BIST 9.687
DOLAR 35,22
EURO 36,72
ALTIN 2.963,69
HABER /  POLİTİKA  /  HDP

HDP'li Altan Tan'dan PKK'ya açık rest!

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'dan PKK önce eleştiri sonra da rest geldi. 'Silahlı mücadele bitmiştir' diyen Altan Tan, Kandil'e 'seçim boykotu yok' mesajı gönderdi.

Abone ol

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın Çarşamba Sohbetleri köşesinin bugünkü konuğu oldu.

PKK'yı açık dille eleştiren Altan Tan, "Bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde Kürt siyasetinin silahla hak arama dönemi sona ermiştir" dedi. 

HENDEK KAZARAK MI ELDE EDECEĞİZ!

PKK'nın Doğu ve Güneydoğu'da artan eylemlerine de değinen Altan Tan, "Mesela demokratik özerklik... Bunu silahla, savaşarak, hendek kazarak mı elde edeceğiz? Silahla bu işin olmayacağı konusunda hepimizin netleşmesi lazım" diye konuştu.

KANDİL'E SEÇİM RESTİ!

Kandil'den gelen ve siyasi arenada '1 Kasım seçimlerine boykot' çağrısı olan yorumlanan son açıklamalara ilişkin de konuşan Altan Tan, Kandil'e resti çekti:

"HDP'nin seçimi boykot etmesi mümkün değildir. Böyle bir şeyi meşru ve makul kabul etmesi de mümkün değil." 

Altan Tan'ın açıklamalarının detayları şöyle: 

8 HAZİRAN SABAHINA DÖNMEK İSTİYORUM

"57 yaşındayım, bölgenin 8 Haziran sabahı kadar mutlu bir sabaha uyandığını görmedim.
Tarihte görmediğimiz derecede büyük bir siyasi başarı vardı: Yüzde 13 oy ve 80 milletvekili.
Yine tarihte olmadığı kadar Türkiye'nin batısından, Kürt olmayanlardan ciddi bir destek ve barışa açılmış kredi vardı. Kürt halkının zengini fakiriyle, köylüsü kentlisiyle, batıdaki doğudakiyle, Sünni'si Alevi'siyle, neredeyse yüzde 90'lara varan bir ittifakı söz konusuydu. Ortadoğu'da yine tarihte görülmediği kadar Kürt siyasetine açılmış uluslararası bir destek ve kredi vardı. Bugün ise elimizdekilerin tamamı çok ciddi risk altında.

KANDİL HDP'DEN SEÇİMİ BOYKOT ETMESİNİ Mİ İSTİYOR?

Çok fazla eğip bükmeye gerek yok. Bazı açıklamalardan çıkarılan netice bu... Ama bu topyekûn Kürt siyasi hareketinin kararı mıdır, yoksa belli bir kesimin kararı mıdır? Buna bakmak lazım. Mesela ben Öcalan'ın böyle bir şeyi doğru bulmayacağı kanaatindeyim. Şöyle bir baktığımızda PKK'nın bir kanadının ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın böyle bir hesabı var. Bu endişe verici...

HDP BOYKOTU KABUL EDER Mİ? 

HDP'nin seçimi boykot etmesi mümkün değildir. Böyle bir şeyi meşru ve makul kabul etmesi de mümkün değil.

Şu anda adı konulmamış bir olağanüstü hal rejimi var bölgede. Hükümet de PKK da karşılıklı hesaplarla bu işi nereye kadar götürebilirler, bunun içinde ne vardır, doğrusu bilmiyoruz. Ama endişemiz var. Çünkü bu hesapların içinde seçimlerin yaptırılmamasının olduğunu da görüyoruz.

PKK'LI KALKAN İLE DEMİRTAŞ ARASINDAKİ 'SİLAH BIRAKMA' ÇATIŞMASININ ANLAMI NE?

Strateji farklılığı diyelim buna. Çünkü HDP'yi, PKK'yı, İmralı'yı birbirinden ayrıştıracak ve çatıştıracak siyasetlerin varacağı bir yer yok.

Bana göre yapılması gereken bu farklılıkların arasına kıymık sokmak, çatlatmak değil, bunları topyekûn daha doğru bir çizgide siyasi noktaya oturtmak, o noktada da HDP'nin sivil siyasetten yana irade beyanına omuz vermektir.

