BIST 9.765
DOLAR 35,16
EURO 36,48
ALTIN 2.939,28
HABER /  GÜNCEL

Hayrettin Karaman'dan kızlı-erkekli fetva

Muhafazaka mahallenin duayen isimlerinden Hayrettin Karaman, öğrenci evleri tartışmasına çok konuşulacak bir yazıyla dahil oldu...

Abone ol

İNTERNET HABER - Gündemin odağındaki öğrenci evleri tartışmasına Yeni Şafak sinin ilahiyat duayeni yazarı Hayrettin Karaman da katıldı.

Karaman'ın fetva olarak nitelenen yazısında herkesin toplumda çoğunluğu teşkil eden değerlere uymak zorunda olduğunu savundu.

TARTIŞMALI BİR ÖNERİ

Batı değerlerine göre yaşayan ve azınlıkta olan insanların "Çoğunluğu kale almamak" gibi bir seçeneğinin olmadığını vurgulayan Karaman, lafı hiç dolandırmadan tartışmalı bir öneride bulundu:
-...Bireyler, muhtaç oldukları çoğunluğun hatırı için bazı özgürlüklerini 'gönüllü olarak' kullanmamalarıdır.

İşte Karman'ın kızlı erkekli fetvası;

"Bugünlerde tartışılan konu, kadın (serbestçiler bu kelimeyi tercih ediyorlar) ve erkek öğrencilerin bir veya birkaçının aynı evlerde kalmalarıdır.

KIZLI ERKEKLİ EV MEŞRU DEĞİL

Müslüman milletimizin ahlak, gelenek ve göreneğine göre bu durum meşru değildir, birçok sakıncası vardır. Birçok erkek öğrenci ailesi yanında kahir çoğunluğu ile kız öğrenci ailesi bu duruma razı olmazlar.

'Razı olmuyorlarsa aynı evde barındırmasınlar, ayırsınlar' demek kolay, bunu uygulamak -istenen yardımlar alınamazsa- zordur.

BİRİYLE DÜŞÜP KALKAN KIZ İKİNCİ SINIF EŞ OLUR

Bizim toplumumuzda -haklı olarak- birisiyle düşüp kalkmış erkek ve daha ziyade de kız ikinci sınıf eş adayı durumundadır. Zampara erkekler de sıra evliliğe gelince eli erkek eline değmemiş kız ararlar.

Kızı veya oğlu evli olmadığı birisi ile bir evde beraber yaşayan aileler komşularının ve yakınlarının yüzlerine bakamazlar.

Toplumun özelliğini göz önüne almadan dayatılan değişim şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da başımıza nice dertler açacaktır.

ÇARE NEDİR?

Bana göre birinci çare, yüzde yüze yakını Müslüman olan bu toplumda 'İslam'ı temel referans alan bir demokratik düzen'dir.

Liberal demokraside ısrar edilecekse hükümetlerin, bu rejime ters düzen devlet davranışlarına teşebbüs etmemesi, ama bireylerin, muhtaç oldukları çoğunluğun hatırı için bazı özgürlüklerini 'gönüllü olarak' kullanmamalarıdır.

İnadına kullanırlarsa en azından mahalle baskısı, değerleri çiğnenen çoğunluğun hakkı olur.