2004'teki MGK kararlarının altında imzası olan iki komutan Özkök ve Yalman, bazı kesimlerce hedef tahtasında konuldu.
Abone olDönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, eleştirilere "Asker dövmek moda oldu! Onun bahanesi yaratılıyor bu şekilde.." diye cevap verdi.
Gülen'e karşı eylem planını içeren kararın altında imzası olanlardan bazıları bugün hapiste. Dışarıda olanlar ise sustukları gerekçesiyle sert eleştirilere maruz kalıyorlar.
Dün Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün köşesinde "Diyemez miydiniz: “Arkadaşlarımızın omzuna suç diye yüklediğiniz o ıslak imzaların dik âlâsını, bu hükümetin başta Başbakan’ı olmak üzere bütün üyeleriyle birlikte biz de attık...” Hiç mi aklınıza gelmedi?... Yoksa işinize mi?..." sözleriyle yüklendiği iki isim, Vatan si yazarı Güngör Mengi aracılığıyla cevap verdiler. Hedefteki generallerle konuşan Mengi, paşaların sözlerini köşesine taşıdı.
KAÇMIŞ FIRSAT YOK
(...)Hedefteki emekli orgenerallerle bu konuyu konuştum.
İkisi de aynı noktada birleştiler:
“Türkiye’deki Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen” konusunda bir eylem planı hazırlanması MGK’nın 2004 ağustos toplantısının tavsiye kararı idi.
Bunu hatırlamak ve uyarmak niçin onların sorumluluğu hatta mecburiyeti oluyor?
Çünkü bu kurulun genel sekreteri ve yardımcısı da var. Böyle bir atlama veya unutma kabul edilemez.
Eski Genelkurmay Başkanı Özkök şöyle dedi:
“481 karar sayılı MGK açıklamasında beş askerin, Cumhurbaşkanı hariç altı sivilin imzası var. Bizden beklenen uyarıyı, şu anda çoğu sorumlu mevkilerde bulunan sivil görevliler yapabilirdi. Olmadı; imzası olan ve tutuklu yargılanan üç kuvvet komutanı da hatırlatabilirdi.”
HUZUR ÖZLEMİ
Hilmi Özkök “bu mecburiyet neden bize yükleniyor?” sorusuna şöyle bir açıklama getirdi:
“Açıklasaydım arkadaşlarımız kurtulacak mıydı? Hayır.. Birileri, döverek aslan terbiye ediyorlar sanki. Asker dövmek moda oldu! Onun bahanesi yaratılıyor bu şekilde..”
Emekli orgeneral Aytaç Yalman, Hilmi Özkök’ün değerlendirmesine hak verdiğini söyledi.
İçeride yatanların vicdan yükü neden onların omzuna yıkılıyor; bunu sordu.
“Bu ülkede kahraman olmak için hapse girmek mi gerekiyor?”
Aytaç Yalman, hedef oldukları suçlamalara tahammül etmenin kolay olmadığını, “günah keçisi” hâline getirildiklerini belirtti, kişisel bir özlemini dile getirerek bitirdi konuşmayı:
“Emekli olalı on yıl oldu. Biraz hayatımızı yaşayalım!”