HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü açıklamalarına değinerek, “Türk Lirası’ndaki mevduatındaki faize bakmadan dövizdeki artışı mevduat sahiplerine verecekler. Yani aslında faizleri dolaylı olarak artırmış oldular. Ekonomi bütünüyle yabancı paraya bağlanmış oldu, bunun adı tam da mandacılıktır." dedi.
Abone olMithat Sancar partisinin grup toplantısında konuştu. Sancar, "Yeni açıkladıkları paketi gerçekten hayata geçireceklerse, faizle kur arasındaki farkı TL mevduat sahiplerine mutlaka vereceklerse Hazine’den tek kuruşun kanuni dayanak olmadan çıkarılmasının imkânı yok. Ya anayasayı askıya alacaksınız artık açık ve doğrudan darbe yönetimine geçeceksiniz ya da bu garanti için, bir kanun getireceksiniz Meclis’e. İşte burada bize bütün muhalefet partilerine tarihi bir sorumluluk düşüyor. Böyle bir kanunun Meclis’e gelmesi gerek.Böyle bir kanunu getirdikleri anda en etkili mücadeleyi yürüteceğiz diye konuştu.
Sancar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan,Gelecek Partisis Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşeceklerini, talebin kendilerinden geldiğini duyurdu.
Sancar şu ifadeleri kullandı:
"Para sahipleri doların her yükselişinde servetlerine servet katacaklar, bu kaynak nereden gelecek asıl mesele bu. Kurdaki artışların maliyetini, faturasını kim ödeyecek? Biliyorsunuz çeşitli açıklamalar yapıyor Erdoğan, kâh nasstan dem vuruyor kâh kendi yarattığı ekonomi doktrininden...
"Nas faizi haram kılmış güya, oysa asıl amaç bu değil"
Nass faizi haram kılmış güya, oysa asıl amaç bu değil. Asıl amacın inanca uygun davranış olmadığı da ortada. Çünkü nass faizi yasaklıyor ve haram kılıyorsa bütün alanlarda en başta devletin alacaklarında faizi sıfırlamanız gerekiyor. Ama öyle yapmıyorlar. Dolayısıyla burada da yine halkın dini inançlarını istismara yönelik yalan manevrası olduğunu açıkça görüyoruz.
Türkiye’de inançlara bu şekilde bir saldırıyı HDP olarak her yerde ifşa edeceğiz, kabul etmiyoruz. Bu düzenin gerçek yüzünü açığa çıkarmayı sürdüreceğiz.
"Hazine halkın kaynaklarının toplamıdır"
Dövize bağlı garanti nasıl işleyecek? Dün Ziraat Bankası’nın genel müdürü bunun Hazine’den karşılanacağını söylüyor. Doğru diyor, eğer bir kaynak yaratılacaksa bunun şimdi tek adresi Hazine’dir. Hazine nedir, halkın vergilerinin bulunduğu yerdir. Hazine halkın kaynaklarının toplamıdır. Bundan önce Merkez Bankası’nın kaynaklarını bu politikaları uğruna bir avuç yandaşa peşkeş çektiler. 128 milyar dolar bu şekilde buharlaşıp gitti.
Hazine’den karşılamak zorundalar başka yolu yok. Veya bütünüyle kanunları bir kenara bırakıp yasadışı bir ekonomik işleyiş yaratacaklar. Yasaların olmadığı, kuralların bulunmadığı tıpkı karaborsa gibi çalışan bir ekonomik düzen kuracaklar. Bunun da işleyişi o kadar kolay değil. Hele dünya ekonomisiyle entegre olma iddiasında ülke için bunun yaratacağı yıkımların ne olabileceğini kestiriyorlardır. Nasıl bundan önce büyük projeleri yandaşlara ihale ettikleri projeleri Hazine’nin garantisine almışlarsa da artışları karşılamak için halkın kaynaklarını kullanacaklar.
"Türkiye Merkez Bankası kaynakları tükenmiş, Hazinesi boşaltılmış bir ülke haline getirilecek"
Eğer daha çok yükselirse döviz Hazine’nin kaynakları yetmezse para basacaklar. Para basmak enflasyon demek. Hazine’yi kurutmak bu ülkeyi soymak demektir. Bu halkı soymak demektir, ne için bir avuç rant için, servet sahibi için. Türkiye Merkez Bankası kaynakları tükenmiş, Hazinesi boşaltılmış bir ülke haline getirilecek. Bunun sonucu açlık, yoksulluk, kıtlık, zulümdür. Keşke doğru dürüst bir ekonomik model açıklansa, halkın çıkarlarını esas alan tedbirler ilave edilse, hukuka, demokrasiye dönüş eksenli bir yeni yol açılsa kur böyle düşse. Elbette isteriz, bunu biz yapacağız.
Bizler de HDP olarak her alanda mücadeleyi yürütüyoruz. Mirasını devraldığımız 100 yıllık mücadele birikimini ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki hak, adalet mücadelelerini ilham alarak sürdürüyoruz mücadelemizi. Meclis’te de bunu bütçe görüşmelerinde gösterdik. Halk için bütçe, halka bütçe mücadelesini Meclis zemininde en etkili şekilde yürüttük.
