HDP Genel Merkezi'ne yapılan bıçaklı saldırının ayrıntılarına ilişkin açıklamada, Kobani eylemlerinin ardından tehdit telefonlarının gelmeye başladığı belirtildi.
Abone olİNTERNETHABER.COM - HDP Genel Merkezi'ne yapılan saldırıyla ilgili partinin Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş'tan olay yaratacak açıklamalar yapıldı.
Yaklaşık 50 kişininz hayatını kaybettiği olayların ardından tehdit telefonları almaya başladıklarını anımsatan Meral Danış Beştaş, "Soruşturma dosyasında yaptığımız incelemelerde saldırının bireysel değil, örgütlü ve planlı olduğu ortaya çıkmıştır" iddasında bulundu.
Saldırgan Emrah Akman'ın saldırı öncesi keşif yaptığı iddia eden Meral Danış Beştaş, olay anını ise şöyle anlattı:
Saldırgan parti çalışanımızla görüşme yaparak tuvaleti kullanma gerekçesiyle içeriye girmiş, tuvalete yönelmiştir. Parti Meclis üyemiz Ahmet Karataş’ın salona geçtiğini gören saldırgan hızla salona yönelip arkadan boğazına bıçağı dayayarak, “Sizi yaşatmayacağız, siz kimin ülkesinde posta koyuyorsunuz?” diyerek boğazını kesmiş, parti yöneticimizin kendini savunmasıyla boğuşma sırasında saldırgan bıçak darbeleriyle parti yöneticimizi öldürmeye çalışmıştır.
Saldırgan Emrah Akman'ın 2009 yılında BBP Alperen Ocaklarına kayıt yaptırdığı, Alanya’da Ocak Başkan Yardımcılığı ve ilçe Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı ifade eden Meral Danış Beştaş, "Dosyada dikkat çeken hususlar değerlendirildiğinde, saldırının örgütlü ve planlı olduğu ortaya çıkmıştır. Saldırganın her aşamada kararlı ve kendinden emin bir şekilde hareket etmesi, savunma ve saldırı konusunda eğitim almış olması ve siyasi olarak örgütlü bir yapının gençlik kolları başkanlığını yapacak düzeyde olması, saldırganın gerçekleştireceği saldırının politik sonuçlarını hesap edebilecek bilinç ve düzeyde olduğunu göstermiştir" dedi.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş tarafından yapılan açıklama şöyle:
SALDIRI ÖRGÜTLÜ İDDİASI
4 Kasım 2014 tarihinde Genel Merkezimizde, Parti Meclisi üyemiz Ahmet Karataş’a yönelik vahşi bir saldırı gerçekleşmiştir. Gerçekleşen saldırının mahiyetine baktığımızda ve soruşturma dosyası üzerinde yaptığımız incelemeler sonucunda, saldırının bireysel değil, örgütlü ve planlı olduğu ortaya çıkmıştır.
TEHDİT TELEFONLARI GELDİ
Bu saldırıdan önce, özellikle 8 Ekim’den sonra Genel Merkezimiz sürekli olarak tehdit telefonları ile karşı karşıya kalmıştır. 6-8 ekim tarihlerindeki Kobani eylemleri bahane edilerek, partimiz, gerçekleşen saldırıdan hemen önce, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümet Sözcüsü tarafından hedef tahtasına konulmuştur. Her fırsatta tehditlerini savuranlar, bu saldırının zeminini de hazırlamışlardır.
