ANAVATAN Lideri Mumcu, Başbakan Erdoğan ile CHP Lideri Baykal arasındaki polemiği 'yakışıksız' buldu. Ancak Mumcu bir benzetmesiyle oyunun parçası oldu.
Abone olAnavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''İnsanların, bebeklerin, yoksulluk yüzünden can verdikleri bir ülkede siyasetçilerin, Başbakan'ın, ana muhalefet liderinin La Fontaine masallarındaki gibi hayvan benzetmeleriyle konuşmasını son derece yakışıksız buluyorum. Bu halleriyle Bremen Mızıkacıları'na döndüler'' dedi. Mumcu, parti genel merkezinde Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut ve beraberindeki heyeti kabul etti. Mumcu, kabulde yaptığı konuşmada, turizmin Türk ekonomisine hayatiyet kazandıran bir sektör olduğunu belirtti. Sektörün, yeni çağın anlayışının getirdiği rekabet koşullarına uyum gösterme konusunda bazı zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu söyleyen Mumcu, kamu yönetiminin ''turizmi yönetmeye dönük tutumunun'' verimsizlik yarattığını savundu. Mumcu, bir tek imzası eksik Turizm Meslek Birlikleri ve Turizm Hizmet Birlikleri yasa taslaklarının, biran önce yasalaşması gerektiğini anlattı. Türk turizminin, bir duraklama evresine girdiğini öne süren Mumcu, ''Turist sayısının belli rakamlara ulaşmış olması, yanıltıcı olmamalıdır. Önemli olan, yükseliş trendinin sürdürülebilirliği, bu sürecin karlı, Türkiye lehine bir süreç olarak işliyor olmasından emin olmamızdır'' diye konuştu. Mumcu, sezon ortasında getirilen ek vergiler ve kur politikasının, sektörün rekabet gücünü olumsuz etkilediğini ifade ederek, otellerin kışın kapanmasının da istihdam sorununu körükleyeceğini kaydetti. Mumcu, ''Turizm sektörü bu yıl uç veren ama gelecek yıl daha bariz şekilde algılamamız muhtemel olan bir ara verme, dolayısıyla mevsimlik istihdam yaratma gibi sorunla karşı karşı kalabilir'' dedi. Mumcu, turizm konusunda hükümeti, ''daha dikkatli olmaya, samimi davranmaya ve sektöre yan bakmamaya'' çağırdı. ''BREMEN MIZIKACILARI'' BENZETMESİ Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mumcu, bir gazetecinin, ''Başbakan erken seçim isteklerine karşı (aç tavuk kendini darı ambarında sanır) dedi. Köşk arayışlarıyla ilgili olarak da Baykal'ın bir değerlendirmesi oldu? Siz üslubu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti: ''Son dönemde daha belirgin hale gelen üslup sorunu, bir seviye sorunu olarak da hem beni hem milletimizi üzüyor. Bugün gazetelerde (Kuş gribi değil kış garibi) başlığı, beni çok yaraladı. Ağrı'da hastaneye kaldırılan çocuğun hayatını kaybetme sebebinin yoksulluk olduğu tescillenmiş oldu ne yazık ki. İnsanların, bebeklerin, yoksulluk yüzünden can verdikleri bir ülkede siyasetçilerin, Başbakan'ın, ana muhalefet liderinin, La Fontaine masallarındaki gibi hayvan benzetmeleriyle konuşmasını son derece yakışıksız buluyorum. Bu halleriyle Bremen Mızıkacıları'na döndüler. Kendileri çalıyorlar, kendileri söylüyorlar ama orada insanlar açlıktan, yoksulluktan sefaletten can veriyor. Biraz ciddiyet, biraz insaf, biraz da derde derman olacak sözler söylesinler lütfen.'' DOĞALGAZ KRİZİ Rusya-Ukrayna arasındaki doğalgaz krizi ve Türkiye'nin enerji politikalarına ilişkin bir soru üzerine de Mumcu, Türkiye'nin enerji güvenliğini ihmal eden bir politikayı 1990'lı yılların başından beri uyguladığını savundu. Türkiye'nin her geçen gün enerji güvenliği açısından kaygı verici bir duruma geldiğini ileri süren Mumcu, enerji tüketiminin de bir politikaya dayandırılmadığını savundu. Türkiye'nin enerji kaynağı güvenilirliğini sağlamak durumunda olduğunu vurgulayan Mumcu, Türkiye'nin sahip olduğu termik kapasitenin daha verimli kullanılması gerektiğini anlattı. Mumcu, şöyle devam etti: ''Diğer çözüm, nükleer enerji santrallerinin kurulmasıdır. Nükleer enerji santralleri aleyhinde yapılan kampanyaların pek çoğu asılsızdır. Japonya'da, Fransa'da nükleer santraller yerleşim merkezlerinin içine kadar girebilmişlerdir. Artık bu teknoloji son derece güvenlidir. Üzerimizdeki Çernobil sendromunu atmamız ve son derece güvenli bir enerji üretim kaynağı olan nükleer enerji üretimine yönelmemiz gerekmektedir. Bugün enerji bakanlığını yönetenler, ülkenin geleceğini planlamak yerine pazarlama faaliyetleriyle meşgul olduğu için ülkenin geleceğini düşünecek otorite ortada gözükmemektedir. Bu kriz aşılır. Çok büyük bir ihtimalle bu kriz, Türkiye'ye ulaşmayacak ama dünyanın bin bir türlü hali var. Kriz ihtimali karşısında Türkiye tedbirini almak zorundadır. Alternatif enerji politikalarına öncelik vermek bir zarurettir.'' Mumcu, bir gazetecinin, ''Başbakan erken seçim isteyen muhalefete karşı çok sert bir dil kullanıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Muhalefetin talebini yakışıksız benzetmelerle cevaplandırmak olsa olsa bir hazımsızlığın işareti olabilir'' dedi.