BIST 9.368
DOLAR 34,54
EURO 36,17
ALTIN 2.956,35

Haydi Ali Bey, haydi Ahmet Bey! Arkanızdan “Bravo kapitano” diye bağırmazsam ne olayım!

Gözlerime inanamıyorum…
Kulaklarım duyduklarım havsalama sığmıyor.
Bakın şu sözlerin hepsini önceki gün, yani aynı gün duydu kulaklarımız…

Sırtında yumurta küfesi olmayan komşu bize “Boykot uygula” diyor

(*) İran Dışişleri Bakanı konuşuyor…
Yanında Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da var…
İranlı Bakan, “Bölge ülkeleri her şeyden önce İsrail’e kapsamlı boykot uygulamalı, İsrail”e yakıt göndermemeli, siyonist rejimle ilişkiler kesilmelidir…”
Emriniz olur…
İyi de arkadaş, bu bakan arkadaş, dünyadan izole olmuş, ekonomisi batmış, kadınları bitap bir ülkenin dışişleri bakanı…
Kaybedecek hiç bir şeyi kalmamış zaten…
Sırtında ne küfesi var… Ne de o küfede tek bir yumurtası…
Şimdi kalkmış, bize kendi evimizde “Hadi siz de kopun dünyadan” diye bağırıyor…

İyi de kime sokuşturuyor bu lafları düşündünüz mü?

Güya herkese konuşuyor ama asıl derdi başka…
Bu sözleri ile birilerini İslam alemine şikayet ediyor.
O konuşmayı yaptığı gün çok iyi biliyor ki, 21 Ekim günü Ceyhan’dan İsrail’in Eliat limanına 1 milyon varil ham petrolü götüren o tanker Azerbaycan petrolünü taşıyordu.
Kardeş ülkemiz Azerbaycan bu sözlerin hedefi…
Tabii ki Ceyhan’dan giden petrole borularını açan Türkiye de…
Sırtında yumurta küfesi olmayanlar için ne kolay lokma değil mi…
Çok iyi biliyor ki, Türkiye ve Azerbaycan uluslararası camiaya ve ekonomiye entegre ülkeler…
O arkadaşın memleketi ise bizim Ahmet Bey’in dahiyane lafı ile “Değerli yalnızlıklar” içinde tek başına kalmış bir çorak ülke…
“Haydi siz de gelin bizim mahalleye” diyor adeta…
Merci… Biz almayalım…

Ya bizim Diyanet İşleri Başkanımız Ali Bey?

Sadece o mu…
Kendi içimizde de de var aynı kafada insanlar…
(*) Aynı gün Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş konuşuyor.
O da aynen şunları söylüyor:
“Siyonizmi destekleyen firmaların ürünlerinin kararlı ve devamlı bir şekilde boykot edilmesi büyük öneme sahiptir…”
Buyurun hayret verici bir boykot çağrısı daha…
Demek ki bu ülkenin ekonomi ve dış politikasını da artık Diyanet İşleri Başkanından soracağız…
Boykot fetvası veriyor oturduğu koltuktan…
Kim bilir belki bugün Cuma hutbelerinde de dinleriz bu sorumsuzca cümleyi…