PM üyemiz Ahmet Karataş’ın bıçaklandığı haberi üzerine, Genel Merkez yöneticilerimiz ve hukukçularımız çok kısa bir süre zarfında olay mahalline varmışlardır. Olay yerindeki delillerin karartılmaması ve yok edilmemesi için ciddi bir çaba sarf edilmiştir. Binanın kamera görüntülerine ulaşılmış ve saldırganın eşkali hemen tespit edilmiştir. Çok kısa bir süre sonra Emrah Akman isimli saldırgan yakalanmış ve alelacele tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Soruşturma dosyası üzerinde yaptığımız incelemede şu hususlar dikkat çekmektedir:
ARAYIP PARTİ NE ZAMAN AÇILACAK DİYE SORDU
Saldırgan olay günü sabahın erken saatlerinden itibaren partimiz Genel Merkezi’nin telefonunu aramıştır. Genel Merkez telefonu parti çalışanımıza yönlendirilmiş olduğu için, henüz partimiz açık olmamasına rağmen, saldırgan birkaç defa parti çalışanımızla telefon görüşmesi yapmıştır. Saldırgan, her telefon görüşmesinde, partinin ne zaman açılacağını ve yetkilinin ne zaman geleceğini sormuştur.
TUVALETİ KULLANMA BAHANESİYLE GİRDİ
Saldırgan, Parti Meclisi üyemiz Ahmet Karataş parti içerisinde iken bina kapısını çalmış, ancak parti yöneticimiz durumdan emin olmadığı için saldırganı bir süre içeri almamıştır. Saldırgan tekrar parti çalışanımızla görüşme yaparak tuvaleti kullanma gerekçesiyle içeriye girmiş, tuvalete yönelmiştir. Parti Meclis üyemiz Ahmet Karataş’ın salona geçtiğini gören saldırgan hızla salona yönelip arkadan boğazına bıçağı dayayarak, “Sizi yaşatmayacağız, siz kimin ülkesinde posta koyuyorsunuz?” diyerek boğazını kesmiş, parti yöneticimizin kendini savunmasıyla boğuşma sırasında saldırgan bıçak darbeleriyle parti yöneticimizi öldürmeye çalışmıştır.
ÖNCEDEN KEŞİF Mİ YAPTI?
Kamera görüntülerinden de tespit ettiğimiz verilere baktığımızda, saldırganın binayı tanıdığı, bina içerisindeki güvenlik kameralarının yerlerini bildiği açıkça görülmüştür. Bina güvenlik görevlisi, saldırganın binaya giriş sebebini sormuş olmasına rağmen, saldırganın soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisine yanıt verdiği görülmüştür.
Soruşturma dosyası kapsamında sanığın beyanları ve elde edilen deliller incelendiğinde;
POLİSLERLE GÖRÜŞME YAPTI İDDİASI
* Saldırgan Emrah Akman’ın, abisinin evine varmasından 15-20 dakika sonra polislerin eve gittiği,
* Saldırganın 2009 yılında BBP Alperen Ocaklarına kayıt yaptırdığı, Alanya’da Ocak Başkan Yardımcılığı ve ilçe Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı,
* Saldırganın üzerinde 5301 numaralı basın üye tanıtım kartı bulunduğu,
* 4 Kasım 2014 tarihli saat 15.00’te tanzim edilen tutanakla, Mithatpaşa caddesi üzerinde bulunan ve saldırının gerçekleştiği Ahenk Apartmanı’nın girişini ve çevresini gösteren çevredeki işyerlerine ait kameraların ya bozuk olduğu ya da sadece binanın içini gösterdiği tespit edildiği, saldırının gerçekleştiği olay yerine yakın mobese kayıtlarının soruşturma dosyasına alınmadığı ve bu konuda herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı,
* Soruşturma dosyasında bulunan görüntü kayıtlarının; sadece Ahenk Apt. Yönetiminin bina güvenlik kayıtlarının saat 09.00-10.00 arasında çekilen görüntüler olduğu,
* Soruşturma dosyasında, saldırganın olay gününden çok önce 16 Ekim 2014 tarihinden itibaren parti Genel Merkezi’ni gözetlediği ve izlediği,
* Partimiz hakkında çok sayıda not ve bilginin saldırgan tarafından rapor altına alındığı,
* Saldırganın çok sayıda keşif notunun bulunduğu,
* Saldırganın cebinde tinerle gelerek parti binasını yakmayı hedeflediği,
* Saldırganın güvenlik görevlisi olduğu ve daha önce bir güvenlik firmasında çalıştığı tarafımızca tespit edilmiştir.
