HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, koalisyon süreci ile ilgili açıklamalar yaptı. Yüksekdağ, Çarşamba günü Davutoğlu ile gerçekleşecek görüşme için 'Sorumluluğu üstlenmeye hazırız' mesajı verdi.
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, koalisyon görüşmeleri turuna başlayarak, ilk olarak bugün saat 14.00'te CHP'nin kapısını çalacak. Davutoğlu, yarın MHP lideri Devlet Bahçeli ile, Çarşamba günü ise HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile bir araya gelecek.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Hürriyet'e verdiği röportajda Başbakan Davutoğlu'nun koalisyon görüşmelerine ilişkin sürpriz bir açıklama yaparak, ‘Sorumluluk düşerse üstlenmeye hazırız’ dedi. Yüksekdağ, seçmenin AK Parti-CHP koalisyonu istediğini, olası bir erken seçim içinde yüzde 15'in altında düşmeyeceklerini belirtti.
İşte Yüksekdağ'ın koalisyon ile ilgili verdiği röportaj:
"BİZDEN ALACAĞI CEVAP OLUMLU OLACAKTIR"
- Başbakan Davutoğlu koalisyon görüşmelerinin ilk turunda çarşamba günü sizinle de görüşecek. Ne söyleyeceksiniz kendisine?
Seçim kampanyamız süresince ne söylediysek Sayın Davutoğlu ile yapacağımız görüşmede de aynısını söyleyeceğiz. Temel ve vazgeçmeyeceğimiz başlığımız Türkiye’nin demokratikleştirilmesi. Eğer Davutoğlu’nun niyeti ve samimiyeti Türkiye’yi demokratik ve kurucu bir sürece götürmekse bizden alacağı cevap da olumlu olacaktır. Ama ne yazık ki bu zamana kadar AKP cephesinden aldığımız mesaj ve sinyaller çok olumlu değil. Davutoğlu kısa bir süre önce yaptığı açıklamada koalisyon seçenekleri için sadece CHP ve MHP’yi işaret etti. HDP’yle koalisyon seçeneğinin olanaksız olduğunu ifade eden kendisidir.
Biz kapılarımızı hiçbir zaman kapatmadık. 8 Haziran sabahından itibaren daha doğru bir koalisyon seçeneğinin ortaya çıkarılması için sorumlu ve sağduyulu bir yaklaşım sergiledik. Ama aynı şeyi siyasi iktidar için söylemek çok zor.
"KOALİSYONDA İHTİYAÇ VARSA SORUMLULUK ÜSTLENİRİZ"
- HDP’nin de seçim kampanyasından beri Ak Parti ile bir koalisyonun içinde yer almama yönünde bir tavrı oldu sanki. Siz 8 Haziran’dan itibaren AK Parti’li bir koalisyon formülüne kapıyı açık tuttunuz ama kategorik ret oradan geldi, öyle mi?
Biz baştan itibaren koalisyon ekseninde yapılacak bütün tartışmalara kapımız açık ve her şeyi yeniden tartışmaya ve ele almaya hazırız dedik. Bu çok net bir şeydir, bizim tutumumuzda bir belirsizlik ya da fluluk yoktur. Ama herkesin bildiği ve bizim de net ifade ettiğimiz bir gerçek var; biz ‘AKP ile koalisyon kuracağız’ diye bir kampanya yapmadık. Her parti kendisi iktidar olmak için kampanya yapar. Ama 8 Haziran günü bir tablo ortaya çıktı. Bizim üstlenmemiz gereken sorumluluk da şuydu; eğer bir koalisyona ihtiyaç varsa biz bu doğrultuda sorumluluk üstleniriz. Bu bizim bir erken seçime gitme sürecini ortadan kaldırabilmek için üstlenmemiz gereken bir sorumluluktu.
"GELİN ADIM ATALIM DİYECEĞİZ"
- Çarşamba günü size geldiğinde velev ki Davutoğlu sürpriz bir şekilde ‘sizinle de koalisyona açığız’ mesajı verirse, siz de buna yeşil ışık yakar mısınız?