Türkiye, camdan bir evde oturuyor arkadaşlar

Ama küçük ve manasız bir sorum olacak…
Türkiye’de bütün makul insanlar çok iyi biliyor ki; hepimiz, dünyadaki en kırılgan camdan evlerden birinde oturuyoruz.
Askerimiz her gün Suriye ve Irak’ta teröristlerle mücadele ediyor.
Uçaklarımız o toprakları bombalıyor.
İnsan hakları, özgürlükler ve adaletimiz konusunda zaten dünyanın parmağı bize çevrilmiş durumda…
Hiç mi düşünmüyorsunuz bu yaptığınız boykot çağrılarının yarın bir bumerang gibi bize dönebileceğini…
Yarın başka ülkelerdeki sizin gibi kafalar “Türk mallarını boykot edin” diye kampanya yapmaya başlarsa kim ödeyecek bunun bedelini…
Oturduğunuz koltuklarda sizin ödemeyeceğiniz kesin…
Mısır’la, Suudi Arabistan’la kavgalarımızda bir Rabia işaretinin nelere mal olduğunu millet gördü, ama belli ki siz fark etmemişsiniz bile…
Daha dün Doğu Akdeniz’de tek başımıza kaldığımızı hala unutmadık.
Ama ne olacak, sizin sırtınızda da yumurta küfesi yok…
Kırın dökün herkesle ilişkilerimizi…

Haydiiii! Ahmet Bey de durumdan vazife çıkarıp fırladı ortaya

(*) Aynı gün üçüncü bir fecaat daha…
Yine malum Ahmet Davutoğlu…
Çağrı yapıyor:
“Türk donanması Doğu Akdeniz’de güç gösterisi yapsın…”
Emriniz olur Ahmet Bey…
Hatta bir de yol gösterin, mesela şunu da söyleyin.
Türk ordusu nasıl bir gövde gösterisi yapsın…

Anadolu’dan kalkan SİHA’lar, Tel Aviv’i mi bombalasın?

Anadolu gemisinin üzerinden kalkan SİHA’lar gidip Telaviv’i mi bombalasın mesela…
Helikopterler Mehmetçiği Gazze’ye mi indirsin…
Doğru hemen yapalım…
Hatta biz de sana yol gösterelim…
Haydi sen git önce bir tek başına…
Sar boynuna Hamas poşusunu ve çık kahramanca İsrail askerinin karşısına…
Tamam, yaptığın bunca yanlışlıktan sonra Suriye üzerinden gidemezsin, git Mısırlı kardeşlerinden rica et… Açsın Refah Kapısı’ndan yolu sana…
O da olmazsa rica et donanmamıza, versinler Gazze açıklarında bir SAT komando botu altına, eh birkaç kulaç, Hamas saflarındasın…
Biz de arkadan “Bravo kapitano” diye alkışlamazsak ne olalım…

İyi de El Ezher, Mısır neden açmıyor sınırını cihatçılara?

Ama bil ki bu ülkenin makul insanları artık fena sıkıldı senden…
Allah aşkına sokma bu defa burunu bu işe…
Bak, Mısır’ın Gazze ile sınırı var.
Sokuyor mu oradan tek askerini…
Dünyanın orasından burasından kopup gelmiş cihadçıların oradan Gazze’ye girip İsrail’e karşı savaşmasına izin veriyor mu…
Bırak onu, tek Filistinliyi göçmen olarak topraklarına alıyor mu…
Orası Mısır yahu…
Dünyanın en önemli İslami okulu El Ezher’in bulunduğu memleket…
Her gün fetva veren insanlar… Duydun mu oradan “Haydi Gazze'ye” fetvası…

Sayın Dışişleri Bakanımız, siz makul insansınız uymayın

Sayın Dışişleri Bakanımız..
Siz makul insansınız…
Darmadağın olmuş bir Dışişleri Bakanlığı’na çeki düzen vermeye çalışıyorsunuz… Hep birlikte görüyor ve taktir ediyoruz bunu…
Ama lütfen dolduruşuna gelmeyin bu Ahmet Bey’in.
Onun tuhaf derinlik teorilerinin başımıza ne açtığını en iyi bilen insansınız…
Beş milyon Suriyeli göçmen onun bu dahiyane teorilerinin sonucu girdiğimiz Orta Doğu batıklığının hediyesidir bize…

İnsanlar Gazze haberlerini dinlemiyor, okumuyor artık

Dün Türkiye’nin önde gelen internet haber sitelerinden birinin yöneticisi ile konuşuyorum.
“Gazze haberleri okunmuyor artık” diyor.
Benim şu yazımın bile daha az okunacağına eminim…
O nedenle diyorum ki;
Türk halkının sesine kulak verelim biraz…

