Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak, salgın nedeniyle dünya ekonomilerinde büyük krizler yaşanırken Türkiye'nin bu süreçten en az etkilenen ülkelerden olduğunu söyledi. Bakan Albayrak, kur yükselişlerin ise önemli olmadığını ifade etti.
Abone olHazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin geçmişe göre kur ataklarından etkilenen kırılgan bir ekonomiye sahip olmadığını söyledi. Dünya ekonomilerinde büyük ekonomik krizler yaşanmasına rağmen Türkiye'nin bu süreçten en az etkilenen ülkeler kategorisinde yer aldığını anlatan Albayrak, kur atakları için de çok önemli olmadığını söyledi.
Ahmet Hakan'ın "Dolar yükselince telaşlanıyorum, kur yükselince telaşlanıyorum, 'eyvah' diyorum her şey pahalanacak, ülkemizin ekonomisi kötüye gidecek. Endişelenmeli miyiz?" sorusuna Bakan Albayrak, "Birincisi şunu sorayım size, dolarla mı maaş alıyorsunuz, dolar borcunuz mu var, dolarla bir işiniz var mı" sözleriyle cevap verdi.
Albayrak, geçen hafta yaşanan kur şokuna ilişkin ise "Kriz döneminde, pandemi döneminde kur yine 7'lere çıktı, tekrar 6'lara çıktı. Yine 7'lere çıktı, iner çıkar. Finansal güvenlik noktasında, ekonomik altyapı noktasında Türkiye bütün bu dalgaları kontrollü şekilde yönetmesi için çok güçlü bir altyapıya sahip" şeklinde konuştu.
Berat Albayrak'ın, CNN Türk'teki kur artışıyla ilgili açıklamaları şöyle...
"Türkiye serbest ekonomiye geçmesiyle birlikte kur algısıyla ekonomiyi ölçmeye yönelik psikolojik bir iklime girmiş. On yıllardır kur üzerinden ekonomiyi ölçüyoruz. Tabi bunun eski dönemlere kıyasla bugün çok daha az etkilediği bir süreçteyiz. Eskiden çok daha fazla etki ediyordu kur sistemi. Zaten bu daha az etkilesin diye ekonomik bir dönüşüm var. Kurdaki hareketlilik işte 20 kuruş çıktı 10 kuruş indi, 30 kuruş çıktı 20 kuruş indi veya bugünkü seviyeler. İki sene önce de bu seviyelerdeydi hatırlıyor musunuz? İki sene önce bu seviyelerdeydi dolar aya çıkacak deniyordu sonra düştü.
Ahmet Hakan:
Türk ekonomisi ayaklarını artık yere sağlam basıyor. Dolayısıyla doların iniş çıkışlarına eskisi kadar aldırış etmememiz mi gerekir diyorsunuz?
Berat Albayrak:
Kesinlikle tam da bunu söylüyorum. İki yıl önce yeni cumhurbaşkanlığı sisteminde hep bunu söylüyorduk. Türkiye'de finansal istikrar, güvenlik ve finansal ekonomi bu anlamda çok güçlü temellere oturacak bir dönüşüm ortaya koymamız lazım. İçerisinden geçtiğimiz bu süreçte Türk ekonomisi bu anlamda kırılganlıklarına göre çok daha güçlü. Hem de öyle bir dönemde ki... Dünya tarihinin en büyük ekonomik krizi yaşanıyor.
"Türkiye en az etkilenen ülkelerden bir tanesi"
Bütün dünya haritasına bir bakalım. Dünyada bu salgın ortaya çıktığından beri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ne kadar etkilenmiş? Borsalar ne kadar etkilenmiş kurlar ne kadar etkilenmiş, büyümeleri ne kadar etkilenmiş, işsizlikleri ne kadar etkilenmiş hepsine bakalım. Bu manada baktığımızda Türkiye'de, dünyadaki bütün ülkelere kıyasla tek tek koyduğumuzda en az etkilenen ülkelerden bir tanesi.
"Küresel krizlerde dolara endeksli bir finansal sistem var"
Hangi açılardan? Borsaya bakalım Türkiye pozitif ayrışıyor. Bir çok ülkenin borsa performansı yüzde 20'ler 30'larda küçülmeler yaşamış ama Türkiye çok daha iyi noktada. Gelişmekte olan ülkelerin kur performanslarına bakalım. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler sınıfında kimler var? Güney Afrika, Brezilya, Rusya, Meksika ve benzer ülkelerde yüzde 20'lerde 30'larda para birimlerinde değer kaybetmiş çünkü rezerv para. Küresel krizlerde dolara yönelik endeksli bir finansal sistem var. Küresel sermayenin portföy yatırımlarının sermaye piyasalardan çıktığı dönemlerde etkileniyor. Türkiye, yüzde 18 ve 19'larda etkilenmiş.
