BIST 9.679
DOLAR 35,22
EURO 36,74
ALTIN 2.960,94
HABER /  POLİTİKA  /  HDP

HDP'den CHP'nin tezkere kararına ilk yorum!

HDP İzmir milletvekili Ertuğrul Kürkçü CHP'nin yarın Meclis gündemine gelecek olan Suriye tezkeresi kararına evet diyecek olmasını sert dille eleştirdi

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA 

Tezkereye "HAYIR" diyeceklerini belirten Ertuğrul Kürkçü, tezkereye "EVET" diyen herkesin Suriye'deki çözümün bir askeri müdahaleden geçtiği noktasında görüş beyan etmiş olacağını ve hükümetin kuvvet kullanma kapasitesini arttırarak dış siyasetin içeriye etkilerini de çoğaltmış olacağını söyledi.

HER YIL OLDUĞU GİBİ HAYIR DİYECEĞİZ

Biz bu tezkereye her yıl dediğimiz gibi yine "HAYIR" diyeceğiz. O nedenle bizim açımızdan gerekçeler çok açık; hem Suriye'deki çatışmanın çözümü bakımından en çok gerekli olan şeyin Türkiye'nin Suriye'de askeri güç kullanması olmadığını, Türkiye'nin Suriye'nin iç işlerine rejim değişikliği gerçekleştirmek amacıyla müdahale etmemesi gerektiğini hem de Suriye'de IŞİD'le mücadelenin en önemli dayanağın orada IŞİD karşısında karadaki en etkin güç olan PYD'nin güçlendirilmesi, Kürtlerin yarattığı yeni özgürlük alanlarının tahkim edilmesi olduğunu biliyoruz.

BU TEZKEREYE EVET DİYEN HERKES ÇÖZÜMÜ ASKERİ MÜDAHALEDE GÖRÜYOR 

Rojava'daki özerk bölgeler IŞİD için yangın geçirmez duvarlar. Türkiye'nin Güney sınırları boyunca da son derece önemli bir koruma kalkanını -nesnel olarak- oluşturuyorlar. O yüzden Suriye'deki çatışmayı çözmenin anahtarı doğru ve etkin bir Kürt siyaseti izlemek, ikincisi Suriye'nin iç siyasetine, rejim değişikliği konusuna, dolaylı ya da dolaysız, askeri yollarla müdahale etmemek.

Oysa bu tezkereye "EVET" diyen herkes Suriye'de çözümün Türkiye'nin askeri müdahalesinden geçtiği noktasında görüş beyan etmiş oluyor; çünkü hükümet hem özellikle Tel Abyad'da PYD nüfuzunu kırmak için asker bulundurma hem de eğit-donat projelerini bir dolaylı askeri müdahale yolu olarak kullanma arzusu ve kararlılığını gizlemiyor. Öte yandan bu kararla hükümetin askeri kuvvet kullanma kapasitesi arttırılarak güce dayalı dış siyasetin içeriye etkileri de çoğaltılmış oluyor.

Özetle tezkereye "EVET" demek, Suriye'de şiddetle çözülebileceği varsayılan çatışmalar için içeride de şiddet kullanmanın mümkün olduğuna dair bir tezi kuvvetlendirmiş oluyor.

CHP BİR YANDAN BARIŞ DERKEN...


Keza, Irak'a yönelik tezkere de esasen Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden doğan çatışmaların askeri güçle giderilebileceğine ilişkin bir yönelişle alakalıdır. Oysa en önemli çözüm dinamiğinin içeride Kürt meselesini politik yolla çözecek adımlar atmak olduğu ortada. Doğrusu, son iki yılki çatışmasızlık süreci bu bakımdan çok önemli bir örnek sunmuştu, o yüzden bugün Irak'a, esasen PKK'ye yönelik kara, hava operasyonlarının yolunu açmak savaş siyasetine her iki cephede de "EVET" demek ve her iki noktada da Türkiye'nin Kürt halkının çeşitli bileşenleriyle bir çatışma durumuna girmesine "EVET" demek oluyor.

Doğrusu buna "EVET" diyerek barış siyasetinin nasıl izlenebileceğini ben çok merak ediyorum. Bu, AKP'ye uyabilir çünkü onların iktidar mücadelesini savaşla sürdürme gibi bir meselesi var ama CHP'nin bir yandan politik çözüm ve "barış" derken neye dayanarak bu savaş tezkeresine "EVET" diyebileceğini ben akıl edemiyorum ve samimi bir barış siyasetiyle bu kararın çeliştiğini düşünüyorum, o nedenle bu tutumun uygun olmadığını düşünüyorum. 

Seçimde kimin daha çok askeri yöntemden yana olduğunu propaganda etmenin de halkın gözünde daha çok oy almak için bir fırsat olabileceğini sanmıyorum, böyle sanılıyorsa, o da başka bir yanılgı olur.