Çok net söyleyebilirim. Bizim Merkez Yönetme Kurulumuzda hazırladığımız ve pazartesi de (bugün) yeniden değerlendireceğimiz 15 maddeden oluşan temel bir çerçevemiz var. Bu çerçeveyi tartışacağız kendileriyle. Kabaca bir takım mecburiyetler üzerinden bir koalisyon pozisyonu tartışılamaz. Her parti kendi politikalarını, önceliklerini ortaya koyar. Biz azami programda uyumu dayatmıyoruz, bütün HDP programını bir koalisyon şartı olarak sunacak değiliz. Acil öncelikli 3 temel başlıkta gelin birlikte adım atalım diyeceğiz; adalet, demokrasi ve barış.
BİZİMLE KERHEN GÖRÜŞÜYOR
- Başbakanlık ‘nezaket ziyareti’ diyor. Davutoğlu’nun özetle sizinle kerhen görüşeceğini mi düşünüyorsunuz?
Tabii ki, gerçekte böyle. Nezaket için yine teşekkür ederiz ama bunun gerçek bir karşılığı yok. Gerçek, AKP’nin HDP ile koalisyon kurmak istemediği gerçeğidir.
SEÇMEN İRADESİ AKP-CHP KOALİSYONU İSTİYOR
- Mevcut koşullarda sizin için olası tek koalisyon ortağı CHP gibi görünüyor. Ama o birliktelik de matematiksel olarak bir hükümet çıkarmaz.
Seçmen iradesinin bize işaret ettiği bir yol var aslında. Mantıklı olan ve ilk yapılması gereken seçimden birinci ve ikinci parti olarak çıkan AKP ve CHP’nin koalisyon koşullarını zorlamasıdır. Seçim sonuçlarının mantığının doğal sonucu budur.
"AKP-CHP KOALİSYONUNDA ZORLUK ÇIKARMAYIZ"
- Peki siz AK Parti-CHP hükümetine destek verir misiniz? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gönlünden geçenin sizin de destek verdiğiniz üçlü bir formül olduğunu söylüyor.
Biz buna zorluk çıkarmayız. Olası bir AKP-CHP koalisyonunun bizim dışarıdan vereceğimiz desteğe ihtiyacı yok zaten. Kurabilir, güvenoyunu da alabilir. Özel olarak destek olmaya ihtiyaç yok.
"ERKEN SEÇİM OLURSA YÜZDE 15’İN ALTINA DÜŞMEYİZ"
- Erken seçim sizin açınızdan AK Parti-MHP koalisyonuna yeğ midir?
Şu an bir erken seçim bizim tercih ettiğimiz bir şey değildir. İki sayılan seçenek açısından bizim duruşumuzu değiştirecek bir fark yok. Biz iki koşulda da Türkiye’nin görebileceği en iyi muhalefeti yapmaya adayacağız kendimizi. Biz bundan sonraki süreçte kendimizi bir iktidara hazırlama yönünde ilerleyeceğiz.
"ERKEN SEÇİM İSTEMİYORUZ"
- Erken seçim olması durumunda yüzde 15’in altına düşmeyeceğinizi öngörüyorsanız ve siyasetin diğer merkezleri şimdiden bir şekilde ‘erken seçim siyaseti’ yapmaya başlamışken siz neden bu yönde bir çizgi izlemiyorsunuz?
Biz erken seçim istemiyoruz, çünkü Türkiye toplumu erken seçim istemiyor. Bir sene içinde iki defa seçim insanları bezdirdi. Herkes bilir, sandığa gitmek bizim insanımız için seçim sitemindeki zorluklardan dolayı bir çiledir. İnsanlar bu çileyi bir kere daha yaşamak istemiyor, bu kadar basit. 1 milyar maliyeti var seçimin. İnsanlar bizim gittiğimiz yerlerde ‘Sandığa gitmek istemiyoruz’ diyorlar. Seçmen bunu söylüyor. Yoksa haklısınız bu soruyu sorarken. Erken seçime karşı çıkmamızı ‘Acaba kaybetmekten mi korkuyorlar’ diye görenler olabilir. Hayır, biz tam tersine daha kazançlı çıkacağımızı düşünüyoruz. Ama toplum bunu istemediği için istemiyoruz.
Cumhurbaşkanı neden bugün erken seçim istiyor? Hâlâ başkanlık rejimini geçirebilmek için bir şansı olduğunu düşünüyor ve bunu zorluyor. Cumhurbaşkanı şu an kendi siyasal ikbali için Türkiye’de bir koalisyon kurulmasındansa erken seçime gidilmesinin siyasetini yapıyor. Bu vesayet siyasetidir.