"En hızlı toparlanan ülke olacağız"
Etkilendik, etkilenmeye devam edeceğiz ama normalleşme sürecine girdiğimiz zaman da en hızlı toparlayan ülkelerden de biri olacağız. Bir diğer konu. Türkiye sadece bununla mücadele etmiyor. Yani dünya tarihinin en büyük ekonomik krizi var, ABD'de 50 milyona yakın işsizlik oluşmuş. Dünyada 300 milyondan fazla işsizlik olacak deniliyor. Dünyada müthiş bir süreç var.
Türkiye'nin bu süreci nasıl yönelttiğinin en güzel örneklerinden biri farklı örnek var. ABD'deki temsilci arkadaşlarla konuştuk. Ekonomiden sağlığa, güvenlikten savunma sanayisine. Daha bir ay öncesine kadar ABD'de eczane kuyruğunda tanesi 2 dolardan maske alıyorlardı. Bazen paranız var olsa da etki etmiyor. Sağlık sistemi diyorsunuz paranız olmasına rağmen tedavi göremiyorsunuz. Türkiye'de bırakın parasını vererek olsa da paranız olmasa da inanılmaz biçimde müdahale etmişiz.
"Kur artıyor paniğe kapılalım mı?"
Eski ama etkisi yok. Kur çıkıyor, iniyor. Her ülke gibi Türkiye de etkileniyor. Eskisine göre çok daha az etkileniyor. Bırakın Kardak krizini son donanmasıyla çok ciddi bir sayıda Türkiye. Haklarını savunacak çerçevede süreçler geliştiriyor. Onu yapıyor, bunu yapıyor.
Her geçen gün daha da güçlenecek Türkiye.
Bu bir zorunluluk. Böyle bir süreçte… Beyrut’ta, Irak’ta, Libya’da yaşananlar… Hollywood filmi izlemiyoruz. 15 Temmuz’da kim yaptı, darbeyi kim yaptı. Kimler sosyal medya mecraları üzerinden operasyon çekiyor.
Profesör kılıklı kişiler sosyal medyadan Türkiye batacak diyor. Bir baktık. ABD’de FETÖ’cü. 7 yıldır liderine Türkiye kenetleniyor. Yargı süreçlerinde, darbede, sosyal süreçlerde…
Bu süreçte ekonomi içinde olduğu için… Berat Albayrak önemli değil. Bu süreç çok daha iyi noktaya gidiyor.
"Kapılarına giderek desteklerini verdik"
Bakın Anadolu'nun her yerinde son üç ayda yapılanlarla ilgili geri dönüşler alıyorum. Üç ay boyunca ekonomik olarak verdiğimiz bütün bu desteklerin geri dönüşlerine bakıyorum. 1.9 milyon esnafın neredeyse 1,5 milyonuna biz insanların sokağa çıkamadığı bir dönemde kapılarına giderek desteklerini verdik. Dükkanların kapalı olduğu iş aramak için dışarı çıkamadığı toplumsal olarak üzerine düşen gereklilikleri getiremediği bir iklimde 210 bin firmaya 150 milyar liradan fazla finansman desteği sağladık.
"Bu bir milli bağımsızlık mücadelesidir"
Bakın açık açık konuşalım. Bu bir milli bağımsızlık mücadelesi. Siz ekonomik anlamda da milli bağımsızlık modeli ortaya koymalısınız. İki senedir kıyamet bunun için koparılıyor bir çok alanda. Türkiye üretim modelini değiştirdi. Ben ilk günden itibaren söylemiştim. Türkiye artık eski modelden çıkıyor. Neydi bu? Yüksek faiz, düşük kur yani değerli Türk lirası ve ithalata bağımlı. Böyle bir ekonomi modeli artık sürdürülebilir değil. Sıcak paraya bağımlıyım, ithalat vergi modeline bağımlıyım. Ben Maliye Bakanı olarak o zaman şöyle demeliyim. İthalat artsın bol bol vergi demek. Benim derdim bütçeyi tutturmaktan önce milli bir ekonomi noktasında çok daha güçlü rekabet edebilir üretim ve istihdam öncelikli yani toplumu milleti düşüneceğim."