SURUÇ VE CEYLANPINAR AYNI ODAĞIN İŞİ

Önce Suruç'ta korkunç bir katliam oldu. Hemen ardından Ceylanpınar'da gencecik iki polis, yataklarında kurşunlanarak katledildi. Çok profesyonel bir eylem... PKK, bu eylemi ne hikmetse önce üstlendi, sonra tekrar reddetti. Suruç da Ceylanpınar da düğümdür. Bu iki olay, aynı yerden yapılmıştır.

hdp diyarbakır milletvekili altan tan.jpg
PKK BU CİNAYETLERİ NEDEN ÜSTLENDİ?

Bizim anlamadığımız nokta da bu. Bu olay, Bingöl'deki 33 askerin katledilmesine benziyor. Ama neyse... Bence burayı geçmemiz lazım. Suruç olmasaydı, Ceylanpınar olmasaydı... Belki Diyarbakır bombası sebep olacaktı. Yani planlı bir tahrik ve kaşıma vardı.

DEMİRTAŞ YETERLİ TEPKİYİ GÖSTERDİ Mİ?

Az mıydı, çok muydu, erken miydi, geç miydi? Bunlar spekülatif şeyler. Ama şunu görmek lazım: Kürt siyasi hareketinde siyasi kanat, genel başkanından milletvekillerine toplu olarak sesini siyasetten yana yükseltiyor. PKK'nın bazı hareketlerini anlayamadığını, izah edemediğini ve doğru görmediğini söyleyebiliyor. Bu ilktir ve çok önemlidir.

BİR NUMARALI SORUMLU ERDOĞAN'DIR

Bir numaralı sorumlu Erdoğan'dır. Bir ülkenin cumhurbaşkanını sürekli hedefe koymak çok doğru bir siyaset değil ama vaka bu. Bugün devlet, polis, asker, siyaset... Hepsi bir kişinin uhdesinde toplanmış. Ayrıca Erdoğan, sorunları çözmek yerine, çatışma, bölme ve kamplaştırmayla iktidarını sürdürmek istiyor.

Mersin, Adana, Diyarbakır'da bombalama eylemleri oldu. HDP'nin 185 seçim bürosuna operasyon yapıldı. Bingöl'de seçim otobüsünü kullanan şoför yakılarak öldürüldü. Devletin sorumluluğu var. Cumhurbaşkanı'nın devletin başı olarak sorumluluğu var. Milli istihbarat, emniyet... Hiçbiri bu olaylarla ilgili doğru düzgün açıklama yapmadı.

PKK'NIN ÖZERKLİK İLANLARI

Parti olarak özerkliği savunuyoruz. Valileri halk seçsin, Kürtçe kamusal alanda kullanılsın, halk meclisleri olsun, bölgesel yönetim olsun... Ama biz bu meseleyi siyasi ve demokratik yollarla çözmekten yanayız, silahla, hendekle, gariban polis ve askerleri öldürerek değil.

ÖZERKLİK İLANLARINA KARŞI MISINIZ?

Yöntemi doğru bulmuyoruz. Yoksa demokratik özerkliği hepimiz savunuyoruz.

hdp milletvekili levent tüzel.jpg

BAKANLIK TEKLİFİ: LEVENT TÜZEL PARTİDEN AYRILMALIYDI

Altan Tan, seçim hükümeti kabinesinde bakanlık görevi teklif edilen Levent Tüzel'in teklifi kabul etmemesine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. 

Tan, "Gerekçeleri kendi mantığı içinde doğru olur, yanlış olur, bu başka bir tartışma konusu. Biz bu konuyu partinin yüksek kurulunda saatler boyunca tartıştık ve büyük çoğunlukla bir karar aldık. Bu karara uyulması gerekir. Parti kararına rağmen buna itiraz ediyorsan... O zaman partiden ayrılırsın. Yani ben bu tavrını doğru bulmuyorum.

KEŞKE KIRMIZI PLAKAYI REDDETMESELERDİ

Tan, kabinedeki 2 HDP'li bakanının makam aracı kullanmama kararına ilişkin ise, "Bunlara çok takılmamak lazım... Şu an kırmızı plakalı araçlara binen arkadaşlarımız var. Mesela grup başkan vekillerimiz, meclis başkan vekilimiz... Devletin arabaları kimsenin babasının malı değil. Devletin, milletin malıdır" dedi.