İzleyeceğimiz politikada bize yol gösterecek önemli işaretlerimiz var…

Bu araştırmaya bir kere daha bakalım

Metropoll şirketini yaptığı araştırmayı bir kere daha dikkatle okuyalım:
Soru şu:
Hamas-İsrail savaşında Türkiye’nin tutumu ne olmalı?
(*) YÜZDE 34.5 Tarafsız kalmalı
(*) YÜZDE 26.4 Arabuluculuk yapmalı
(*) YÜZDE 18.1. Filistin halkını desteklemeli ama Hamas’la arasına mesafe koymalı
(*) YÜZDE 11.3. Hamas’ı desteklemeli
(*) YÜZDE 3. İsrail’i desteklemeli…
Halkın bu olaya makul bakışı apaçık belli değil mi…
Neredeyse yüzde 85’i tarafsız kalın, Filistin halkına insani desteğinizi gösterin ama Hamas”tan uzak durun ve bu politikanız ile arabuluculuk yapın diyor.
Son derece mantıklı değil mi…

Amerikan halkı ne diyor: Hamas mı, İsrail mi?

Bakın daha ilginç bir araştırma da var önümde…
Amerikan halkına sormuşlar: Hükümet Hamas-İsrail savaşında hangi tarafı desteklemeli?
(*) YÜZDE 64: İki tarafı da desteklememeli
(*) YÜZDE 27 İsrail’in yanında yer almalı
(*) YÜZDE. 7 Filistinlilerin yanında yer almalı
Buyurun İsrail yanlısı sandığınız Amerikan halkının tutumu…
Yüzde 64 tarafsız kalın diyor…
Ne farkı var Türk kamuoyundan…
“Biz de Hamas’ı destekleyelim” diyen yüzde 11, orada yüzde 7…

Halk “tarafsız kalın” diyor, Ahmet ve Ali beyler “hayır”

Sonuç:
İyi haber…
Dünyanın her yerinde makul insanların sayısı artıyor.
Ama gündemi sosyal medyanın vuvuzellaları, amigoları holiganları, fanatikleri, trolleri belirliyor.
Bir de her toplumun Ahmet beyleri, Ali beyleri…
Bence dünya artık yakasını her dinin fanatiklerinden, holiganlarından, trollerinden kurtarıp, barış için mantıklı yolu desteklemeye başlamalı…
İşte o nedenle, çekilin artık kenara diye sesleniyorum… Siz susun ki, makul insanların sesini biraz daha yüksek duyalım.
Çünkü artık çok iyi biliyoruz…
Filistin halkının en büyük dostu, yumuşak gücünü gösteren, İsrail ve Hamas’ın vandallıklarına, vahşetine, cinayetlerine, katliamlarına aynı mesafede duran ama Filistin halkına şefkatini esirgemeyen, belagat şehvetinden kendini kurtarmış bir Türkiye’dir…
Filistin halkını gerçekten seviyorsak ve gerçekten yardımcı olmak istiyorsak; İran’ın, Ali beylerin, Ahmet beylerin bu sorumsuz çağrılarına kulaklarımızı kapatmayı öğrenmeliyiz.

Halkın Gazze’ye ilgisi azalıyor ve bunun gerçek sebebi sizsiniz

Bilelim ki,
Bu mantıksız gövde gösterisi, boykot çağrılarını yapanların başarabildiği tek şey, Türk halkının Gazze konularına ilgisinin her gün biraz daha azalmasıdır…
Bugün Dilan Polat ve Engin Polat haberleri, Gazze’de her gün insafsızca bombalanan insanların trajedisinden daha fazla ilgi çekiyorsa, …
Bunun sorumlusu Ali beyler, Ahmet beyler ve onların destekçilerinin yarattığı vuvuzella gürültüsüdür…