SALDIRI PLANLI VE HESAPLANMIŞ
Dosyada dikkat çeken hususlar değerlendirildiğinde, saldırının örgütlü ve planlı olduğu ortaya çıkmıştır. Saldırganın her aşamada kararlı ve kendinden emin bir şekilde hareket etmesi, savunma ve saldırı konusunda eğitim almış olması ve siyasi olarak örgütlü bir yapının gençlik kolları başkanlığını yapacak düzeyde olması, saldırganın gerçekleştireceği saldırının politik sonuçlarını hesap edebilecek bilinç ve düzeyde olduğunu göstermiştir.
Nitekim failin ifadesinde de örgütlü bir şekilde hareket eden bir kişinin güveni vardır. Parti binası Ankara’nın merkezidir. Saldırganın uzun süre parti Genel Merkezi’ni takip altına alması ve keşif yapması, saldırının bir anlık bir heyecanla olmadığının en açık göstergesidir.
Saldırganın böylesi ağır bir eylemi işleyebilmesi için öncesinde örgütlü bir yapıyla birlikte tartışmış olması gereklidir. Saldırgan hem özel güvenlik eğitimi almış hem de belli bir siyasi yapı çevresinde bulunmuştur. Saldırganın teknik ve psikolojik bir eğitimden geçtiği, ısrar ve kararlılık içerisinde olduğu da düşünüldüğünde, eylemin bireysel olmadığı açıkça görülecektir.
Soruşturmayı yürütenlerin soruşturmayı yürütme şekli ve suçu ilk anda yaralama olarak nitelemesi, örgütlü suç kapsamında değerlendirmemesi, dosyayı kapatma çabasının açık bir göstergesidir.
EYLEMİN PLANLAMA AŞAMASININ ÜZERİNE GİDİLMEDİ
- Saldırganın binaya giriş ve çıkış görüntüleri çok açık bir şekilde binanın planı ve güvenlik donanımı konusunda bilgi sahibi olduğunu göstermesine rağmen, hakimlik sorgusu dahil olmak üzere soruşturma mercii hiçbir aşamada saldırganın eylemin gerçekleşme aşamasını nasıl planladığını ve bina planlarından ve güvenlik kameralarından nasıl haberdar olduğunu, bir kez dahi soru olarak yöneltmemiştir.
- Saldırganın kullanımında olan telefon hattı ve irtibatlı olduğu telefonlar üzerinden hiçbir teknik araştırma yapılmadan, saldırganın var ise banka hesap hareketleri ve ifadesinde geçen özgeçmişinin gerçek olup olmadığı araştırılmadan, Cumhuriyet Savcılığı salt saldırganın bu zamana kadar herhangi bir örgütlü yapı ile ilişkisi olmadığından bahisle soruşturma dosyasını adli bir vaka olarak değerlendirmiştir.
MUHSİN YAZICIOĞLU'YLA FOTOĞRAFLARI SIZDIRILDI İDDİASI
Belirtilen bu incelemeler yapılmaksızın savcılık tarafından olayın “adli vaka” olarak değerlendirilmesi, soruşturma makamlarının daha soruşturmanın ilk dakikalarında esasen elde etmek istedikleri sonucun ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Benzer saldırılarda olduğu gibi, karanlık örgütlü güçler bu saldırı sonrasında da imzalarını, saldırganın bayrakla birlikte ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun mezarı başında çekilen fotoğraflarını saldırgan tutuklandıktan hemen sonra basına sızdırarak bir kez daha atmışlardır.
HDP'YE YAPILAN SALDIRININ ARDINDAN BU GÖRÜNTÜLER KAYDEDİLDİ