'Hayırlı Cumalar' dilemek gericilik mi?
Epey dönemlerde sosyal iletişim ağı Facebook'ta hoşuma giden bir şey yapılıyor.. Anlamlı veya özel günlerde tanıyan tanımayan herkes birbirine iyi dileklerde bulunuyor..
Epey zamandır sosyal iletişim ağı Facebook'ta hoşuma giden bir
şey yapılıyor.. Anlamlı veya özel günlerde tanıyan tanımayan herkes
birbirine iyi dileklerde bulunuyor..
Kandiller, bayramlar ve özel günler "Kutlanarak"
bir birliktelik, bir gönül dayanışması yaşanıyor/ sergileniyor. Her
yeni haftaya her hafta sonuna ve her resmi tatile özel mesajlar
yayınlanıyor.. Özellikle Cuma günleri her bir profilden,
"Hayırlı Cumalar" temennilerinin yükselmesi ve o
temenni iletisinin altına iliştirilen yorumlar müthiş bir insani
bağ oluşturuyor..
Böylesine masum, böylesine temiz bir paylaşımdan rahatsız olmak
mümkün mü?
"Normal olan bireyin" rahatsız olması mümkün
görünmüyor tabi ki... Ama gelin görün ki, birileri bu güzel
temennilerden bile rahatsız olmuş..
Radikal Gazetesi'nde çalışan Ayfer
Selamoğlu isimli bir hanımefendi, bu konudan epey
muzdarip..
Radikal'de yazdı mı yazmadı mı bilmiyorum. Pek çok dostum
Radikal'deki yazısını alıntı yapıp eleştirdi sayfasından.. Bu
sırada yazı siteden uçtu mu bilmiyorum ama Facebook'taki bir kaç
bin arkadaşının beğenisine sunulmak üzere yazdığı yazıda da aynı
sözleri tekrarlamış hanımefendi..
Demiş ki;
"Bu ülkenin bayramı- tatilleri yetmezmiş gibi, şimdi de
"Hayırlı- Mübarek" gibi sıfatlarla Cuma günlerini kutlama modası
çıktı.. Bu da zıvanadan çıkmanın başka bir yüzü.. Kusura bakmayın
ama, neye dayanarak Cuma'yı mübarek, diğer günleri lanet ilan
ediyorsunuz.. Erkeklerin Cuma günleri toplu halde günah çıkarma
ayinlerinde iptal olmaları gibi bu tür haftalık kutlamaları da
tuhaf ve çıkarcı buluyorum.Yani bu bireysel bir iletişimse.. Bunu
herhangi bir yerde, tek başınıza ya da herhangi bir günde yapmanıza
engel nedir? Sonuç; Yine çıkarcılık..."
***
Bazı insanları debelendikleri pisliğin içinde bırakmak çoğu zaman
iyi bir yöntem olsa da, o pisliği yanından yöresinden geçen
insanların üzerine sıçratma riskini de göze alarak birinin dur
demesi gerek!..
Zırvalayan birilerine cevap yetiştirme konusunda pek maharetli ve
istekli olmasam da, bu konuyu aynı hanımefendiyle Facebook üzerinde
de tartışma macburiyetinde kaldım.
Yazdığı zırvaya destek bulamayıp da sert eleştirilerle karşılaşınca
"Benim annem, ibadet gizli olmalı derdi..."
türünden tuhaf bir savunma kalkanına bürünmeye çalıştı. Baktı
tepkilerin ardı arkası kesilmiyor, içinde benim de olduğum tüm
eleştiri sahiplerini tek kalemde silip engelledi ve sırra kadem
bastı..
Annesi, "İbadet gizli olmalı" demişmiş!
Annesinin sözü ayet, Allah'ın emri ayin!
Ve ne yazık ki bunu söyleyen bir kadın..
Daha da vahimi, toplumu bilgilendirme görevi verilmiş bir kadın
gazeteci..
Okumayı romandan, veya tırışka hikayelerden ibaret sanan, varoluşun
nedeni okumamış, araştırmamış veya araştırmaya tenezzül etmemiş bir
gazeteci!
Cuma'ya neden "mübarek gün" denir, "Cuma
üzerine kaç ayet indirilmiştir, diğer günlerin böyle bir ayetle
taçlandırılma durumu var mıdır yok mudur?" diye öğrenme
zahmetine girmemiş bir gazeteci!
Kısacası o bir modern Müslüman!
***
"Modern din" diye diye işte bu hale geldik maalesef..
Namazın bırakın kendisine, adına bile tahammül gösteremeyen, zora
düşünce "Elhamdülillah" demeyi dahi bilemeyip
"Erhamdurillah ben de Müslaman'ım" diyen
acizlerden sadece biri..
Maalesef ki böylelerinin çocukları, çift babalı olduklarına
inanır..
Bir organik babası, bir de Noel Babası
vardır..
