyacağım" dedim. Kızım oldu, adını Sezen koydum. Altı yıl evli kaldım, sonra ayrıldık.

Sezen Aksu’yu çok sevmişsiniz demek ki...

- Tabii ki, onu katıksız sevenlerdenim.

Nasıl tanışmıştınız?

- Ben evde; mutfakta, tuvalette, her yerde şarkı söylerdim, sesim güzeldi. Nota bilmezdim ama düzgün sesi olan biriydim. Bunun farkındaydım. Bir gün arkadaşımla birlikte İzmir’de Pırlanta Pavyon’un önünden geçiyorduk. Orada durduk, baktım içeriden müzik sesi geliyor. Arkadaşıma, "Hadi gel içeriye girelim. Ben burada şarkı söylemek istiyorum" dedim. Ürkerek içeri girdik. Sazlar sahnede prova yapıyordu. Sahibine derdimi anlattım; adam, "Al mikrofonu söyle bakalım" dedi. Ben söyledim, adam bir tane daha istedi. Sonra beni kuaföre gönderdi ve kulüpte şarkı söylemeye başladım.

Sonra galiba Sezen Aksu sizi dinlemeye geldi...

- Bir gün "Sezen Aksu gelecek" dediler. O dönemlerde Sezen Aksu ile Uğur Yücel birlikte İzmir’de Kabare Show yapıyorlardı. O gece altı külüpte sahne alıyordum. Sahne bittikten sonra Sezen Aksu’yu görmek için Pırlanta’ya gittim tekrar. Sezen Aksu tuvalete giderken arkadasından gidip, "Sizi çok seviyorum. Kızımın adını Sezen koydum" dedim. Bana ne iş yaptığımı sordu. "Şarkı söylüyorum" dedim, o da beni sahneye çıkardı. O gece sabaha kadar şarkı söyletti. Ve giderken bana telefonunu verdi, "Beni ara" dedi. Aradım, İstanbul’a davet etti.

PARAYLA PULLA İŞİM OLMAZ

Sonra İstanbul macerası başladı. Sezen Aksu’nun vokalistliğini yaptınız. Ardından tek başınıza kaldınız. İzmir’e dönmediniz, nasıl savaştınız bu piyasayla?

- İlk olarak Kapkara adlı bir gece kulübünde sahneye çıktım Levent’te. Sonra besteler yapmaya başladım. "Delikanlım" ilk çıktığında yer yerinden oynadı, sonrası geldi...

Zaman zaman sahnede çılgınlıklar yapıyorsunuz. Şarkı söylerken bir anda yere oturuyor, bir anda oynamaya başlıyorsunuz. Bunların nedeni nedir?

- Ben şarkı söylerken sanki evimdeymişim gibi, mutfakta yemek yaparken söylüyormuşum gibi rahatım. Doğal bir insanım, oturup şarkı söylerim, oturup türkü söylerim, oynarım. Hiçbir zaman yapmacık olmadım, olamam. Ben çılgın bir kızım.

Zaman zaman giydiğiniz kıyafetler de çok rüküş oluyor. Bunu isteyerek mi yapıyorsunuz?

- Dedim ya, ben yapmacık değilim. Bana ne yakışıyorsa onu giyerim, sahneye çıkarken makyaj yaparım, yoksa yüzüme krem bile sürmem.

İstanbul’da eğlence haftada iki güne düştü. Kulüp patronları bunu, sanatçıların çok para istemesine bağlıyor. Bu doğru mu sence?

- Ben bunları bilmem. Benim bir ücretim var. Çok paralar istemem. Parayla pulla işim yok.

KAPIM HERKESE AÇIK

"Güzel" adlı son albümünüzdeki parçalarınızı da okumak isteyen sanatçılar oldu mu, kimseye şarkı verdiniz mi?

- Benim şarkılarımı herkes okusun, ben kimseyi engelleyen biri değilim, şarkılarım herkese yakışıyor.

Peki hiç "Aman şarkımı o okumasın, ona vermem" dediğiniz biri oldu mu?

- Ben herkesi severim. Benim kapıma kim gelirse gelsin, "Yok param, yok sana vermem, yok sen okuyamazsın" demem. Herkese kapım açıktır. Kimseyle küs kalamam. Şimdiye kadar duydunuz mu benden "O sanatçı şöyledir, bu böyledir" diye... Ne kavgalara karışırım, ne de bu tür olayların içine girerim. Kavgayla işim olmaz. Hepsi de beni sever, ben kendi halinde bir kara kızım.