Yalçın Akdoğan, katıldığı TV programında "AK Parti'nin tek başına iktidar olabilmesi için üç partili bir yapı gerekiyor. Yoksa her hangi bir partiye düşmanlıkla alakalı bir şey değil" diye konuştu. Akdoğan'a yanıt İdris Baluken'den geldi.
Abone olNESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan dün katıldığı bir proğramda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Seçim sonuçlarını değerlendiren Akdoğan "Bir parti yüzde 40-45 bandında oy alıyor ama tek başına iktidar olamıyor. MHP üç puan fazla alıyor, ama milletvekili HDP ile aynı. Burada bir terslik yok mu? 'HDP'nin barajı geçmemesi süper olur" derken bu mantıkla söyledim." diye konuştu.
Akdoğan'a yanıt gecikmedi. HDP Grup Başkan vekili İdris Baluken Akdoğan'ı 2002 yılı genel seçimleri üzerinden vurdu. Baluken, AK Parti zihniyeti diyerek eleştirdiği Akdoğan için "Geçmişteki adaletsizliğe özlem duyuyorlar" dedi. İşte Baluken'in açıklamaları;
YALÇIN AKDOĞAN İÇERLİYOR
Akdoğan'ın dün temsilde adalet iddiasıyla ortaya koymuş olduğu söylemler ve HDP'nin 80 milletvekili çıkarmasına dair duymuş olduğu rahatsızlık gerçekten son derece ibretlik. Akdoğan, yüzde 3 oy daha fazla almış MHP'nin HDP ile aynı milletvekili sayısı olmasına içerliyor ve yüzde 40 oyla nasıl iktidar olamadıklarının tablosunu ortaya koyuyor.
ÖZRÜ KABAHATİNDEN BETER BİR DURUM VAR
Tabi burada özrü kabahatinden beter bir durum var. Yüzde 3 fark oyla iki partinin aynı milletvekili sayısına ulaşmasını bir haksızlık olarak gören anlayış bir partinin baraj altında kalmasıyla 80 milletvekilinin gasp edilmesine ve kendi yüzde 40 oyuyla 80 milletvekili hak etmediği halde fazladan kazanılacak olmasını meşrulaştırmaya çalışıyor.
13 YILDIR GASP EDEREK İKTİDAR OLDULAR
Bu, Akdoğan'ın ya da AKP anlayışının adalet anlayışı ile ilgili tavrını ortaya koyuyor. AKP yetkilileri geçmişten beri, yani son 13 yıldır hak etmedikleri milletvekili koltuklarını gasp ederek hep iktidar oldular.
AK PARTİ'DE 2002'YE ÖZLEM VAR
2002 yılında AKP yüzde 34.42 oy almıştı, CHP 19.42 oy almıştı, AKP bu oyla 365 milletvekili çıkarmıştı, AKP + CHP'nin aldığı toplam oy oranı yüzde 53'tü ve yüzde 47'lik bir seçmen iradesi, halk iradesi Meclis dışında bırakılmıştı. Dolayısıyla AKP'de eskiye dair biz özlem var. Adalet anlayışından, temsilde adaleti aramaktan çok, haksız, hukuksuz yere diğer partinin hak ettiği sandalyelerini gasp edip, meşru olmayan bir iktidar kurma anlayışı var. Akdoğan'ın bu yapmış olduğu açıklamalarda biraz bunu gösteriyor, 2002 yılının o haksız tablosunun AKP tarafından özlendiğini ve iktidar yolunda her türlü gaspın mübah olduğunu ortaya koyan bir anlayış.
DİYARBAKIR'DA YÜZDE 57 İLE MİLLETVEKİLİ ÇIKARAMAYAN DEHAP
Yine 2002 yılı verisi üzerinden bölge illerini tek tek değerlendirdiğimizde korkunç bir tablo var. O dönemde DEHAP yüzde Diyarbakır'da yüzde 57 oy almasına rağmen barajdan dolayı hiç vekil çıkaramadı, AKP ise yüzde 15 oy oranıyla 8 vekilliğin tamamını çıkarmıştı. Anlaşılan Akdoğan o günleri özlüyor. Haksız, hukuksuz çekilde darbe yasalarının arkasına sığınarak halk iradesini gasp etmeyi özlüyor.
