BIST 9.663
DOLAR 35,22
EURO 36,73
ALTIN 2.961,64
HABER /  SEÇİM

HDP'nin barajı aşması buna bağlı

Seçim analisti Filiz Aydın Koç, HDP'nin barajı aşması için 1 milyon ilave oya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Abone ol

“2010-2014 Yılları Karşılaştırmalı Seçim Analizleri” kitabının yazarı, seçim analisti Filiz Aydın Koç, 7 Haziran seçimine ilişkin değerlendirmeler yaptı. İl il, ilçe ilçe Türkiye’deki seçimlerin istatistiklerini çıkaran analist Koç, "Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığında aldığı oydan 1 milyon daha fazla oy alması lazım" dedi.

Seçim sonuçlarını karşılaştırmalı olarak analiz eden ve konuyla ilgili kitabını yayınlayan Filiz Aydın Koç, 7 Haziran 2015 seçimlerini değerlendirdi. 2010 referandum, 2011 genel seçimleri, 2014 yerel seçimleri ve 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, karşılaştırmalı olarak incelediğini belirten Koç, partilerin bölgeler arası, iller arası değişimlerini inceleyerek seçime ilişkin güçlü tahminler yapılabileceğini söyledi.

SEÇİM SONUÇLARININ FARKI

Karşılaştırmalı yaptığınız incelemede, ulaştığınız en önemli sonuç nedir?

En önemli sonuçlardan biri, 2010 halk oylaması ile 2014 Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının ilişkili olması. Örneğin, evet oylarının Türkiye oranı yüzde 57,9 idi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın ve Demirtaş’ın aldıkları oyların toplamı ile “evet” oyları arasındaki fark sadece yüzde 3,6. Ekmeleddin İhsanoğlu, yüzde 38,16 oy almıştı. 2011 genel seçimine baktığımızda, CHP’nin oyu 25,6, MHP’nin aldığı oy yüzde 13.

İkisinin aldığı oyu topladığımızda İhsanoğlu’nun oyuna neredeyse eşit. MHP’nin güçlü bir şekilde Anadolu’da İhsanoğlu’nu desteklediği sonucuna ulaşıyoruz. Özellikle Tunceli başta olmak üzere CHP’den Demirtaş’a oy kayması olduğu gözüküyor. İhsanoğlu’nda Tunceli’de çıkan oylara bakıldığında, 2011 seçimlerinde CHP oylar yüzde 24,1 oranında düşmüş.

YENİ SEÇMEN VE KATILIM

Rakamlara göre HDP barajı aşabiliyor mu aşamıyor mu?

HDP’nin barajı aşabilmesi ile ilgili 3 farklı parametre var. Birincisi yeni seçmenler, ikincisi katılım oranı, üçüncüsü de HDP’nin oylarındaki artış ivmesi.

Katılım oranının nasıl bir yansıması olabilir?

2011 genel seçimlerine katılım oranı yüzde 83,2 idi, HDP bağımsız girmişti, oy sayısı 2 milyon 819 bin 917, yüzde 6,6 idi. 2014 yerel seçimlerinde ise katılım oranı yüzde 89,2. HDP, BDP ve bağımsızlar eklendiğinde, 2 milyon 935 bin 974 oy aldı, oy oranı yüzde 6,1’de kaldı. 2011 genel seçimleri ile 2014 yerel seçimleri arasındaki oy farkı sadece 116 bin 57. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise katılım oranı yüzde 77.

Demirtaş’ın aldığı oy sayısı 3 milyon 902 bin 211 ve yüzdesi 9,8. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 2014 yerel seçimleri arasındaki oy farkı, 966 bin 237. Bölgedeki katılım oranına bakıldığında, Türkiye ortalamasının 3 puan altında, yüzde 74. Diyarbakır’da bu oran yüzde 70’lere düşmüş. Diyarbakır seçmeninin yüzde 30’u sandığa gitmemiş. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bölgelere göre katılım oranlarına bakıldığında, İstanbul’da bu oran yüzde 72,8, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 73,6, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 75,7, en yüksek katılım oranlarının Batı Marmara’da yüzde 82, Ege’de yüzde 81 olduğu görülüyor.

ARTI ETKİSİ OLUR

Bu durumda katılım oranının artması HDP için bir dezavantaj mı?

Kendi seçmenini sandığa götürmesini sağlarsa avantaj ama Türkiye genelindeki katılımın yüksek olması da dezavantaj. Sandığa gitmeyen seçmen oranının içindeki HDP seçmeni oranı bilinmemekle birlikte, onların sandığa gitmesinin artı bir etkisi olabilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Diyarbakır’da yüzde 30, İstanbul’da da yüzde 27 oranında sandığa gitmeyen, yaklaşık 2 milyon 714 bin seçmen var.

Gitmeyenlerin yüzde 10’unun HDP’ye oy vereceğini varsayarsak, 271 bin oy demektir, bu oyun da katılıma bağlı olarak ülke genelindeki HDP oyuna en çok etkisinin yüzde 0,5 olabileceği söylenebilir.

