Bir böbrek ve iki hasta olunca kararsız kalan doktorlar şanslı hastayı yazı-tura ile belirledi.
Abone olRum asıllı 64 yaşındaki Niki Mastaraki, İstanbul Beyoğlu'nda yaşıyordu. 10 gün önce, yüksek tansiyonu için ilaç almaya gittiği eczanede yere yığıldı ve bir daha evine dönemedi. Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırılan ve yoğun bakıma alınan Mastaraki'nin beyin ölümü gerçekleşince, Atina'dan gelen kızı Sofya İlem annesinin organlarını bağışladı. Mastaraki'nin böbrekleri ve karaciğeri özel uçakla İzmir'e gönderildi. Ancak bir böbrek için tamamen aynı şartları taşıyan iki hasta vardı. Yapılan testlerde emekli şoför Yıldıray Gürpınar ile ev kadını Kadriye Havan'ın dokularının nakil yapılacak organla uyumlu olduğu ortaya çıkmıştı. İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yöneticiler, ameliyatı yapacak 2. Cerrahi Klinik Şefi Doç. Dr. Ada Muslu'nun odasında şanslı hastayı belirlemek için yazı-tura atmaya karar verdi. Hastalara soruldu, Yıldıray Bey 'tura' dedi. Para havaya atıldığında tüm nefesler tutulmuştu. 1 Yeni Türk Lirası yere düşene kadar, her iki hastanın da hayatı gözlerinin önünden film şeridi gibi geçti...
'Ata bana gülüyordu'
Ve para yere düştüğünde Ata'nın yüzü, Yıldıray Gürpınar'a gülüyordu. Hemen ameliyata alınan Gürpınar'a böbrek başarılı bir operasyonla nakledildi. Hayatını kazandığı geceyi Yıldıray Bey şöyle anlatıyor: "Bir yıldır diyalize giriyordum ve nakil haberi bekliyordum. Geçtiğimiz perşembe gecesi İstanbul'da üniversitede okuyan oğlumu aramışlar. Oğlum da saat 01.00'de arayıp haber verdi. Hemen hastaneye gittim. Çeşitli testler ve kontroller yapıldıktan sonra karar olumlu çıktı. Yalnız nakil için gelen bir kadın daha vardı. Onun testlerinden de olumlu sonuç alınmıştı. İkimizin de organ nakline uygun olduğumuzu görünce seçim yapmak zorunda kaldılar. Yazı tura attılar ve ben kazandım. Şans bana güldü.."
Rahip, "Annenin organlarını bağışla büyük sevap" dedi
Niki Mastaraki hastaneye kaldırılınca Atina'daki kızına haber verildi. Cumhuriyet Gazetesi Atina Temsilcisi eşi Murat İlem ile hemen İstanbul'a gelen Sofya İlem'e doktorlar organ bağışını sordu. Bu kararı vermek onun için çok zordu. İlem, "Ama Tanrı mesajını gönderdi" diyor: "Ne yapacağımı şaşırdım. O sırada karar veremedim. İstiklal Caddesi'nde yürüyerek St. Antuan Kilisesi'ne gittim. Yaşlı bir rahip vardı, ona 'Annem ölüyor, organlarını bağışlasam günaha girer miyim' diye sordum. O da bana, 'Kızım hemen kalk ve hastaneye git. Çok büyük bir sevap işliyorsun' dedi." Kiliseye ağlayarak giren Sofya Hanım, gülümseyerek hastaneye döndü. Annesine, "Seni çok seviyorum, özür dilerim ben böyle bir karar verdim" dedi. Şimdi, hayata dönen hastaların mutluluğuna şahit oldukça ne kadar doğru bir iş yaptığını anlıyor...
Vatan