Hobi olarak hayvancılık yapıyordu. Hayvanların sayısı artınca sahibinin aklına müthiş bir yol geldi.
Abone olGiray Civelek, bir tekstil fabrikasında personel müdürü. Aynı zamanda hobi olarak kurduğu çiftliğinde hayvancılık yapıyor. Üstelik, çiftliğinin elektriğini hayvanların gübresinden elde ettiği biyogazdan (metan) temin ediyor. Bu konuda oldukça iddialı.
Öyle ki yakın bir zamanda civar köylerde çukurlar açarak buralardaki gübreyi toplayıp, elektrik üretimini artırmayı planlıyor.
Civelek'in çiftliğinde tezekten elektrik üretme macerası, 2004 yılında hayvancılığı profesyonel anlamda yapmaya karar vermesiyle başlıyor. 50 hayvan alıyor. İlk iki sene besi hayvancılığı yapıyor. 2006'dan itibaren süt hayvancılığına dönüyor: "Bu işe başlarken ciddi bir bilgim yoktu. Karacabey'deki Sütaş Eğitim Çiftliği'nde eğitim aldım. Şimdi bünyemizde veteriner çalıştırıyoruz. Uludağ Üniversitesi ile ortak çalışarak haftada bir danışmanlık hizmeti alıyoruz. Hocalarımız haftada bir gelerek hayvanları kontrol ediyor."
Şuan 150 baş sağımlık hayvana sahip Civelek, 2008 yılında itibaren biyogaz üretmeye karar veriyor. Bu kararı almasında, hayvan sayısıyla birlikte artan ve çiftliğin en büyük problemi haline gelen hayvan gübresi etkili oluyor. Meseleyi çiftlikte beraber çalıştığı çözüm ortağı Yüksek Elektronik Mühendisi Hakan Dağtekin'le masaya yatırıyorlar. Çözümü bulmalarında, Dağtekin'in bu konudaki bilgi birikimi ve biyogaz konusuna duyduğu ilgi etkili oluyor. Dağtekin, "Daha önce biyogaz üzerine çalışmalar yapılmış, ama bizim istediğimiz anlamda değil. Almanya'da, İsveç'te ve ABD'de ileri seviyede çözümleri vardı. Bunlardan bir tanesini kendimize model olarak aldık." diyor.
Hayvan gübresi fermente edildiğinde ortaya; karbondioksit, metan ve hidrojen sülfür bileşenleri çıkıyor. Bunların içinde yanıcı özelliği sahip metandan elektrik üretimi zaten yapılıyor. Bu çalışmaları kendilerine rehber edinen iki ortak, metandan elektrik üreten sisteme bir takım ilaveler yaparak ilk başta 4 tonluk bir digester yapıyor. Hakan Dağtekin, çalışmalarını şöyle özetliyor:
TEZEKTEN ELEKTRİK ÜRETMEK İÇİN BİR YIL UĞRAŞTILAR
"Laboratuardaki hayvan gübresinden gaz elde etme ve onu elektriğe dönüştürme çalışmalarımız bir yıl sürdü. Gaz oluşumunu sağlayan bakterilerin yaşabilmesi için hayvan gübresinin oksijenle temasının olmaması gerekiyordu. Gazın sürekli üretimi için önce bakterilerin yaşabileceği uygun ortamı sağladık. Laboratuarda bakterilerin uygun yaşam şartlarını inceledik. Gaz üretiminde sürekliliği sağlayınca üretilen gazdaki kirlilik oranına baktık. Doğaya zarar vermeden gazı nasıl yıkayabiliriz hepsini araştırdık. Ortaya çıkan gazın içindeki metan oranının yüksekliği çok önemli. Bugün biyogaz tesislerinde üretim oranı yüzde 65'lerde ise iyi bir gaz üretmiş olursunuz. Biz bunun sağlanması için gerekli katkı maddelerini de kullanarak sonuca ulaştık."
Çiftlikte şu an metandan elektrik üreten ve 150 ton kapasiteli iki adet reaktör var. 150 baş hayvandan ortalama 30 tonluk tezek elde ediliyor. Sistem bu atıklardan saatte ortalama 50 metreküp gaz üretiyor. Bu gaz ile 30 kilovatlık bir jeneratörü çalıştırabilecek elektrik üretiliyor. Dağtekin, "Bu sayede çiftliğimizin elektrik ihtiyacını sağlayacak oranda gaz üretimini gerçekleştiriyoruz." bilgisini veriyor.
KAVRULMUŞ GÜBREYİ PAKETLEYİP SATACAKLAR
Ortaklar, 24 saat boyunca elektrik üretimi konusunda ABD'li bir firmayla da temaslarını sürdürüyor. Yakın bir zamanda 30 kilovatlık bir mikrotirbün getireceklerini aktaran Dağtekin, böylece günün her saati durmadan çalışabilen mikrokojenerasyonları olacağını belirtiyor. Daha önce 'süreklilik' sağlanamadığı için bu yönde atılan adımların yarım kaldığını, ancak kendi sistemlerinin devamlılığı sağlayacağını kaydediyor. Civelek ve Dağtekin'in projesi kapsamında köylerde tezek toplama çukurları oluşturmak da var. Ortaklar, hayvancılığın yaygın olduğu köylerde kooperatif oluşturarak, civar köylerden toplama merkezine getirilen gübreden de elektrik üretmeyi hedefliyor.
Dağtekin'e göre söz konusu gaz üretimi aynı zamanda tarlada sebze ve meyve üretiminde kullanılan daha besleyici bir gübre sağlıyor. 15'er ton halinde iki reaktöre giren hayvan gübresi, 15 ton yanmış gübre olarak çıkıyor. "Yanmış gübre, bitki verimi açısından çok daha fazla önem arz ediyor." diyen Dağtekin, yanmış gübreyi de bir süre sonra paketleyip satmayı düşündüklerini ifade ediyor.