"Hazine’den tek kuruşun kanuni dayanak olmadan çıkarılmasının imkânı yok"
Şimdi bu yeni açıkladıkları paketi gerçekten hayata geçireceklerse, faizle kur arasındaki farkı TL mevduat sahiplerine mutlaka vereceklerse Hazine’den tek kuruşun kanuni dayanak olmadan çıkarılmasının imkânı yok. Ya anayasayı askıya alacaksınız artık açık ve doğrudan darbe yönetimine geçeceksiniz ya da bu garanti için, bir kanun getireceksiniz Meclis’e. İşte burada bize bütün muhalefet partilerine tarihi bir sorumluluk düşüyor. Böyle bir kanunun Meclis’e gelmesi gerek. Böyle bir kanunu getirdikleri anda en etkili mücadeleyi yürüteceğiz. Bu oyunu bozacağız. Bu toplumun geleceği için mutlaka başaracağız.
"Beka dedikleri kendi iktidarlarını sürdürmek, yandaşları beslemeye devam etmek, halkı sefalete açlığa mahkûm etmek"
Beka dedikleri kendi iktidarlarını sürdürmek, yandaşları beslemeye devam etmek, halkı sefalete açlığa mahkûm etmek. Beka dediklerinde bunun dışında hiçbir şey amaçlamadıklarını görmeliyiz. Biz bıkmadan usanmadan bunu anlatacağız. Dini, kendi iktidarlarının devamı ve yandaşlarının daha da zenginleşmesi için bu düzeni devam etmek için alet eden bu iktidara dur demek vicdan sahibi herkesin görevidir.
"Bu düzeni değiştirmek için hafızayı canlı tutmamız lazım"
Bu düzeni değiştirmek için hafızayı canlı tutmamız lazım. Bu iktidarın zulmünü ve bu iktidarı besleyen düzenden kaynaklanan bütün zulümleri hatırlatmalıyız.
Tam 10 yıl önce bugünlerde Roboski Katliamı yaşandı. Bu acı dinmedi, dinmeyecek. Yine aralık ayında Maraş Katliamı yaşanmıştı. O vahşi katliamı unutmadık. Hayata Dönüş Operasyonu adı altında cezaevlerinde yaptıkları katliam da aralık ayındaydı onu da unutmadık, unutmayacağız. Sanılıyor ki bunların hesabı sorulmayacak!
Umut Kitabevi’ni basıp cinayet işleyip suçüstü yakalananlar beraat etti. Acılar böylece geleceğe devredilsin diye. Çorum, Sivas, Gazi ve Gezi’de yapılanları da unutmadık. Biz bu anmaları nefreti büyütmek için değil geleceği barış üzerine inşa etmek için hatırlatıyoruz.
"Bugün Türkiye’de cezaevleri toplama kamplarına dönüştürülmüştür"
Bugün Türkiye’de cezaevleri toplama kamplarına dönüştürülmüştür. Cezaevlerinde işkence, hak ihlalleri yaşanıyor. Her gün yeni cenazeler çıkıyor, hasta mahpusların tedavileri engelleniyor. Adeta fiili idam cezası uygulanıyor. Son bir ayda cezaevlerinde cenazesi çıkan insanların sayısı 7, belki de bugün bunlara yenileri eklenecek. Bütün bu zulmün kaynağı bu sistem.
Bunların temelinde savaş politikaları var. Birlikte mücadele önlemek var. En başta Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarına, güvenlikçi anlayışa karşı çıkmak zorundayız. Ekonomik çöküşte bunun ne kadar önemli bir payı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
"Büyük barış bizim varoluş sebebimizdir"
Büyük barış bizim varoluş sebebimizdir. Böyle yaparsak geleceği barış, adalet üzerine kurabiliriz. Bunun da sadece HDP’ye bırakılmayacak kadar büyük bir hedef olduğunu herkesin bilmesi gerekiyor. Bunu başarabilirsek bu iktidarın dayandığı bütün temelleri ortadan kaldıracağız.
Görüşmelerimizi çok yönlü devam ettiriyoruz. Muhalefet partilerine de çağrılar yapıyoruz. Artık seçim burnumuzun dibinde olacak kadar yakındır, bunu böyle düşünmek gerekiyor.
" 4 parti ile görüşeceğiz"
Biz yarından itibaren 4 parti ile başkanlar düzeyinde görüşme turu başlatıyoruz. Ortak mücadele için kendilerine de çok temel noktalarında önerilerde bulunacağız. Yarın Saadet Partisi, önümüzdeki hafta da CHP, DEVA, Gelecek Partisi başkanlarıyla bir araya geleceğiz. Bu davet bizden geliyor.
Bizim zaman kaybetme lüksümüz yok. Aslında herkes geminin su aldığını biliyor, herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini, zarların hileli olduğunu. Hiç kimse bu yalan döngüsünü görmezden gelme hakkına sahip değil. Gelin birlikte yürüyelim, eğer oturursanız yerinizde gideceğiniz yol kapkara umutsuzluktur. 2022 yılı birlikte kazanacağımız bir yıl olacaktır.