Hüseyin Yayman, 2015 genel seçimlerinin HDP'li Demirtaş için zorlu bir test olacağını ileri sürdü. İşte Yayman'ın Demirtaş analizi...
Abone olİNTERNETHABER.COM- 2015 genel seçimlerine az bir süre kala, partilerin seçim stratejileri tüm hatlarıyla belirginleşmeye başlıyor.
Seçim öncesi strateji değiştiren partilerden biri de HDP... Adaylarının seçime bağımsız olarak girmesi tahmin edilen HDP, 2015 seçimlerine parti olrak girmeye karar verdiklerini duyurdu. Çok tartışılan bu karara ilişkin Vatan yazarı Hüseyin Yayman, kritik bir analiz yaptı.
Yayman'ın analizine göre; 2015 seçimleri Demirtaş'ın liderliği için oldukça zorlu bir test olacak; Öcalan’ın HDP'nin seçime parti olarak girmesi yönünde henüz kesinleşmiş bir kararı olmadığını hatırlatan Yayman, Öcalan'ın net bir şey söylemediği bir durumda Demirtaş ve KCK'nın, seçime parti olarak girilmesi konusunda neden net ifadeler kullandığını sorguladı.
"DEMİRTAŞ'IN LİDERLİĞİNİN TEST EİDLDİĞİ TARİHİ BİR SEÇİM"
Kürt hareketini temsil eden siyasi partilerin bugüne kadarki seçimlerde tavrını hatırlatan Yayman, 'tarihsel sürecin irdelendiğinde Kürt siyasi hareketinin önce sol ittifak tartışması yapıp son anda bağımsız adaylarla girdiğinin görüldüğünü, bu defa da öyle olabileceğini, ancak bu kadar açıklamadan sonra geri dönülürse ciddi bir güven sorunu yaşanacağını, bağımsız aday stratejisine taban ikna edilse dahi Demirtaş’ın liderliğinin büyük yara alacağını' ileri sürdü. Yayman, ayrıca 'Gelinen noktada parti içinde önemli bir kanat bağımsız aday stratejisine daha yakın durduğunu' söyleyerek, son raddede yapılacak tercihin Demirtaş’ın liderliğinin test edildiği tarihi bir seçim olacağını ifade etti.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
HDP’nin seçime parti olarak mı, bağımsız adaylarla mı gireceği tartışılmaya devam ediyor. Selahattin Demirtaş İstanbul kongresinde bir kez daha parti olarak gireceklerini ifade etti. Kandil’den bu yönde net açıklamalar var. Görünen o ki Demirtaş ve KCK bu meseleyi kitleyi mobilize edecek taktik bir hamle olarak değil kesin bir karar olarak ifade ediyor. Fiili bir durum yaratılıyor.
Geçen yazmıştım, tekrarda fayda var. Bu konuda son kararı Öcalan verecek. Öcalan’ın bu konuda henüz kesinleşmiş bir kararı yok. HDP heyetine de bu konuyla ilgili özel bir telkini bulunmuyor. Devlet heyetiyle yapılan görüşmelerde baraj meselesi genel bir düzenleme olarak gündeme geliyor. Fakat bu başka bir bağlamda konuşulan bir konu. Peki Demirtaş ve KCK neden böyle net ifadeler kullanıyor?
SHP-HEP İTTİFAKI
SHP’li Kürt vekiller Paris’teki Kürt konferansına gidince partiden atıldılar. Bunun üzerine HEP’i kurdular. TBMM, HEP’in parti olarak seçime girmesi için gerekli koşulları sağlamadığını öne sürerek onay vermedi. HEP’in RP’yle ciddi flörtü oldu ancak son anda SHP’yle ittifak kuruldu. SHP listelerinden seçilen 22 HEP milletvekili parlamentoya girdi.
1992 Nevrozunda yüzden fazla insanın hayatını kaybetmesiyle HEP’liler SHP’de ayrıldılar. HEP kapatıldı, yerine DEP kuruldu. 3 Mart 1994’te DYP-SHP Hükümeti döneminde DEP’li vekiller beyaz Toroslara bindirilip on yıllığına Ulucanlar Cezaevi’ne gönderildiler.
2002 SEÇİMİNE PARTİ OLARAK GİRİLDİ
3 Kasım 2002 seçimlerine Demokrasi Özgürlük Bloku adıyla DEHAP adıyla girildi. Öcalan o günlerde de büyük bir sol blok kurulmasını istiyordu. Ancak bu olmadı. DEHAP baraja takıldı. Öcalan herkesin özeleştiri vermesini istedi. 13 Kasım 2002 avukat görüşmesinde Öcalan şunları söyledi: “Bu sonuçtan bütün kadrolar sorumludur. Kimse neden benim dediklerimi yapmıyor. DEHAP’ta sorun nedir? Ben perspektifleri verdim. İmkanları da sonuna kadar var. Devlet de müdahale etmiyor. Halk da ölümüne bağlı. Gerisi bu aracı doğru kullanmakta yatıyor. Ancak bu başarılamıyor. Neden?”
