BIST 9.420
DOLAR 34,41
EURO 36,28
ALTIN 2.837,29
HABER /  POLİTİKA  /  HDP

HDP'li Demirtaş: Devleti biz yöneteceğiz!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hükümete yaptığı eleştiride "Hükümet bizim için acil olan silahların bırakılması değil, seçim öncesi öyleymiş gibi yapılması diyor. Devleti biz kurmuşuz, omuzlarımızda biz taşıyoruz, o halde biz yöneteceğiz" dedi.

Abone ol

Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakması çağrısının ardından, Hükümeti çözüm süreci konusunda çok sert eleştirdi. Demirtaş hükümeti 'samimiyetsizlik'le suçladığı konuşmasında "Açıklama benden dolayı gecikmişmiş. Açıklama 7 ay önce yapılacaktı, niye yapmadınız, yaptırmadınız? Neden? Yedi ay neden engelediniz, Hükümet olarak bunun cevabını bir verin önce. Neden biliyor musunuz, seçime yakın yapmak istediler... Seçime üç ay kala bu deklarasyonu yayınlıyoruz da, Meclis’ten hangi yasa çıkacak? AKP’ye güvenmiyoruz" dedi.

DEMİRTAŞ'TAN HÜKÜMETE ELEŞTİRİ YAĞMURU

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin Meclis Grup Toplantısı kapsamında Meclis'te konuştu. Demirtaş Meclis kürsüsünden Hükümet'e yaptığı eleştiride "Bu Hükümet bu ülkeye kalıcı barışı getiremez. Zihniyetleri buna uygun değil. O nedenle HDP’nin büyümesi lazım. Böylesine zalim bir iktidara karşı direnmek bile kutsaldır, bırakın kazanmayı. Hükümet bizim için acil olan silahların bırakılması değil, seçim öncesi "öyleymiş gibi" yapılması diyor. Evet, PKK silahları bırakacak, ama biz bıraktıracağız. Meclis’e daha güçlü gireceğiz, biz başaracağız. Dağları biz, demokratik biz uzlaşıyla boşaltacağız" dedi.

"DEVLETİ BİZ YÖNETECEĞİZ"

Demirtaş hükümet eleştirisine  "Devleti biz kurmuşuz, vergisini biz veriyoruz, omuzlarımızda biz taşıyoruz, o halde biz yöneteceğiz." diye devam etti.

İşte o konuşmadan çarpıcı satırlar:

Yaşar Kemal'in bıraktığı miras, şerefle taşınacak bir emanettir. Yolun açık olsun Büyük Usta! 

İŞÇİ ÖLÜMLERİ

Bugün TMMOB'un İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü. Her gün iş cinayetleri yaşanmasına rağmen, bu Hükümet gereğini yapmıyor. Bir iş yerinde 10 işçi yaşamını yitirdiğinde işverenin hesap verme kaygısı yoksa, artık hiçbir işyerinde işçi güvenliği yoktur. Hükümet şu mesajı veriyor uluslararası para babalarına: Gel, Türkiye’de işçi çok ucuz. Torunlar'da Hükümet “10 işçi ölür, biz hesap sormayız, fatura kesmeyiz” mesajı veriyor. Mesele bir iş yeri meselesi değil. O yaşamını yitiren işçiler 10 dakika oturma eylemi yapsaydı tutar önce onları coplar, sonra aylarca yıllarca hapsederlerdi.

İŞSİZLİK

Türkiye'de bugün 3 milyon işsiz var. Bunların 1 milyonu üniversite mezunu, 15-16 yıl okul okumuş bu çocuklar. 

Ekonomi ciddi sinyal veriyor. Seçim öncesinde ciddi bir kriz çıkmaması için Cumhurbaşkanı Merkez Bankasına talimatlar yağdırıyor. Seçimi kazanmak için ekonomiyi riske atmak, kendi bakanını azarlamak, MB Başkanını hain ilan etmek dahil herşeyi yapabiliyor.

Bize bu kadar yüklenmelerinin nedeni Halkların Demokratik Partisi'nin 400 milletvekili çıkarmalarına engel olacak tek güç olması.

Düşünün ki bir de bu anlayış 400 milletvekili kazanmış, Başkan olmuş... Düşünmeyin daha doğrusu! Çünkü böyle bir şey olmayacak. Yeni Yaşam'ı başkalarının ilkesizliği üzerinden kurmayacağız. Mücadelemiz bunun en büyük teminatıdır. Garanti halkın kendisidir.