Böyleleri çocuklarına Noel babalarının yılbaşı gecesi bacadan girip
kendisine hediye getireceğini anlatır da, Hızır Aleyhisselam'ın adı
geçince, "Yapma yavrum bunlar gerici dincilerin söylediği
sözler.. Hurafe bunlar inanma" diye öfke nöbetleri
geçirir..
Böyleleri, Kurban Bayramı'nda kurbanlık kesenlere,
"Barbarlar.. Yine ortalığı kan gölüne çevirdiler. Kesilen
mi hayvan, kesen mi hayvan" diye hakaret eder..
Ama "Aralık ayı"na girilmesiyle birlikte kıçından
ter akıncaya kadar fıldır fıldır yılbaşı gecesi masasına konulacak
içi pilavla doldurulmuş hindi aramaya koyulur..
Bir sonraki seneye girmeye 10 saniye kalınca "Dokuuuuzz,
sekiiiz, yediiii.... ... biiiir ve sıfııııır.. Huuuuuuu, heyooooo..
Oleyyyyy yuppiiiii" diye hezeyanlar içinde çığlık atmak
bir inançtır. Hatta inançtan öte bir dindir ama Cuma'da saf tutmak
bir ayindir, çıkarcılığın daniskasıdır böylelerine göre!..
Böylelerinin bir yakını can verdiğinde, "Allah rahmet
etsin... Nurlar içinde yatsın" diyemez..
Allah ve Nur gibi gericilerin
(!) ağzından dökülen cümleler onların ağzına
yakışmaz.. Onlar, "Tanrı O'nu bizden çok sevdi ki yanına
aldı.. Zaten hiç bir yere uğramadan direk cennete gitti.. Işıklar
içinde uyusun.. Yüzüne projektörler vursun" derler..
Dikkat ediniz, "Allah" da demezler.. Ne kadar
modern olduklarını "Tanrı" diyerek dışa
vururlar!
Yunan mitolojisindeki tanrılardır onların tanrısı.. Onların
tanrıları, Kureyş kabilesinin helvayla yapıp, acıktığında yemek
zorunda kaldığı puttan tanrılarla aynıdır..
***
"Zemzem"i "Yeni Rakı" veya
"Konyak" olanların, "ibadet"inin
sarhoşluk sonrası kudurup alelade herhangi biriyle seks yapması
normaldir.. (Adam gibi içenler tenzih olunur...)
Üniversiteler bitirmeleri, tezler veya doktoralar yapmaları bir
fayda, bir artı getirmez onlara.. Kur'an desen onlara çok uzak.
İncil desen ona göre bir hayat sürdürmezler.. Tevrat desen, onun
hükümlerine göre yaşamazlar değiştirirler kendi sapkınlıklarına
uydururlar. Ne İsa'ya ne Musa'ya yani anlayacağınız.
Sadece zaman zaman "İsmen Müslüman" olurlar ama
"cismen neye tabi oldukları asla belli olmayan
güruh"tur bunlar..
Domatesin, karpuzun veya şeftalinin çekirdeğinde yazan
"Allah" sözüne de, bülbülün,
"Allah" diye şakımasına da anlam verecek idraktan
yoksundurlar.. Hayvanları severler sevmesine ama, gagasını suya her
sokuşunda başını semaya kaldırıp yaradana adeta şükreden kuşun
beyninden daha ufaktır beyinleri..
Hac onlar için Suudi Arabistan'a fuzuli olarak akıtılan bir milli
gelirdir.. Eyfel Kulesi'ni ziyaret, Barcelona kaçamağı veya Londra
sokaklarında tur atmak onlar için tavafların en yücesidir..
Envay çeşit eğlence kulüplerinde çalan, "Gel gel
acimicaaak", "Sevişmeden uyumayalım" "hüp diye içine çek
beni" müzikleri "ezan"ları, o
müzikle birlikte tepinmek namazların en mukaddesidir onlar için
ama, tam da uykuya dalacakları saatte okunan Sabah Ezanı gürültü
kirliliğinden öteye geçmez..
Geçse bile "Anlamıyoruz ki bari Türkçe okunsun
yahu" derler!
***
Kurban olduğum Allah!
Daha Kur'an'ı indirirken aramızdan bu tür okumuş ve kültürlü
"Modern Müslümanlar"ın çıkacağını bilmiş, bize de
mesaj vermiş:
Buyurmuş ki;
"İndirilen kitaplarla amel etmeyenlerin hali, ciltlerle kitap
taşıyan eşeğin haline benzer. Allah'ın ayetlerini inkar eden kavmin
hali ne çirkin.. Allah, zalimler topluluğunu hidayete
erdirmez." (Cuma Suresi)
Baca eğri de olsa duman her zaman düz çıkar.. Eğri büğrü insanların
böyle abuk subuk konuşmaları, dini küçük düşürme çabaları, düzgün
insanları dinlerine daha sıkı sıkı sarılmaya sevkediyor..
Bunu tarih boyunca anlamadılar. anlamayacaklar!
Herkese şimdiden "Hayırlı Cumalar..."