2007 SEÇİMİNE BAĞIMSIZ OLARAK GİRİLDİ
2007 seçimleri öncesi aynı tartışmalar yapıldı. Öcalan ‘bağımsız adaylarla girilmesi talebine sol ittifakla girilmesi önerisini getirdi. Ancak son anda ‘bağımsız adaylarla girilmesi yönünde yoğun baskı var’ notu iletilince kerhen de olsa bunu onayladı. Ancak şartlarını dile getirdi. Öcalan avukatlarına DTP’nin en az 40 milletvekili çıkarmasını istiyordu. 1991’de olduğu gibi 22 vekil çıkarıldı.
Seçim sonuçlarına Öcalan’ın tepkisi sert oldu. 1 Ağustos 2007 avukat görüşmesinde şunları söyledi: “TP’nin elinde binlerce kadro var. Ancak bunları çalıştırmasını bilmiyor. Benim adım etrafında gidip gelip 20 milletvekili çıkardılar. Ben olmasam ne yapacaklardı. Benim ismimi kullanmasalar üç tane milletvekili bile çıkaramayacaklardı. Oysa kendilerinin politika geliştirmeleri beklenir. Politika ciddi iştir. Demokratlık ciddi iştir. Yapamıyorlarsa bırakıp gitsinler.”
2012 SEÇİMLERİNE BAĞIMSIZ ADAYLARLA GİRİLDİ
2012 seçimi öncesi aynı tartışmalar oldu... 2007’de olduğu gibi Öcalan son anda ikna edilmişti. Sonuçta bağımsız adaylarla girildi. 35 vekil çıkarıldı. 4 Mayıs 2011’de yapılan görüşmede Öcalan avukatlarına genel seçimlerle ilgili “...Batı’daki Türkiye kamuoyundaki çalışmaların yapılması, geliştirilmesi önemlidir. Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel’e ve diğerlerine selamlarımı söyleyin. Bu konuda onlara önemli sorumluluklar düşüyor. Bunun farkında olsunlar, çalışmalarını genişletsinler, birliği sağlasınlar” dedi.’
Tarihsel süreç irdelendiğinde Kürt siyasi hareketinin önce sol ittifak tartışması yapıp son anda bağımsız adaylarla girdiği görülüyor. Bu defa da öyle olabilir. Ancak bu kadar açıklamadan sonra geri dönülürse ciddi bir güven sorunu yaşanacaktır. Bağımsız aday stratejisine taban ikna edilse dahi Demirtaş’ın liderliği büyük yara alacak. Gelinen noktada parti içinde önemli bir kanat bağımsız aday stratejisine daha yakın duruyor. Son tahlilde bu tercih Demirtaş’ın liderliğinin test edildiği tarihi bir seçim olacak.
ÖCALAN SON ANDA İKNA EDİLMİŞTİ
2012 seçimi öncesi aynı tartışmalar oldu... 2007’de olduğu gibi Öcalan son anda ikna edilmişti. Sonuçta bağımsız adaylarla girildi. 35 vekil çıkarıldı. 4 Mayıs 2011’de yapılan görüşmede Öcalan avukatlarına genel seçimlerle ilgili “...Batı’daki Türkiye kamuoyundaki çalışmaların yapılması, geliştirilmesi önemlidir. Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel’e ve diğerlerine selamlarımı söyleyin. Bu konuda onlara önemli sorumluluklar düşüyor. Bunun farkında olsunlar, çalışmalarını genişletsinler, birliği sağlasınlar” dedi.’
"DEMİRTAŞ'IN LİDERLİĞİ BÜYÜK YARA ALACAK"
Tarihsel süreç irdelendiğinde Kürt siyasi hareketinin önce sol ittifak tartışması yapıp son anda bağımsız adaylarla girdiği görülüyor. Bu defa da öyle olabilir. Ancak bu kadar açıklamadan sonra geri dönülürse ciddi bir güven sorunu yaşanacaktır. Bağımsız aday stratejisine taban ikna edilse dahi Demirtaş’ın liderliği büyük yara alacak. Gelinen noktada parti içinde önemli bir kanat bağımsız aday stratejisine daha yakın duruyor. Son tahlilde bu tercih Demirtaş’ın liderliğinin test edildiği tarihi bir seçim olacak.