Helikopter ayıbı ve ayıptan da öte vahim bir iddia!
Kılıçdaroğlu ve arkadaşları Uludere'ye seçim çalışması için gitmedi. Bir facia yaşanmış. 35 can öldürülmüş. Bu ülkenin muhalefet lideri, o insanların acısını paylaşmak için, kelle koltukta ziyarete gidiyor, devlet bir helikopteri çok görüyor!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gözünü kararttı ve bir iki
arkadaşını da yanına alarak "Uludere faciası"nın yaşandığı köye
gitti.
Bir helikopter çok görüldü Kılıçdaroğlu ve
arkadaşlarına!
Bu ayıbın üzerinde çok durmayacağım...
Ayıptan da öte daha vahim bir şey yaşandı o köye 5 kilometre
kala.
-Bizden buraya kadar!
Devlet, Kılıçdaroğlu'na uzunca süre eşlik ediyor. Güvenlik
tedbirleri had safhada. Ama o köye 5 kilometre kala, Kılıçdaroğlu
ve arkadaşları bu sözle kendi kaderleriyle başbaşa bırakılıyor.
Gürsel Tekin'le konuşuyoruz...
Öfkeli:
-Türkiye'de bağımsız bir medya olsa, helikopter rezaletinin
üzerine giderdi. İçişleri Bakanı sabah "hay hay" diyor akşam fikir
değiştiriyor. Vali ile konuşuluyor, isim listesi veriliyor, sonra
bir bakıyorsunuz vali ağız değiştiriyor.
Haklı olarak soruyor:
-Neden?
Nedeni yok!
Bu konuda söyleyecek fazla bir şey de yok!
Her şey ortada çünkü.
Kılıçdaroğlu ve arkadaşları Uludere'ye seçim çalışması için
gitmedi. Bir facia yaşanmış. 35 can öldürülmüş. Bu ülkenin
muhalefet lideri, o insanların acısını paylaşmak için, kelle
koltukta ziyarete gidiyor, devlet bir helikopteri çok
görüyor!
Ayıp!
***
Kemal Bey'i BDP'li Hasip Kaplan karşılıyor!
Hatırı sayılır bir kalabalık var!
Terör örgütünün bayrakları!
"Biji Apo" falan!
Devlet?
I ıh...
Köye 5 kilometre kala "bizden buraya kadar" dedik
ya!
Gürsel Tekin'e soruyorum:
-O sloganlar eşliğinde ilerliyordunuz, ne hissettiniz?
-Duymadık, duymamaya çalıştık.
Duysalar ne olacak ki?
Savaşacak halleri yok ya!
Tek çıkış yolu susmak ve vazifesini bitirip geri dönmek!
***
Gürsel Tekin, bu ayıbı da iktidara fatura
ediyor:
-35 tane gencecik insan... Koyun değil. 35 insanın acısını
paylaşmaya gidiyoruz. Gül bahçesine gitmiyoruz taziye evine
gidiyoruz. Ölen insanların çoğu devlete güvenmişler. O güvenin
karşılığında öldürülmüşler. Güvendikleri devlet onları şimdi terk
etmiş ve meydanı da başkalarına bırakmış!
Bakan ve milletvekillerinin taziye evine gitmediğini de iddia
ediyor Gürsel Tekin:
-Bizden önce onlar gitti. Nereye gittiler. Tiyatro çadırına mı,
taziye çadırına mı? Taziye evinde bir kişi olur mu? Göstermelik bir
görüntü. İstedikleri resimleri veriyorlar. Gazeteler televizyonlar
emirlerinde. Gitmeyin kardeşim gitmeyin!
***
Bunca söz üzerine ne söylenir bilmiyorum
ama...
Ben yazıyı Demirel'in o meşhur sözlerinden biriyle noktalamak
istiyorum:
-Hükümet şikayet etme yeri değildir. Hükümet şikayetleri
giderecek bir mecradır!