Bizim işimiz ana muhalefet görevi yürütmektir. AKP iktidarını denetlemek, mümkün olan ilk anda da onu indirip yerine geçmektir. Nasıl bir yangın yerinden çıkıp buralara geldiğimizi, nasıl bir emekçi yoksul kitlesiyle bu mücadeleyi yürüttüğümüzü biliyoruz. 

Proje partisi olarak gelmiş olanlar bir halk hareketinin onları süpürebileceğne ihtimal vermiyorlar. İşte biz o halk hareketiyiz. Bizim yeni muktedirlere, yeni saraylara ihtiyacımız yok. Türkiye'nin bütün renkleriyle bir emekçi iktidarına ihtiyacımız var.

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ AÇLIK GREVİ

Bingöl "Üniversite"si rektörü akrabalarından oluşan bir şirket kurmuş orada. AKP İl Başkanı gibi çalışıyor. Rektörün kardeşinin Rektör Yardımcısı olmasına, 5 akrabasının yönetici olmasına YÖK olarak siz nasıl müsade edersiniz?
 
Sekiz gündür açlık grevinde olan Bingöl Üniversitesi öğrencileri düşman hukukuna mı tabidir, açıkça söyleyin bilelim. 

Rektör Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi'nden gelmiş, Bingöl Üniversitesi'nde Kürdoloji Bölümünün başına geçirilmiş. 

Bingöl Üniversitesi'nde sükunet istiyoruz. Üniversitelerde özgürlük ve demokrasinin hakim olmasını istiyoruz.  

ÖCALAN'IN PKK'YA SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI

Bu anlayışla ülkeye barış getirecek anlayış nasıl bağdaşabilir, soruyoruz. Ortak açıklamadan sonra, "Biz uzun süredir bu açıklama için uğraşıyoruz" dedik. Elbette ki bu ülkede kesinlikle silahlar susmalı ve silahlar bırakılmalı. Bu, en büyük arzumuzdur. Barış yürüyüşünde Hükümetle anlaşamadığımız nokta şu: Onlar barış hayalini satmak istiyorlar, biz gerçek barışı halklarımıza armağan etmek istiyoruz. Tekrar edeyim: Biz sizin bu ülkeye demokrasi, özgürlük ve barış getireceğinize zerre kadar inanmıyoruz. Açıklama benden dolayı gecikmişmiş. Açıklama 7 ay önce yapılacaktı, niye yapmadınız, yaptırmadınız? Neden? 

Yedi ay neden engelediniz, Hükümet olarak bunun cevabını bir verin önce. Neden biliyor musunuz, seçime yakın yapmak istediler... Seçime üç ay kala bu deklarasyonu yayınlıyoruz da, Meclis’ten hangi yasa çıkacak?

"AKP'YE GÜVENMİYORUZ"

AKP’ye güvenmiyoruz, bu kısmı çıldırtıyormuş onları. Güvenmiyoruz, güvenmiyoruz, anlamıyor musun? Neyine güveneceğiz senin?! Bugüne kadar hangi demokrasi yasasını çıkardınız? Türkiye halklarına barış konusunda ne verdiniz?

Bu Hükümet bu ülkeye kalıcı barışı getiremez. Zihniyetleri buna uygun değil. O nedenle HDP’nin büyümesi lazım. Böylesine zalim bir iktidara karşı direnmek bile kutsaldır, bırakın kazanmayı.

"HÜKÜMET SEÇİM ÖNCESİ 'ÖYLEYMİŞ GİBİ' YAPILMASINI İSTİYOR"

Hükümet bizim için acil olan silahların bırakılması değil, seçim öncesi "öyleymiş gibi" yapılması diyor. Evet, PKK silahları bırakacak, ama biz bıraktıracağız. Meclis’e daha güçlü gireceğiz, biz başaracağız. Dağları biz, demokratik biz uzlaşıyla boşaltacağız

"DEVLETİ BİZ YÖNETECEĞİZ"

Devleti biz kurmuşuz, vergisini biz veriyoruz, omuzlarımızda biz taşıyoruz, o halde biz yöneteceğiz. 

İlla birini cezaevine koyacaksanız kendinizden başlayın. Asıl çocukları suça iten sizlersiniz. Adalet Bakanı Sayın Bozdağ, lütfen Şakran Cezaevi'ne bizzat gidin, durumu görün, sorunları çözün. 

9 Mart seçmen olarak naklni yaptıracaklar için son gün. Öğrenci, mevsimlik işçi, turizm emekçisi kardeşlerim, naklinizi yaptırın.