BIST 9.368
DOLAR 34,52
EURO 36,16
ALTIN 2.983,20
HABER /  GÜNCEL

Hedefinde o isimler vardı: Popüler olmak için yapıyorlar

Hak-İş'in düzenlediği kadınlar günü programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedefinde son günlerde şiddet ve istismar olaylarını İslamiyet'le bağdaştırmaya çalışan ilahiyatçılar vardı. Erdoğan bu kişilerin popüler olmak için bu sözleri söylediklerini ifade etti.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddet ve cocuk istismarı konusunda popüler olmak isteyen bazı kişilerin kavramları saptırarak açıklamalarda bulunduklarına dikkat çekti. Bu kişilerin söyledikleri sözlerin kıymetinin olmadığını ifade eden Erdoğan, şiddet olaylarının izini İslamiyet'te arayanların art niyetli olduklarını vurguladı. Ülkemizde kadınlara yönelik şiddetle özellikle de kadın cinayetleri ile ilgili haberlerin kendisini fevkalade rahatsız etiğini söyleyerek kadına şiddet ve çocuk istismarının insanlık suçu olduğunu söyledi.

Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

- Erkek Hz. Adem ise kadınsa Hz. Havva'dır. Kadının sıfatı ne olursa olsun erkeği, erkeğin de sıfatı ne olursa olsun yanı başında kadını vardır. Kadınlara yönelik ayrımcı davranışlar hiç eksik olmamıştır. 21. yüzyılda dahi kadınlara yönelik yüz kızartıcı adaletsizliklere şahit oluyoruz. Düne kadar ülkemizde eğitim kurumlarından dahi zorla uzaklaştırılan kızlarımız vardı. Annelerin gözyaşlarını unutmadık, unutmayacağız. Onlar bizim azmimi artırmıştır ve artıracaktır. Okulunda olduğu gibi işyerinde ve hatta sokakta taciz edilen kadınımızın yürek acısını unutmadık. Yurt dışına gitmek zorunda olan kadınlarımızın hikayelerini unutmadık. 

"DAHA TEHLİKELİSİ KADINLAR ARASINDA AYRIMCILIK YAPMAKTIR"
- Bugünlerde kadına şiddeti konuşuyoruz. Peki, okulunun kapısı önünde, sınıfında meydanlarda şiddete maruz kalan kadınları hatırlıyor muyuz? Kadın meselesini tüm boyutları ile konuşacaksak önce samimi olmamız gerekir. Daha tehlikelisi kadınlar arasında ayrımcılık yapmaktır. Türkiye, bu sıkıntıları yaşamıştır. Dünyanın başka yerlerinde de son yıllarda benzer utanç manzaralarına rastlıyoruz. Biz önce kadınlar arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırdık. Bunun için bize çok saldırdılar. Akla hayale gelmeyecek ithamlarla uğraşmak zorunda kaldık. Hatta bu sebepten partimizi kapatmaya dahi kalktılar. Tüm bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardık. ÜSTÜNLÜK TARTIŞMASI BEYHUDE BİR TARTIŞMADIR
- Bugün Türkiye tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar kadın hakları bakımından da ileri düzeydedir. Kadınlarımız burada olduğu gibi hayatın her alanında dimdik ayaktalar. Erkek ve kadın arasındaki üstünlük tartışması beyhude bir tartışmadır. Her tartışma yeni bir zulüm kapısının aralanması anlamına gelir. Afrikalı kardeşlerimize kendilerine köle yapanların geride sadece zulüm bıraktığını görüyoruz. 

Asya'nın izbe köşelerinde en kötü şartlarda çalıştırılan kadınların varlıklarını biliyoruz. Kadınları şeytan olarak, iblis olarak gören onları yakan güya dini anlayışlar asırlarca bu dünyada hüküm sürmüştür. Dün çarmıha gerdikleri kadınları bugün metalaştırmaya devam edenlerin cilalarını kazıdığımızda altından yine aynı zihniyet çıkıyor. Kadın hakları diye ortalığı inletenlerin Suriye için, Doğu Guta'da binlerce kadın için tek bir söz ettiklerini duydunuz mu? Suriye'de çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 1 milyon insanın katledilmesi karşısında kıllarını kıpırdatmayanların kadın haklarındaki sözlerinin ne anlamı olabilir? Ben bunlara soruyorum. Bu konuda da konuşun. Siz Afrin'e Türk ordusunun girmesini konuşamazsınız. Biz Afrin'e işgal gücü olarak girmedik, Afrin'deki teröristleri temizlemek için girdik. Ardından sahiplerine teslim etmek için biz oradayız. 

"BUNLAR SADECE ŞOVMEN"
- 3.5 milyon kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz ey dünya. Sizin konuşmaya hakkınız yok ama bizim konuşacağımız çok şey var. Akdeniz'in karanlık suların ardından kaybolup giden kadın ve çocukların ardından timsahın gözyaşının döküldüğünü gördük. Bunlardan kadın hakları savunucusu olur mu ya? Bunlar sadece şovmen, şovmen. Asla kadın hakları savunucusu değil. Myanmar'da yaşadıkları yerde zulümlere uğrayan, kamplarda hayatlarını sürdüren kadınlara el uzatmayanlar nasıl kadın haklarından söz edebilir?

Srebrenitsa'daki o katliam sırasında, şuraya bak, "Çocukları küçük mermilerle öldürürler değil mi anne?" diyen o sabiyi ve annesini duymayanların kalplerinde bırakınız kadınları, insana dair hiçbir sevgi filizleniyor olamaz. Birkaç asır öncesi Avrupasında kadınların piramidin en altında kalması ile bugünkü aşağılayan tutum arasında hiçbir fark yok. Ülkemizde kadınlara yönelik şiddetle özellikle de kadın cinayetleri ile ilgili haberler beni fevkalade rahatsız ediyor."BUNLARIN İZİNİ İNANCIMIZDA ARAYANLAR KESİNLİKLE ART NİYETLİDİR"
- Kadına sırf cinsiyetinden dolayı böyle bir muameleyi reva gören kişinin insanlıktan nasibini almadığını düşünüyorum. Çocuk istismarı düşünmek istemeyeceğimiz bir vahşet halidir. Bunların izini, inancımızda arayanlar kesinlikle art niyetlidir. Bu tür eylemlerin her biri birer insanlık suçudur. Bazılarının popüler olmak amacıyla kavramları özünden saptırarak asıl mesajını gizleyerek söyledikleri sözlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 

"Ana gibi yar olmaz" diyen kültürün kadını ötekileştirmesi mümkün mü? Öyleyse çözmemiz gereken mesele bir takım psikopatlara, sapıklara harekete geçme cesareti veren iklimin ortadan kaldırılmasıdır. Bunu da hep birlikte yapacağız. Ülkemizde bu konuda 2004'teki Anayasa değişikliğinden beri pek çok düzenleme yapılmıştır. Son dönemlerde karşımıza sıkça çıkan haberler, kadına şiddet ve çocukları hedef alan tacizler konusunda milletimizde ve medyada oluşan tepkinin ifadesidir. Kız çocuklarının eğitim seviyesi artık erkek çocuklar ile aynı seviyede. 

Nurettin Yıldız kimdir eşini dövüyor mu? Dokunan yanar diyorlar...