AK PARTİ ZİHNİYETİ
AKP'nin adalet anlayışını ortaya koyması ve demokrasi anlayışının ne durumda olduğunun görülmesi bakımından söylediklerini önemsiyoruz. HDP'nin barajı geçmesi belli ki hala AKP tarafından hazmedilememiş, sindirilememiş. Ülkenin demokratik geleceği açısından AKP zihniyetinin aslında ne kadar sakıncalı bir bakış açısına sahip olduğunu da ortaya koyuyor.
Meclis Başkanlığı seçimleri sonrası devam eden polemik hakkında MHP'nin yaptığı açıklamalara cevap veren Baluken, MHP'nin "AK Parti'nin planlarını bozduk" sözleri üzerinden MHP'yi eleştirdi.
MHP HER GÜN YENİ GEREKÇELER ÜRETİYOR
"Meclis Başkanlığı ile ilgili tercihinden dolayı MHP yönetiminde ciddi bir zorlanma var. Genel Başkanlarının tavrına karşı giderek milliyetçi tabanda yükselen bir tepki var, o nedenle MHP her gün, AKP'ye Meclis Başkanlığını hediye etmenin, deyim yerindeyse AKP'nin Meclis'te yedek grubu gibi hareket etmesinin getirmiş olduğu tepkiyi her gün yeni gerekçeler üreterek karşılamaya çalışıyorlar.
MHP TOPU SAĞDA SOLDA DOLAŞTIRMASIN
Bunun için de sürekli HDP üzerinden bir gündem yaratma anlayışı var. Biz bu anlayışı aslında muhatap kabul etmiyoruz, zaten halkımız olanları görüyor, Meclis Başkanlığı seçimi oldu, geçmiş yasama döneminde tamamen çiğnenen Meclis İç Tüzüğü'nün ve Meclis Hukuku'nun muhalefete ait bir Meclis Başkanı aracılığı ile tekrar ikame edilmesine dair beklenti MHP tarafından boşa çıkarılmıştı. MHP'nin topu sağda solda dolaştırmasına gerek yok, tavrı ile ilgili çıkıp hem milliyetçi tabana hem de Türkiye halkına bu konuda samimi bir açıklama yapması gerekiyor. Aksi taktirde her gün yapay gerekçeler üreterek mevcut durumlarını daha çok tartıştıran bir pozisyona düşecekler.
HDP'NİN TAVRI ÜZERİNDEN POLEMİK YAPILMASIN
Meclis Başkanlığı ile ilgili HDP üzerinden bir polemiğin yapılmasını da biz son derece basit bir yaklaşım olarak ele alıyoruz. Meclis Başkanlığı seçiminde en net tablo olan, muhalefete ait bir Meclis Başkanı olması gerektiğini en net ifade eden ve bunun pratik siyasi tavrını da ortaya koyan parti HDP'dir. O nedenle diğer siyasi partiler mümkünse kendi siyasi tavırları üzerinden tartışabilirler, HDP'nin tavrı üzerinden basit, sığ polemiklerle halkımızın gündeminin meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz.
MHP AK PARTİ'NİN OYUNUNA GELDİ
MHP, AKP'nin oyununu bozduk üzerinden her gün yeni bir gerekçe üretme içerisindedir. Belli ki AKP'nin oyununu bozma değil, AKP'nin oyununa gelme durumu var ve bu yönüyle de muhalefet partisi konumu açısından son derece flu bir görüntüleri var, buradan sıyrılmanın telaşını yaşıyorlar. MHP adeta flu bir muhalefet partisi, öyle bir boyuta kaymış durumda.