HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. Yüksekdağ, Yalçın Akdoğan'ın Öcalan hakkındaki sözlerine yanıt verdi.
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, çözüm süreci ve PKK'ya yapılan operasyonlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yüksekdağ, bugün Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın "Öcalan ile görüştükleri dönemde koalisyon var mıydı ki, Öcalan onunla yapın şununla yapın desin.. Öcalan bunları yakalasa sopayla kovalar diye düşünüyorum" sözlerine cevap verdi.
Yüksekdağ, milletvekilleri ve MYK üyeleriyle Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen ve konfederasyon yönetimini ziyaret etti. Görüşme sonrasında gazetecilerin sorularını cevaplayan Yüksekdağ, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yüksekdağ, çözüm sürecinin, bir çözümsüzlük siyaseti ile önce askıya alındığını, şu anki aşamada da dondurulduğunu ve mekanizmanın durduğunu söyledi.
"TECRİDİ KALDIRIN KİMİ SOPAYLA KOVALIYOR GÖRELİM"
Yalçın Akdoğan'ın, "Öcalan bunları bulsa sopayla kovalardı" sözlerinin aktarılmasının ardından konuya ilişkin de değerlendirmesi istenen Yüksekdağ, şunları kaydetti:
"Öcalan'ın üzerinde katı bir tecrit, insanlık dışı bir tecrit uyguladıklarını unutturabileceklerini mi sanıyorlar acaba? O kadar akıl almaz, o kadar kabul edilemez bir manipülasyon, kendi suçlarının üzerini örtme dili kullanıyorlar ki şaşırmamamız lazım ama her defasında yeniden şaşırtmayı başarıyorlar. Sayın Öcalan üzerinde gerçek sorun şudur, bir tecrit uygulanıyor. Öcalan'ın hiç kimseye ulaşması ve temas etmesi bugünkü koşullarda mümkün değil. 5 Nisan'dan itibaren Öcalan üzerinde sistematik bir tecrit uygulanıyor. Buyursunlar, tecridi kaldırsınlar o zaman. Sayın Öcalan'ın kimi sopayla kovalayıp kovalamayacağıyla ilgilenmesinler."
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'TAN DOLMABAHÇA YANITI (TIKLA OKU) |
"TÜRKİYE BARIŞI BAŞKANLIK İÇİN FEDA EDİLDİ"
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın, Çözüm Sürecine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine, süreci ve Türkiye barışını oy için feda edenlerin, açık ve net bir şekilde ortada olduğunu, AK Parti Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin barış ve çözüm sürecini oy ve siyasi ikbal için gözden çıkardığını savundu. Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Türkiye barışı, Tayyip Erdoğan'ın başkanlığı için feda edilmiştir. Sadece AKP Hükümeti'nin iktidarının bekası için değil ama tek bir adamın iktidarı ve ikbaline kurban edilmiştir barış süreci. Türkiye kalıcı barışa ulaşmak için tarihsel ve önemli bir eşiğe gelmişti. Hedefe ulaşmak için çok uzun ve zorlu bir yol katedilmişti. Az bir mesafe kalmıştı. Tam o süreç içerisinde Sayın Erdoğan'ın başkanlık hesapları devreye girmiştir ve barış sürecinin, bu başkanlık heveslerine, hesaplarına uymadığı ve bir şey getirmediği sonucuna ulaşılmıştır. Ve bununla beraber süreç, bir çözümsüzlük siyaseti ile önce askıya alınmıştır, şu anki aşamada da dondurulmuş ve mekanizma durdurulmuş durumda."
"GELİNEN NOKTA İNKAR EDİLİYOR"
Dolmabahçe mutabakatına ilişkin tartışmalara karşılık da Yüksekdağ, bütün Türkiye'nin gözlerinin önünde cereyan eden bir gelişmeden bahsedildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Karşılarındakilerini ne sanıyorlar acaba? Türkiye halkları, yurttaşlar, seçmen kitleleri aptallar topluluğu mu? Böyle mi demeye çalışıyorlar bizlere? Bütün Türkiye'nin gözleri önünde cereyan eden bir Dolmabahçe buluşması vardır. O buluşma öncesinde günlerce yapılan görüşmeler, tartışmalar, açıklanacak metnin hazırlanma süreçleri vardır. En son bu süreçlerin çok daha ayrıntılı kronolojik bilgisi zaten Selahattin Bey tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Cumhurbaşkanının da bilgisi dahilinde özel olarak da hükümet heyetinin, devlet heyetinin çabası ve yönlendiriciliği doğrultusunda işleyen bir trafik vardır. Çok somut fotoğraflarıyla net bir süreç var karşımızda. Şimdi hepsi çıkmış yukarıdan aşağıya yaşanan süreci, gelinen noktayı inkar ediyor. Bu siyaset açısından gerçekten içler acısı, yüz karası bir durumdur."
"ÇOK YANLIŞ YAKLAŞIMLAR BUNLAR"
"Dolmabahçe mutabakatının yok sayılmasının" çok yanlış ve siyaset kurumları bakımından kabul edilemez bir durum olduğunu öne süren Yüksekdağ, "Biz AKP'nin kabul edilmesi zor, birçok davranışını gördük, birçok yaklaşımını gördük ama bu AKP'ye bile fazla. Böyle bir yalancılık, böyle bir inkarcılık bence AKP'ye bile fazla. Çok yanlış yaklaşımlar bunlar. O zaman bir yalanla mı oyaladınız Türkiye kamuoyunu? Çıkın bunu söyleyin. Biz yaşananların gerçek olduğunu biliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Yüksekdağ, "Gerçek şudur, Türkiye kamuoyu bir kez daha bilmelidir; barışın sağlanması, PKK'nın silahsızlanma çağrısı yapması için çok kritik bir eşiğe gelinmişti, buna çok yaklaşılmıştı. Çok net bir şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlık hesaplarının HDP'nin aldığı oy vesilesiyle tehlikeye girdiğini, olanaksız hale geldiğini görmesinden dolayı bu sürece doğrudan müdahale etmiştir ve bitirmiştir, bitirilmiştir" dedi.
Bugün yapılan sivil toplum kuruluşları ziyaretlerine de değinen Yüksekdağ, Türkiye'nin savaşa sürüklenmesine izin vermeyeceklerini, "dağda ya da askerde", "polis ya da gerilla veya gençlerin", hiçbir Türkiye Cumhuriyeti evladının, bu süreç içerisinde heba edilmesine, yaşamını yitirmesine göz yummayacaklarını vurguladı.
"İMRALI BİR SİYASET MERKEZİDİR"
"Siyaset kurumlarını etkisiz hale getirmek istiyorlar. Şu anda İmralı, bir siyaset merkezidir. Bunu tartışmanın, oraya buraya çekiştirmenin hiçbir anlamı yoktur" ifadesini kullanan Figen Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Siz kritik, önemli bir siyaset kuruluşunu, o kurumun işleyişini, o merkezin işleyişini sekteye uğratıyorsunuz, ondan sonraki süreçte de siyasetin gerilimsiz, demokratik bir zeminde ilerleyeceğini ummamızı bekliyorsunuz. Böyle bir yaklaşımın gelişmeyeceğini, sergilenmeyeceğini biliyorduk. Bugün artık en azından bir yanlıştan dönmeyi tercih etmesi gerekir siyasi iktidarın. Sayın Öcalan'a uygulanan tecride derhal son vermesi gerekir."
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ ve beraberindeki heyet, daha sonra Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko ile konfederasyon yönetimini ve Mülkiyeliler Birliği'ni ziyaret etti.