DAĞLICA saldırısı sonrasında HDP'den "eller tetikten acil çekilsin çatışmazlık sağlansın' çağrısı geldi. HDP meclisi de olağanüstü toplantıya çağırdı.
Abone olDAĞLICA saldırısı Türkiye'yi sarsarken HDP'den acil bir çağrı geldi. HDP "Eller tetikten derhal çekilmeli, silahlar susturulmalıdır" diyerek barış çağrısı yaptı. HDP meclisin de olağanüstü toplanmasını istedi.
Dağlıca'daki kanlı PKK saldırısı sonrasında HDP tarafından yapılan 'acil' kodlu çağrı ortaya oldu. HDP açıklamasında PKK'ya yönelik bir kelime bulunmuyor. Bunun yerine 'çatışmazlık' çağrısı şu şekilde dile getirildi;
"Bir kez daha ve acil çağrı yapıyoruz. Eller tetikten derhal çekilmeli, silahlar susturulmalıdır. Karşılıklı çatışmasızlık hali sağlanmalı, operasyonlar durdurulmalı, diyalog ve müzakere ile sorunların çözümü doğrultusunda adımlar atılmaya başlanmalıdır. Konuşarak, müzakere ederek çözemeyeceğimiz hiçbir konumuz yoktur ve olmamalıdır. Meclis derhal olağanüstü toplantıya çağrılmalı, demokratik siyaset yoluyla sorunlara çare aranmalıdır."
HANGİ ÜNİFORMAYI TAŞIRSA TAŞISIN
HDP açıklamasında "Türkiye hızla bir felakete sürükleniyor. Yangın alev alev büyüyor" deniler şu ifadelere yer verildi;
"Her geçen saat, her geçen gün toplumda kapanması zor yaraların açılmasına, büyük bir kutuplaşma ve ayrışma yaşanmasına hepimizi yaklaştırıyor. Her gün, her saat, hangi üniformayı taşırsa taşısın gençlerimiz, siviller ve çocuklarımız bu toprakların değerleri, canları, bu ülkenin geleceği ölüyor. 6 Eylül’de Dağlıca’da, Cizre ve Sur’da yitirdiğimiz tüm canlara Allah’tan rahmet, ailelerine ve halklarımıza başsağlığı, yakınlarına sabırlar diliyoruz.
DURDURMALIYIZ
Bu acıyı daha büyük felaketlere sürüklenmeden durdurmalıyız. Hala ‘400 vekil alınsaydı böyle olmazdı’ sözlerini sarf edebilen bir yaklaşımla; Cizre’yi ablukaya alan, vekillerimize ateş açan bir anlayışla bu ülkenin yönetilmesi ve şu anda gittikçe derinleşen sorunların çözülmesi mümkün değildir.
KAYBEDECEK ZAMAN KALMADI
Kin ve nefret kusmak yerine, bu felaket sarmalından çıkışın yollarını hep birlikte bulmak zorundayız. Halkın yoksul çocuklarına sadece ölümü reva gören, annelerin barış düşüne kan sıçratan savaş politikalarına teslim olamayız. Kaybedilecek zamanımız kalmamıştır. Bu yaşananlar bir oyun değildir, geri dönülemez bir noktaya gelmeden durdurulmalıdır.
Koşullar ne kadar zor olursa olsun barışta, eşitlikte ve kardeşlikte ısrar etmek dışında her yol acılarımızı derinleştirecektir. Hepimizin başı sağ olsun...