Hindistan'da toplu tecavüz sonrasında hayatını kaybeden genç kadının babası kızlarıyla birlikte bir hayalin de yok olduğunu anlatıyor.
Abone olDünya onu "toplu tecavüz kurbanı" olarak tanıyor, ismi verilmiyor ama yas içindeki ailesi onu insanların acılarını azaltma hayali kuran cesur bir kız olarak hatırlayacak.
16 Aralık'ta bir otobüste gerçekleşen saldırıda ağır yaralanan 23 yaşındaki kadın kurtarılamamıştı.
Uttar Pradeş eyaletinin kuzeyinde yaşadıkları yere bir hastane yapmak istiyordu.
Delhi'de okuduğu tıp fakültesinden sıklıkla köye gelip, insanlara yardımcı olmak istediğini anlatıyordu.
Orası dünyanın en geri kalmış yerlerinden biri.
Aile, daha iyi bir hayat umuduyla 1983 yılında Delhi'ye taşınıyor ama pazartesi günü olanlar bir hayatın beklenmedik sonunu getiriyor.
Ailesi, hayalini kurduğu hastanenin gerçekleşmeyecek açılışına katılmak için değil, kızlarının küllerini Ganj Nehri'ne serpmek için gitti eski yerlerine.
Babası evin önünde bağdaş kurmuş oturuyor; yerdeki ince saman tabakasının üzerinde bekliyordu.
"Cesurdu" diyor kızı için, "Korkusu yoktu, hayat doluydu."
23 yaşındaki çocuklarını yüksek öğrenime göndermek için paraları yoktu ama eğitim daha iyi bir hayata kapı açacaktı.
Babası, "Bebeklerle oynamaya başladığı günden beri doktor olmak istediğini söylüyordu" diyor, "Ona her defasında eğitim olanağı veremeyeceğimi söyledim ama aldırış etmedi."
Kararlıydı ve babasının ikna etti; aile topraklarının bir bölümünü satıp eğitim için Delhi'ye gitti.
Şimdi, babası, gururla "Çocuklarım için en iyi eğitimi istedim." diyor.
Saldırıdan önce en son onunla konuşan aile üyesi erkek kardeşi olmuş.
Erkek kardeşi de ablasının sevecen ve çalışkan biri olduğunu, iki kardeşine örnek olup, çok çalışmaya teşvik ettiğini anlatıyor.
"Gece, gündüz demeden çalışırdı, uyuduğunu bile bilmezdik."
En sevdiği programlar olarak pembe dizileri seyretmeye çalışırken kendisiyle nasıl uzaktan kumanda kavgası yaptığını anlatırken zorlanıyor.
"Azarlardı ama severdi de" diyor.
O gün, uzaktan kumanda kavgası yaptığı erkek kardeşini arayıp, biraz geç kalacağını söylemiş.
Saat akşam 8 sularında telefonuna ulaşılamamış.
"Kızınız kaza geçirdi" diye haberi hastaneden vermişler.
Ablasını hastane odasında 25 Aralık günü gördüğünde kendisine "Cennete gidiyorum" bir el işareti yaptığını anlatıyor.
Toplu tecavüz sonrasında ziyaret eden babası, bilinci bir süre açıldığı sırada yemek istediğini anlatıyor.
Doktor lolipop önerince memnuniyetle kabul etmiş.
"Evlenecek" söylentilerini reddedip "Erkek kardeşlerim okulu bitirene kadar evlenmek yok." demiş.
Şimdi, doğduğu köyde mutsuzluk var, köy sakinleri suçlular için idam cezası istiyor.
Babası ise iki oğluna ileriye bakmalarını salık veriyor.
"Delhi toplu tecavüz kurbanı"nın erkek kardeşi, "Bize sınavlara hazırlanmamızı söyledi ama yapamıyorum, ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum" diyor.