HDP Merkez Yürütme Kurulu'ndan DTK'nın özerklik bildirisi sonrası yeni bir açıklama geldi. Açıklamada, 'Önerilerden vazgeçecek değiliz' denildi.
Abone olHalkların Demokratik Partisi Merkez Yürütme Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sabah DTK'nın Özerlik Bildirisi'ne ilişkin açıklamalarına yanıt verdi.
HDP'den yapılan yazılı açıklamada, "HDP'yi etkisizleştirme ve hedef haline getirme çabalarına ve adımlarına asla boyun eğilemez" denildi.
Açıklamada, DTK'nın özerklik hedeflerini işaret ederek, "Bu önerilerden vazgeçecek değiliz" denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Geçtiğimiz hafta sonunda Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Olağanüstü Konferansı'nda ortaya çıkan ve başta Kürt Sorunu olmak üzere Türkiye'nin temel sorunlarının çözümünü öngören, 'Siyasi Çözüm Deklarasyonu' demokratik siyaset alanına bir çağrıdır. Sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiği anlayışından hareket etmektedir. Bu deklarasyon barışa bir fırsat daha vermek amacıyla hazırlanmıştır. Türkiye'de demokratik siyaset alanına yaptığımız bu çağrının Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz ve bileşen kurumlarımızın yöneticileri hakkında soruşturma açılmasıyla gündemden düşürmeye çalışılması asla kabul edilemez bir tutumdur. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bazı bakanlar, siyasi parti sözcüleri ve Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün HDP'yi hedef gösteren mesajları ve 'ihanet' suçlamalarıyla demokratik siyaseti değil, çatışmayı, savaşı, ölümleri istedikleri bir kez açığa çıkmıştır.
'BU ÖNERİLERDEN VAZGEÇECEK DEĞİLİZ'
"Öncelikle şunu belirtelim ki, biz'ler soruşturmalar ve baskılar yoluyla engellenmeye çalışılan bu tartışmadan ve önerilerden vazgeçecek değiliz. Yargı baskısı ve 'ihanet' suçlamalarıyla, Eş Genel Başkanlarımıza hakaretlerle, onları hedef gösteren yayınlarla ve ifadelerle bu tartışmayı engellemeye çalışmanın bir tek anlamı vardır, o da Anayasa tartışmalarını sadece siyasi iktidarın ve Saray'ın önerileri doğrultusunda yapmak istemektir. HDP'yi etkisizleştirme ve hedef haline getirme çabalarına ve adımlarına asla boyun eğilemez. HDP, Eşbaşkanları, vekilleri, yöneticileri, bileşen kurumları ve seçmenleri ile birlikte demokrasi ve barış için bir şanstır. Bunu etkisizleştirmek ve bertaraf etmek isteyenler savaşı, çatışmayı, ölümleri sürdürmek isteyenlerdir. Kürt halkının kendi kendini yönetme talebi, demokratik statü talebi son derece meşru, evrensel ve demokratik bir haktır. Diyarbakır'da yapılan tartışmalar ve alınan kararlar Türkiye'yi dışlayan ve ilişkileri koparan bir yaklaşıma sahip değildir. Biz'ler, yeni bir anayasa ve Türkiye'nin yeni idari yapısı tartışmasını siyasi iktidarın ve onun emriyle hareket eden yargı mensuplarının çizdiği sınırlar içinde yapmak zorunda değiliz. Şu çok açık ki, sivil ve demokratik siyaset alanını zayıflatarak, meşru ve demokratik tartışmaları engelleyerek Türkiye'de demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anayasa yapılamaz. Başkanlık sistemi tartışmasını yapmak ne kadar meşru ise özerkliği, yerinden ve yerelden yönetim anlayışını, özyönetim yöntemini tartışmak da o kadar meşrudur. Merkezden yerele yetki devrini 'bölücülük' suçlamasıyla cevaplayanlar çağdaş demokrasilerden nasiplerini almamışlardır.
ÖZERLİK BİR FANTAZİ DEĞİL
Özerklik, özyönetim vb. kavramların bir 'fantezi' olduğunu ve 'bunların demokratik olgunluk içerisinde hareket eden toplumlarda bir karşılığının olmadığını' ifade etmek, üyelik müzakereleri yapılan Avrupa Birliği'ni ve o birlik içindeki İspanya, Fransa, Almanya gibi devletlerin idari yapılarını anlamamış veya bilmiyor olmak demektir. Özerklik, yani eski dildeki muhtariyet, bir fantezi değil, tarihsel ve güncel bir gerçekliktir. Müzakereye açık bir özerklik teklifini tartışmadan reddeden bir anlayışın Türkiye'de demokrasiyi bir adım bile ileri götürme imkanı da niyeti de yoktur. Siyasi iktidar, ne yazık ki, medyasıyla, sözcüleriyle içinde savaş, çatışma ve kan geçmeyen bir çift söz dahi söyleyemeyecek duruma gelmiştir. Savaş politikalarıyla, masa devirme alışkanlığıyla bu ülkeye barışı getiremezsiniz. Dolmabahçe'de masayı devirdiniz, mutabakat metnini yok saydınız. Şimdi biz'ler yeniden demokratik siyasete alan yaratmak adına bir "Siyasi Çözüm Deklarasyonu" yayınladık. Bu deklarasyon şiddet politikalarının terk edilmesi ve hızla bir çözüm hattına girilmesi yönünde önemli bir fırsat ve olanaktır. Meclis, siyasi inisiyatif almalı, sorunlar oraya taşınmalı ve çözümleri tartışılmalıdır. Müzakere ve siyaset alanını güçlendirmeye karşı durup, HDP ve bileşenlerine, kurumlarına, Eş Genel Başkanlarına, vekillerine ve yöneticilerine yargı ve soruşturma sopasını gösterenleri tarih de halklarımız da affetmeyecektir. Fikirlerimizi ve önerilerimizi, demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelemizi bu yollarla bastırmak asla mümkün olmayacaktır."