ARTIŞ İVMESİ HDP İÇİN UMUT

Bütün bunlar toplu olarak değerlendirildiğinde nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’ın aldığı oyu sabit kabul edersek, katılım 2014 yerel seçimlerindeki gibi olsaydı, Demirtaş yüzde 9,8 yerine yüzde 8,3 oy alacaktı. Katılım 2011 genel seçimlerinde gibi olsaydı da yüzde 8,9 oy almış olacaktı. Ülke genelindeki katılım oranının düşük olması Demirtaş için bir avantaj oldu.

İMKANSIZ DEĞİL

2015 genel seçimlerinde katılım oranı daha yüksek olacağından HDP’nin barajı aşabilmesi için, Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığında aldığı oydan yaklaşık 1 milyon daha fazla oy alması lazım, katılım oranına göre yüzde 1 ile yüzde 1,5 arasında bir orana karşılık geliyor. Bunun gerçekleşmesi mümkün, imkânsız değil ama gerçekleşmemesi de sürpriz olmaz.

Bu kadar oyu, bir senede eklemiş olma olasılığı var mı?

Bağımsız, HDP ve BDP oylarında, 2011 ile 2014 cumhurbaşkanlığını mukayese edersek yüzde 3,2’lik, 2014 yerel seçimleriyle mukayese edersek yüzde 3,7’lik artış var. 2007’de bağımsızlar ile oy oranı yüzde 5,2 iken, 2011 genel seçimlerinde bu oran yüzde 6,6’ya çıkmış, en son Demirtaş bu oranı yüzde 9,8’e çıkardı. Bu bir artış ivmesidir, bu ivmenin devam edeceği kanaatindeyim.

DEMİRTAŞ VE ERDOĞAN ÇEKİŞMESİ

Erdoğan ile Demirtaş arasında özellikle bir bölgede oy geçişkenliği olduğu yorumunu yapabilir miyiz?

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aldığı oy, referandumdaki “hayır” oylarından, yaklaşık 3 puan düşük. Aradaki bu yüzde 3’lük farkın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’a yöneldiği tahmini yapılabilir.

Demirtaş’ın, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Güneydoğu’da (Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) ve Orta Doğu Anadolu’da (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, Van, Muş, Bitlis ve Hakkâri) blok olarak desteklendiği görülüyor. Demirtaş’ın en yüksek oy aldığı illerde, ikinci hep Erdoğan. Tunceli ve Mersin hariç, Demirtaş’ın yüksek oy aldığı illerde, referandumda yüksek oranlarda “evet” çıkmıştır.

MİLLETVEKİLİ SAYISINDA DEĞİŞİM BEKLENEBİLİR

AK Parti’de bir düşüş ivmesi var mı?

Karşılaştırmalı seçim analizlerinden elde edilen sonuçlara göre, AK Parti Türkiye genelinde en yüksek başarısını 2010 referandumunda, en düşük başarısını ise 2014 yerel seçimlerinde gösterdi. 2014 yerel seçimlerini, 2011 genel seçimlerine göre değerlendirdiğimizde, AK Parti 7 il dışındaki bütün illerde oy kaybetmiş. AK Parti’nin oylarını artırdığı 7 il ise çok ilginç, Van, Hakkâri, Mardin, Diyarbakır, Muğla, Trabzon, Tekirdağ.

AİDİYET DUYGUSU YÜKSEK

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu düşüşü toparladığı söylenebilir mi?

Tayyip Erdoğan’ın 13 il haricinde, bütün illerde oylarını artırdığı görülüyor. Oylarında azalış olan iller, Hatay, İzmir, Kütahya, Tunceli, Muş, Bingöl, Yozgat, Iğdır, Erzurum, Ağrı, Şırnak, Siirt ve Gaziantep. Bu illerin çoğunluğunda, kaybettiği oyların Demirtaş’a gitmiş olması muhtemel. Adayların, oy oranlarının tepesine baktığımızda, Erdoğan’ın yüzde 80, Demirtaş yüzde 83’lerden başladığı görülüyor. Bu seçmenlerinin aidiyet duygusunun da çok güçlü olduğu anlamına geliyor.

CHP 12 İLDE ARTIŞ YAŞADI

CHP’nin tablosu nasıl?

CHP’nin son 4 seçimde, sürekli birinci parti çıktığı tek bölge Batı Marmara. Ege Bölgesi’nde 3 kere, Akdeniz Bölgesi’nde ise 2 kere birinci parti çıktı. CHP, 2014 yerel seçimlerinde, 2011 genel seçimlerine oranla 12 ilde oy artışı yaşadı. Bu iller, Ankara, Ordu, Denizli, İstanbul, İzmir, Aydın, Gaziantep, Yalova, Kocaeli, Bursa, Trabzon, Osmaniye.

MHP'NİN OY YAYILIMI YÜKSEK

MHP'de durum ne?

MHP’nin, yerel seçimlerde genel seçimlere göre daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Oy oranı her seçimde CHP’den daha düşük olsa bile, Türkiye genelinde oy yayılımı daha yüksek.

7 Haziran’da yapılacak seçimlerde oylarda büyük oranda değişkenlik yaşanabileceğine dair bir veri var mı?

Bulgulara göre, ittifaklar, adaylar, seçim bölgeleri değişiklik gösterse de sonuçlar 2010’dan 2014’e makul değişimler içeriyor. Bu seçimlerde, partilerin oy oranlarında radikal değişimlerden ziyade, HDP’nin barajı aşmasına ya da aşmamasına bağlı olarak milletvekili sayılarında bir değişim beklenebilir.